Kalabalığın içindesindir ama kalabalık değilsindir bazen. Tam o andaydı Asena. Herkesin gülüp eğlendiği yerde o köşesine çekilmiş izliyordu.
Elinde tuttuğu soğumuş çayını tazelemek için hareketlendiğinde Serkanın "Komutanım siz de gelin." Diyerek kolundan çekiştirilmesiyle elindeki çay bardağından birkaç damla damlamıştı parkeye. Serkan dökülen çayları bir mendille silmek yerine çoraplarıyla silerken gözleri Hayriye hanımın üzerindeydi.
Asena bu akşam şaşırdığı kadar şaşırmadığını minikleriyle belli ederken Serkan elindeki bardağı alıp kenara koymuştu. Asenanın boşluğundan faydalanarak kolundan çekiştirdi.
Oluşturdukları çembere Asenayı da dahil ettiğinde "Beni izleyin." Diyerek ellik oyununu oynamaya başlamıştı. Çemberdekilerin hepsi Serkana dahil olurken ardındaki Sılanın ittirmesiyle oynamaya başlamıştı.
Serkan, ellik oyununa giderek kendini kaptırırken "Sordum asli nereli, dedi Sivas Zaralı" diye şarkıya eşlik etmişti. Memleketinin söylendiği yerde daha çok bağırırken oynamaya da devam etmişti.
Asena, bulunduğu durumu sorgularken Yavuz "Bu kadar ellik yeter. Az da göbek atalım." Dediğinde Trakya bölgesinden şarkılar açtığında bu durumu gayet normal karşılayan Turan Timinin;normalini bu kadar enerjik beklemiyordu Asena.
"Bu enerji nerden geliyor acaba?" Kendi kendine bu durumu sorguluyordu.
"Turan Timi böyledir. Dışarıdan bakıldığında cesur, kararlı, hırslı ve hedefe odaklı. İçeriden ise biraz enerjik, rahat ve çocuksu. Bu duruma alışsan iyi olur." Kendi kendine sorduğu soruya Erkin tarafından cevaplanması onu afallatsa da konuşmak istemedi Asena. Serkanın köşeye koyduğu çay bardağını alıp bu gürültünün içinden çıkmak için mutfağa adımladı.
Sıcak çayını alıp cebinden çıkardığı sigarasını ateşlendirdiğinde sessizce zamanını geçirmeyi diliyordu. Turan Timine alışmamalıydı. Buna karar vermişti. İstenilmemek onun için en büyük yarayken bunu deşemezdi. Küçük Asena olsa kalmak için çırpınırdı belki ama büyük Asena, keskindi. İstenilmiyor muyum? Giderim. Sevilmiyor muyum? Sevmem. Büyümüştü hem de canı yana yana. Geçmişte kalmayı sevmiyordu ama geçmişten bugüne kendisi gelmişti. Yaşanılanları unuturum elbet diyordu ama unutamamıştı.
Çay ve sigara keyfini yaparken yanında bir hareketlik hissettiğinde başını çevirip bakmadı. Biliyordu çünkü geleni. Balkonun camına yansıyan görüntüye baktı sadece. Kendisiden daha uzun ve heybetli bir yapıya sahip olan Erkin Yüzbaşının yansımasında kaldı birkaç saniye bakışları."Çok fazla sigara içiyorsun?" Erkin fark ettiği durumu dile dökmek istedi. Asenayı hiç bu kadar sigara içerken görmemişti bu hafta gördüğü kadar.
Asena cevap vermek yerine sigarasını içmeye devam edip üflemişti dumanını.
Erkin ise Asenanın inatçı olduğunu biliyordu. Üzerine oynama durumunda öfkesini görmek istedi. Hırçındı Asena, bir patlasa güzel savuracaktı öfkesini ama susuyordu. İlk kez susuyordu ona.
"Küstün mü üsteğmen?" Dedi gülümseyerek.
"Hayır." Dedi Asena.
"Konuşmuyorsun?" Erkin de yansımadan Asenaya bakarken göz göze gelmişlerdi. Cevap vermememişti. Sadece yansımadaki gözlere baktı. Belki ağzı susuyor olabilirdi ama gözleri o an çok şey anlatıyordu.
Erkin gözlerinin içine bakmak iterken yansımasına bakabiliyordu. " Konuşsan keşke" dedi içinden. "Konuşsa da bu anlamsızlık son bulsa..."
İkisi de sessizce yansımalarını izlemişlerdi. Asena sigarasını bitirir bitirmez Erkinin yanında uzaklaşmayı hedeflerken cebindeki telefonun çalışıyla adımları durmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızılelma Asena
Ficțiune adolescențiAsker olmak zordu. Bir de kadın asker olmak daha da zordu. Bir asker kadından... Ailesi onun en büyük yarası olurken bir evi olsun istedi. Küçüklüğünde sahip olamadığı yuva hissiyatını aradı hep. Büyüdü ve kendine bir yuva buldu genç kadın. "Ailem...