02.10.1996
Sonbahar rüzgarı sert bir şekilde eserken Ayşe geceden beri karnında uslu durmayan bebeğini hissetmek istercesine göbeğini okşuyordu. Geceden beri ağır tekmelere maruz kalsa da onu her hissettiğinde gülümsüyordu. Eşine güzel bir kahvaltı hazırlamak istediği için güne erken başlarken mutfağın penceresini açmış sonbahar havasını soluyordu.
Bugün farklı bir duygu içerisindeydi. İçinde oluşan sıkıntıyı umursamak istemeyerek derin derin nefes almıştı. Yavaş yavaş kahvaltı masasını hazırlarken oğlu ve kızı koşarak mutfağa girdi.
"Anne!" Diyerek yanına koşan oğluna çevirdi bakışlarını Ayşe.
Aslan kollarını açmış annesine sarılmak istediğinde Aleyna buna engel olmak isteyerek kardeşinin kolunu tutup çekti.
"Annem kucağına alamaz. Kardeşimizi taşıyor." Ayşe kızına gülümseyerek bakarken iki yavrusunu da kucaklayıp öpmek istemişti.
"Anneme sarılmak istiyorum!" Diyerek bağıran Aslan "Anne sandalyeye oturur musun?" Dedi.
Ayşe, oğlunun ricasını başıyla onaylayıp sandalyeye oturduğunda merakla oğlunu izledi.
Aslan, annesinin yanındaki sandalyeyi çekmişti. Sandalyenin üzerine çıkıp annesinin yanağını öpmüş, sıkıca sarılmıştı annesine.
"Anne... çok güzel kokuyorsun." Dedi Aslan anne kokusunu soluyarak.
Aleyna karşısındaki manzarayı izlemeyi bırakıp " ben de istiyorum." Dedi. O da kardeşi gibi sandalyeyi annesinin diğer yanına çekmişti. O da kardeşi gibi annesini öpüp sarılırken kapının önünde yeni uyanmış onları izleyen Aykut'un yüzünde gülümseme vardı.
Aleyna, Ayşe ve Aslan yan yana elleri annesinin göbeğindeydi. Kardeşlerinin tekmelerini hissetmek istiyorlardı.
"Eşimi bırakacak mısınız artık çocuklar?" Diyerek mutfağa adımlayan Aykuta çevrilmişti bakışlar.
"Hayırr! Anne bizim!" küçük kollarıyla annesinin bedenine sarılan kardeşler aynı anda bağırdılar.
"Sen de bize katılmaz mısın?" Diyen Ayşe eşine hayranlıkla bakıyordu.
"Seve seve katılırım ama bu anı ölümsüzleştirmek isterim." Dediğinde koşarak salona yönelip aynı hızla geri dönmüştü.
Elinde tutuğu fotoğraf makinasını gösterdiğinde Yılmaz ailesi ilk kez bir fotoğraf karesinde bir aradaydılar.
Aykut kahvaltı boyunca eşi ve çocuklarıyla ilgilenmişti. Ayşeye dinlenmesi için salona yönlendirirken oğluyla birlikte mutfağı toparlamıştı.
Kızıyla birlikte koltukta oturan Ayşe, Aleynanın saçlarını okşuyordu.
"Anne?" Dedi Aleyna önündeki kitabın sayfasını çevirirken.
"Efendim kızım."
"Kardeşimin adı ne olacak?" Diye merakla sormuştu.
"Bilmem düşünmedik daha. Bir önerin var mı?" Dediğinde kızının gözlerindeki ışığı fark ettiğinde gülümsedi.
"Var... Sena." Dedi.
"Sena mı?" Ayşe emin olmak için sorduğunda Aleyna heyecanla başını salladı.
"Sena... çok güzel demi?"
"Güzel." Demişti Ayşe.
Kızının saçlarını okşamaya devam ederken kızı aniden küçük parmaklarını annesinin karnına koydu. Karnına eğilip " Sena, bizi çok bekletme olur mu? En yakın arkadaşımın geç kalmasından hoşlanmam." Diyerek annesinin karnına öpücük kondurmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızılelma Asena
Ficção AdolescenteAsker olmak zordu. Bir de kadın asker olmak daha da zordu. Bir asker kadından... Ailesi onun en büyük yarası olurken bir evi olsun istedi. Küçüklüğünde sahip olamadığı yuva hissiyatını aradı hep. Büyüdü ve kendine bir yuva buldu genç kadın. "Ailem...