2.0

295 48 46
                                    

"Rhodey?!" diye seslendi Lively, elinde silahla kendisi gibi tezgahın arkasına çökmüş gözünü kapıdan ayırmayan arkadaşına

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Rhodey?!" diye seslendi Lively, elinde silahla kendisi gibi tezgahın arkasına çökmüş gözünü kapıdan ayırmayan arkadaşına.

"Hım?" diye mırıldandı Rhodey sadece, gergin bir şekilde gelecek ajanları bekliyordu.

"N-neler oluyor? Siz neden buradasınız?"

Rhodey gözlerini kapıdan yanında kucağındaki bebeğine sarılmış korku dolu gözlerle kendisine bakıyordu.

Albay tam bir şey söyleyeceği sırada kapı açıldı. Tetikte olan albay hemen silahını gelenlere doğrulttu ama gelenler kendi askerlerinden biriydi zaten.

"Burası temiz, çıkabilirsiniz efendim." Rhodey kafasıyla onayladı onu. Yanındaki arkadaşının yerden kalkmasına yardım etmek için elindeki silahı kemerindeki kılıfa geri soktu.

"Hadi çıkalım buradan." diye mırıldandı kadına.

Az önce içeriye girmeden önce bütün çalışanların binayı boşaltması talimatını verdiği için içerde sadece kendileri vardı.

Asker kendiliğinden kapanan kapıyı onlar çıkabilsin diye tek koluyla ağzına kadar açmıştı. Rhodey kapının ardında bir asker daha olduğunu gördü.

Hemen dışarıya çıkan kapıdan geçtiler. Rhodey onları az önce kendilerinin bulunduğu karavan tarzı minibüse götürmek için binanın yanından uzaklaşmaya başladılar ki bir anda yüksek sesli bir patlama duyuldu.

Refleksle yanındaki kadın ve bebeğe siper olarak sarıldı Rhodey. Büyük bir gümbürtü sesi duyuldu, sonrasında da birkaç el silah sesi.

"Adamlar kaçmaya çalıştı, biri vuruldu ikisi de elimizde. Herkes iyi mi?"

Rhodey kulağındaki telsizden gelen ses ile anın şokunu atlattı. Asıl tehlikede olanın kendileri olmadığını farkettiğinde hızla kafasını kaldırdı ve sarılmadan ayrılarak arkasına döndü.

Gözlerini arkasındaki tek katlı restorana çevirdi ama artık büyük bir moloz yığını ve koca bir toz bulutu vardı.

Albay kalbinin sıkıştığını hissetti.

Eli hemen kulağındaki telsize gitti. "Tony? Beni duyabiliyor musun? Tony ses ver?"

Ses tonu giderek telaşlı bir hâl aldı ve kucağında bebek olan kadını da korkutmaya yetti. Kadının kendisine sorduğu sorular beynine kadar ulaşamıyor gibiydi.

Rhodey'in bütün odak noktası olan telsizden istediği cevap gelmedi. "Bay Stark kafasına bir darbe alarak bilincini kaybetti, efendim." dedi birkaç saniye sonra Friday'in sesi. "Destek ekip ve sağlık ekibi yola çıktı."

Rhodey'in gözlerini kendisine bakan korkmuş ve yaşlarla dolmuş gözlere çevirdi. "Benim zırhımı buraya getirebilir misin Friday?"

Birkaç saniye yapay zekanın sesi duyulmadı. "Hackleme tamamlandı, birkaç dakikaya gelmiş olur efendim."

Mission: Love, Again! | Tony StarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin