Giriş

33 5 0
                                    

Herkese merhaba. Uçak Yolcusu Kalmasın kitabından haberi olanlar için bunu yazıyorum, kitabı tamamen değiştirmeye karar verdim.  Karakterlerin isimleri, hikayenin konusu, kapağı ve s tamamen değişecek. Umarım beğenirsiniz. Bir şeyi belirtmek istiyorum ki, hikaye şu hikayeye benziyor, şundan çalıntı, hırsız gibi imalar bulunmasına katiyen izin vermeyeceğimi belirtmek istiyorum. Gördüğüm an yorumlar silinecektir. Olabilir, bazı hikayeler benzeyebilir ama bu onun çalıntı olduğu anlamına gelmez. Bazıları esinlenebilir, ilhamlanarak yazabilir ama kopyası değilse, gelip yorumlarda hırsız, çalıntı gibi şeylerin yazılmasını doğru bulmuyorum. Hikayemin çalınması/kopyalanması durumunda adli işlemleri başlatacağımı söylemek istiyorum.

Hikayeye başladığınız tarihi buraya bırakırsanız sevinirim🩷

İyi okumalar

27 Haziran 1989

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

27 Haziran 1989.  Eskişehir Kader Yetiştirme Yurdu..

O yurtta büyüyen dört çocuk...biri erkek diğer üçü kız. Samet, Serap, Begüm ve Gülçiçek...

 Doğar doğmaz vazgeçilen çocuklardı onlar. Samet on yedi yaşında, kızlar ise on dört yaşındaydı artık. İlk Samet gelmişti yetimhaneye. Daha doğar doğmaz bırakılmıştı hepsi birbaşına. Samet üç yaşındayken kızlar aynı gün getirilmişti yetimhaneye. Hepsi birer yenidoğmuş bebeklerdi. Vazgeçilmişdi her birinden. Oysa dünyada bebek hasretiyle yanıp tutuşan kaç aile vardı...Anne baba olmayı haketmeyen insanların ceremesini yetimhaneye bırakılan ve omuzlarına konan binlerce yükle başbaşa bırakılan çocuklar çekiyordu. Oysa ki, kimse doğar doğmaz böyle bir kadere mahkum bırakılmayı istemezdi. Birlikte büyüyüp bir birlerinin anne ve babası olmuştu onlar. Hangi birisi evlatlık alınırsa daha bir hafta olmadan yetimhaneye tekrar geri getiriliyordu. Böyle anlaşmıştı onlar, ayrılmayacaklardı hiçbir zaman. Yetimhaneden de birlikte ayrılacak ve birlikte yaşayacaklardı. Bir birlerine verdikleri ilk sözdü bu. 

Yetimhanenin çatısında oturup yıldızları seyrederek hayallere dalan Serap, omuzlarına örtülen battaniyeyle irkildi. Dönüp arkasına bakınca Samet'in olduğunu görüp gülümsedi. "Teşekkür ederim." dedi aynı gülümsemeyle.

Başını salladı Samet. "Ne düşünüyorsun öyle?" diye sordu. Tekrardan gökyüzüne çevirdi gözlerini Serap. "Hiç," dedi omuzlarını kaldırıp indirdi. "Büyüdüğümüzün farkına vardım sadece." Gözleri tekrar Samet'e döndü. "Büyüdük değil mi Samet?" dedi doğrulamak ister gibi. Gözlerini kızın yüzünde gezdirdi Samet. Kaşına, gözüne, minik burnuna, dudaklarına baktı ve iç çekti. Çok güzel dedi içinden. Fazla güzel hem de. "Büyüdük," dedi fısıltıyla. Keşke biraz daha büyüsek diye  geçirdi içinden. Keşke seni sevdiğimi sana söyleye bilsem dedi.  İç çekti tekrar. Daha fazla içinde tutamıyordu aşkını. Söylemek istiyordu ama Serap'ın vereceği tepkiden emin olamıyordu. Korkuyordu bu yüzden de.

YILLAR SONRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin