Çalışma odasındaydık, sandalyem cama dönük, yıldızlı geceyi izliyordum. Normalde Jennie'nin yanında sigara da alkol de tüketmezdim, ama bu gece kendime koymuş olduğum bu kuraldan vazgeçmiştim. Bu nedenle parmaklarımın arasındaki sigarayı dudaklarıma götürdüm, yanaklarımı içeri çökerterek derin bir nefes çektim. Jennie'nin rahatsız olmayacağını artık biliyor olsam da onun zıttı tarafa üfledim dumanımı.
Göz ucuyla masanın üzerindeki viski bardağını eline aldığını gördüm, ve kızacağımı bile bile bir yudum içerek susadım diye mırıldandı bu her zaman yaptığı bir şeymiş gibi. Beni sinirlendirme fikri hoşuna gidiyor olmalıydı, bunun için çabalıyordu.
Yaklaşık üç dakikadır böyle sessiz bir şekilde oturuyorduk ki, daha fazla dayanamayarak "Konuşmayacak mıyız?" diye sordu, ona döndüm.
Direkt olarak konuya girdim, susmaktan ben de sıkılmıştım. "Sana partiyi evde yapmamız gerektiğini söylemiştim." dedim.
Evde kutlayabileceğimizi defalarca kez dile getirmiştim, ancak Jennie o iğrenç, kimin girip çıktığı belli olmayan mekanı seçmişti. Yirmi birinci yaş doğum gününü orada kutlamak istemişti, ve ben de istemeye istemeye saygı duymak zorunda kalmıştım. Doğum gününde onu mutsuz etmek, isteyeceğim en son şeydi.
"Bay Kim'i rahatsız etmek istemedim." diye yalan söyledi gözlerimin içine bakarak.
Sinirlendim, ona bağırmak istedim hatta. Ama yapmadım, ifademi tepkisiz tutmaya çalışmam belki de daha korkutucu gözükmemi sağlamıştı fakat başka nasıl kendimi kontrol edebilirdim bilmiyordum.
"Beni aptal mı sanıyorsun?" dedim soğuk bir sesle. Kaşları çatıldı. "O sikik arkadaşlarını eve çağıramayacağını bildiğinden aptal bir mekanda doğum gününü kutlamak istediğini bilmiyor muyum Jennie?"
Ellerinin yumruk haline geldiğini gördüm, dudaklarımdan alaycı bir hah firar etti, ve bu onu daha da sinirlendirdi.
Gözleri öfkeyle parladı. "Arkadaşlarım hakkında düzgün konuşmalısın."
Hepsi tam anlamıyla zekasız ergenlerden ibaretti, ve geri adım atacağımı sanmıyordum. Sigaramdan bir nefes daha çekerek omuz silktim, "Düzgün bir tarafları yok."
Histerik bir şekilde güldü, "Herkes senin istediğin şekilde olmak zorunda değil."
Biten sigaramı küllükte söndürdüm, her hareketimi gözleriyle takip ediyordu. Ayağa kalkarak karşısındaki tekli koltuğa oturdum. "Onlarla görüşmeni istemiyorum." diyerek az öncekinden daha büyük bir şekilde gülmesini sağladım onun. Buyurgan tavrımın sinirini bozduğunu biliyordum.
"Artık arkadaşlarıma da mı sen karar veriyorsun?" dedi sinirle.
Başka neye ben karar vermiştim ki?
Bir anda hayatımın ortasına, evimin içine girip her şeyim olan O'ydu."O aptal ergenler seninle arkadaşlık kurabilecek bir düzeyde değil."
Dünyanın en saçma sorusunu sordu. "Onlarla aynı yaşta olduğuma göre beni de mi ergen olarak görüyorsun?"
"Bazı insanlar geç olgunlaşır Jennie." diye cevap verdim. "Ve onlar hâlâ liseli gibi davranan üç beş ergen. Sana iyi gelmiyorlar."
"Bana neyin iyi gelip gelmediğini benden daha mı iyi bileceksin?"
Başımla onayladım. "Son zamanlarda sağlıklı düşünebildiğini sanmıyorum."
Sakince bir sigara daha yaktığımda dünyanın en garip insanıymışım gibi bana bakmasını sağlamıştım. Ayağa kalkıp karşıma geçti, yaptığım tek şey sigaramı içmeye devam ederken başımı kaldırıp ona bakmak oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fishtail | taennie
Fanfiction"Seni uzaktan gördüm, ve benim olman gerektiğini hissettim." - age gap!