31.Bölüm/Türk Kahvesi

5.6K 200 13
                                    

işte yeni bölüüüm :)

Hızla yatak odasına geçerek gardrobu açtım. Elime aldığım kırmızı şifon elbiseyi hızlıca üstüme geçirdim. Ayaklarıma siyah bez ayakkabıları giyip, aynanın karşısına geçtim. Hafif bir makyajla tamamladım. O anda odaya giren Kerem'e göz ucuyla baktım.


Çok şanslıyım lan böyle bir kocam var!


Kerem'de gardropun önüne geçip kot pantolon ve gömlek aldı. Onları giyip ayakkabısını da giydi. Kapıyı açıp gideceğim sırada,  hızla duvara yapıştırılmamla dudaklarımı direkman araladım. Her zaman böyle oluyordu. Alışmıştı bu harekete haaa :)

Dudaklarıma bakıp gülmesiyle kaşlarımı çattım.

"N'olduu yakışıklı?"

"Çok ateşli seksi bir karım var."

"ıhmm.. kimmiş merak ettim."

dedim yalandan ve gülümsedim. Burnunu burnuma sürtüp bana daha fazla yaklaştı. Duvar arasında sıkışmıştım.

"Kim biliyor musun?"

"kim?"

dememle gülümsedi ve dudaklarımızı birleştirdi. Dün gece hiç yaşanmamış gibi delice öpüşüyorduk. Üst dudağımı ıstırmasıyla saçını çektim. Alt dudağını emip, zıplayarak kucağına yerleştim. Ellerinin biri belimde diğeri ise bacağımdaydı. Uzun elbisemi toplamış. Alt bölgemi tamamiyle açmıştı.

Elinin rotası bacak aramı bulurken kafamı geriye doğru yaslayıp inleyerek derin bir nefes verdim. Dokunuşları beni etkiliyordu. Boğazıma sıcak ve hızlı nefesini üflemesiyle tüylerim ürpermişti. Elini bacak aramdan çekip bacağımda dolaştırdı. Kafasını göğsüme yaslayıp sıkıca bana sarıldı.

"Seni kaybetmek istemiyorum."

demesiyle kaşlarımı çattım. Nereden çıkmıştı bu? Bir şey mi olmuştu? Bana daha fazla sarılmasıyla saçlarına elime geçirdim. Diğer elimi de sırtına koyup kendime daha fazla çektim. O anda aniden kapının açılmasıyla, yerimden sıçramıştım.

Ah Sedat!

Bir kere de uslu dur velet ya!

Kerem kafasını kaldırıp Sedat'a baktı. Sedat ise alayla gülüyordu.

"Merve bak nasıl bir pozisyonda yakaladım şunları!"

diye bağırmasıyla Kerem'in kucağından inip elbisemi düzelttim. Merve'nin merdivenden gelen paldır küldür sesi koşarak geldiğine işaretti.

"Hani neredeler? Resmilerini çekmeliyim?"

diyerek odaya kamerayla girmesiyle kahkaha mı tutamadım.

"Hayırdır Merve? Şimdi de paparazziliğe mi başladın?"

dememle güldü.

"Sadece hobi olarak,"

"Ah bide bazı konuları hobi olarak yapsan nasıl güzel olur!"

diye imayla söylemesiyle kaşlarımı çattım. Merve neyi hobi olarak yapacaktı?

Merve kaşlarını çatıp hızla Sedat'a dönüp kocaman açtığı gözlerini ve ciddi yüz ifadesiyle ona baktı.

"Tamam tamam."

diyerek ağzını fermuarlar gibi yaptı ve sustu. Bunların arasında kesin bir şeyler vardı.

Ownn!

Yeni aksiyonlar demek oluyor bu :D

Kerem'in,

"Aşağıya inelim?"

"Oluur"

diye karşılık verip hep birlikte aşağı indik. Kerem ile Sedat erkek muhabbeti yapmak için bahçeye çıkarken biz de Merve ile mutfağa geçmiştik. Tezgaha yaslanıp yüzümü ona döndüm.

"Anlat bakalım ne zaman evlendiniz? Neler oldu? Balayına gittiniz mi? Neden bana haber vermedin? Nasıl evlenme teklifi etti? Ailen nasıl izin verdi? Onunla yattın mı? Nas--"

"Yeter!"

"Hadi ama anlat."

"Anlatılacak bir şey yok sadece kağıt üstü evlendik."

"Efendim? Ne dedin anlamadım?"

"Zorla evlendirildik."

"Kim? Neden? Nasıl evlendirdi lan sizi?"

"Büyük babası ölmeden önce evlenmesini istiyormuş. Sonra bla bla. Teklif etti bana sadece 3-4 ay oyun oynayacağız. Sonra boşanacağız. Öyle işte."

"Yani aranızda ilişki falan olmadı?"

"İlişki?"

"Sex?"

"Zeynep sen Kerem'in yanında kala kala iyice sapıklaştın var ya? Bide bana teklif etmediğin kaldı!"

"Yuh Merve yaa! Sadece merak ettim. Söyle bakalım oldu mu olmadı mı?"

"Sence?"

"Olduuuu "

diye sevinerek gülümsememle yüzü iyice düştü.

"Tebeşüste bulundu ama beyefendi reddedildi."

"Kızım sen Sedat'ı sevmiyor musun?"

"Seviyorum."

"Daha ne bekliyorsun evlisiniz işte."

"Ama bana gelip benimle evlenir misin? Seni seviyorum demedi. Büyük babam için evlen benimle dedi. Yani bu bir ilanı aşk değil. Beni sevmeyen biri ile neden yatayım?"

"Haklısın ama yani o zaman neden seninle birlikte olmak istedi?"

"Karılara gidemediği için!"

"Ney?"

"Ney yok fülüt var."

"Salak! ıyy! neyse nasıl yani Sedat karıya mı gidiyor?"

"Gidiyormuş. Büyük babası dedi. Bilmiyorum ama."

"Yok lan Sedat'tan böyle bir şey beklemem ben."

"Bende beklemezdim."

"Oha yoksa yakaladın mı?"

"Zeynep hayal dünyan çok gelişmiş senin ya."

"Ya of neyse gel Türk Kahvesi yapalım. "

"Tamam"

demesiyle kahveyi hazırlamaya başladım. Suyunu kaynatıp kişi sayısı kadar kahve döktüm. Köpürtüp köpüklerini fincana koydum. Ardından kahveleri tepsiye koydum. Merve'ye dönüp,

"Aklıma süper birşey geldi."

"Ne oldu?"

"Kerem ile Sedat'ın kahvelerine tuz koyalım."

"Own! Harika hadi hemen yapalım."

Onların kahvelerini karıştırmamak için tepsinin önüne koyduk. 3 kaşık tuz ekledik. Merve'nin eline nar ekşisini almasıyla kahkaha attım.

 Zeki lan valla!

Nar ekşisini  ikisine de doldurmasıyla oda kahkaha attı.

Kötüyüz olm.!

Elime bulaşık deterjanını almamla. Merve gözünü pörtletti.

"Emin misin?"

"Hiç olmadığım kadar."

diyerek sırıttım ve  ikisine de döktüm. Kahveleri biraz karıştırarak, iğrençleşmelerini sağladım. Umarım bu sabaha sağ çıkardım.

bol vote ve yorum istiyorum :)

Çılgın Evliliğe yeni bölüm yazıyorum. Haberiniz olsun :)

Töre (ZeyKer)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin