Lively, bebek telsizinden gelen sızlanmaları duyduğunda üstündeki battaniyeyi köşesinden tuttu ve üzerinden attı. Ayağa kalkmadan önce elindeki sıcak çikolata ile yarı dolu kupayı önündeki sehpaya bıraktı.
Yukarıda yatağında ağlayan bebeğinin yanına çıkmak için merdivenlere yöneldiğinde loş aydınlatılmış odanın etrafına dizilmiş çiçek buketlerine gözü çarptı, yine.
Avengers tesisinden ayrıldığından bu yana -17 gün- her gün Tony tarafından kendisine gönderilen büyük buketler...
İlk birkaç günün ardından Lively hergün gelen teslimatçıya artık almak istemediğini söylediği halde, genç çalışan işten kovulmakla ilgili korkusunda biraz bahsederek hergün gönderilenleri teslim etmek zorunda olduğunu açıkladı.
Lively genç adama acımadan edemedi ve bir daha getirdiklerinden şikayet etmedi. Bir süre sonra vazosuyla ya da saksısıyla gelen çiçekler (sanki evde artık çiçek koyulacak bir şeyin kalmadığını anlamıştı Tony) geriye bir tek sorun bırakıyordu o da evdeki bakım yapması gereken bir sürü çiçek olması.
Sabah bebeğiyle ilgilendikten hemen sonra çiçeklerin başına geçip ölmüş olanları ayırmaya, sulamaya ve etrafına döktüklerini tezmizlemeye zaman harcıyordu.
Ne diye gönderiyordu sanki bu çiçekleri hergün hergün?
Uzak durmaya karar verdiği için adamı geri aramak istemiyordu, Rhodey de bu konuda sorduğu soruları duymamazlıktan geliyordu.
Bir süre sonra milyarderin sıkılıp ya da unutup bu işten vazgeçeceğini düşünmesi tamamen bir acemi dileğiydi.
Merdivenleri çıkmayı bitirdikten sonra kızının odasına girdi. Maria ağlamıyordu ama huzursuz homurtuları bütün gece sürmüştü. Sanki huysuzlanması için bir sebebi vardı da dile getiremiyordu.
Lively bütün gece tok olduğundan, altının temiz olduğundan, gazı olmadığından emin oldu. Hatta Tony'nin odasına döşediği üstün teknolojili şeylerden faydalanıp djital bir tarama da yaptı ama kızının derdini bir türlü anlayamadı.
"Ah güzelim." diye yalvardı minik bebeğini tekrar kucağına alarak. "Neyin var bir anlasam. Saat gecenin üçü ve daha seni yatıralı on beş dakika ancak oldu."
Maria'nın düşmek üzere olan yaşları odanın içindeki gece lambası sayesinde gözlerinde parladı.
"Oov" dedi Lively dudaklarını büzerek, kızının bu tatlı haline kıyamıyordu. "Gözyaşların da akmak için fırsat kolluyor, hemen açıyorsun çeşmeleri."
Mızmız kızını göğsüne doğru yatırmadan önce gözlerini silerek başına bir öpücük kondurdu. Beşiğin hemen yanındaki koltuğuna oturdu. Bir koluyla Maria'yı sabit tutarken diğeriyle onu rahatlatmak için sırtını sıvazlıyordu.
Maria ise annesinin kucağına ilk alındığında zaten rahatladı ve suskunlaştı.
Lively kızına sarıldıktan sonra arkasını yaslanarak rahatlamaya çalıştı. "Rhodey amcan burada olsaydı keşke. Biraz olsun uyumaya çok ihtiyacım var." diye dert yandı, sanki bebek onu gerçekten anlayabilecekmiş gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mission: Love, Again! | Tony Stark
FanfictionGeçmişten ders çıkardığını düşünen iki kişi... İkisi de yaptığı hatalardan pişman... İkisi de aynı hataları bir daha yapmak istemiyor.. Biri o günlere geri dönmek, yaptığı şeyleri düzeltmek istiyor, bir diğeri bir daha aynı şeyleri asla yaşamamak...