0.4 - beraber uyuyabilir miyiz?

444 50 28
                                    

Tatil villamızın koca havuzu Jennie'ye yetmemiş olacak ki, ikisi de aynı şey dediğim deniz ve havuza aynı değiller diye ısrar ederek bizi sahile sürüklemişti.

Babam evde, başındaki hemşireyle birlikte istirahat ediyordu. Kardeşlerim Jungkook ve Jimin ise ne yazık ki bize eşlik etmişlerdi.

Jennie'yle olan garip ilişkimizden doğal olarak kimsenin haberi yoktu. Her gece bütün ev uyuduğunda ben kitap okurken ya da duruşmalara hazırlanırken onun kucağımda yattığını, hepiniz için diyerek yaptığı kurabiyelerinin aslında bana özel olduğunu, akşam yemeklerinde masanın altından onun pürüzsüz bacaklarını okşadığımı, kaçamak bakışmalarımızı, ve bazenleri öpüştüğümüzü; hiç kimse bilmiyordu.

Şimdiyse ben şezlongda uzanıp kitabımı okuyormuş gibi yaparken Jennie'yi seyrediyorum, o ise Jungkook ve Jimin'le suyun içinde voleybol oynuyor.

Bakışları bana kayıyor bazen. Gülümsüyor,
el sallıyor. Makyajsız doğal yüzüyle bütün o özenilmiş hallerinden çok daha güzel ama farkında değil. Beyaz bikinisi ve kırmızı ojeleriyle uyanmak istemediğim bir rüya gibi.

Kardeşlerime bir şeyler söyledikten sonra sudan çıktı. Bana doğru adımlamaya başladığında gözlerim bütün vücudunda dolaştı, ve teninden süzülen her bir damlayı kıskandım.

Yanımdaki şezlonga oturdu, "Sen niye yüzmüyorsun?" diye sordu havluyla saçını kurutmaya başlamışken.

"Seni izliyordum." dedim dürüstçe.

Yarım bir şekilde gülümsedi. "Fark ettim."

Kitabımı yanıma bırakarak oturduğum yerde doğruldum. "Sıkıldın mı?" diye sordum.

"Bize katılmadığın için, evet." dedi. "Ben seninle vakit geçirmek istiyordum."

Denize gideceğimizi tüm eve anons etmemiş olsa, belki de baş başa kalabilirdik aslında.

"Üç gün daha burdayız." dedim. "Hâlâ vaktimiz var."

Oturduğu yerde biraz ilerledi, bana doğru yaklaştı. Gözlerimi tekrar beyaz bikinisinde dolaştırmamak için büyük bir irade harcamak zorunda kalmıştım ki, "Bu gece.." diye sessizce konuştu sanki suyun içindeki kardeşlerim bizi duyabilirmiş gibi. Masumca baktı, "Beraber uyuyabilir miyiz?" dedi. "Herkes uyuduğunda yanına gelirim."

Derince bir iç çektim. "Bu doğru olmaz." dedim istemeye istemeye. Oysa konu Jennie'yken neyin doğru olup olmadığı o kadar sikimde değildi ki, yine de etik değerlerim varmış gibi davranmaya çalışıyordum işte. Ben içimi rahatlatmak için hayır desem de o beni dinlemesin, yanıma gelsin istiyordum.

Sanki cevabını bilmiyormuş gibi, "Doğru olmayan ne?" diye sordu kaşlarını çatarak.

"Bu aramızdaki şeyin.." İlişki, diyememiştim. "Sağlıklı olmadığını biliyorsun."

"Sağlıklı olmasını istemiyorum."

Başımı iki yana salladım. "Baban seni bize emanet etti Jen."

Dünyanın en saçma argümanını sunmuşum gibi –ki sunmuştum– histerik bir şekilde güldü. "Seninle uyumak istememin nesi yanlış?"

Biliyorum, uyumaktan daha yakın olduğumuz şeyler çoktan yapmıştık bile. Ama onunla herkesin uyuduğu bir gecede aynı yatakta olma fikri, bana kendimi iyi hissettirmemişti. Yine de daha sonrasında ben sana demiştim diyebilmek için olmaz diye zırvalıyordum işte. Beni ikna etmesini bekliyordum.

"Kendine güvenmiyor musun?" dedi yerinde dikleşerek. Vücudunu bedenime neredeyse tenlerimiz değecek kadar yaklaştırdı. Elini şezlonga tutunan elimin üzerine örttü. "Sadece yan yana yatacağız."

Elimi geri çektim. Gözlerimin içine öyle bir bakıyordu ki, bunu bile yapamayacağımı düşünmüştüm aslında. "Ne kadar istesem de bu olmayacak Jennie." dedim gözlerimi kaçırarak.

Geri çekildi, ifadesinin ciddileştiğini gördüm, ve hoşuma gitti bu. Ayağa kalktı ve kot şortunu beyaz bikinisinin üstüne geçirerek yanımdan bir rüzgar gibi geçip gitti, aklımı aldı.

Peşinden gittim, koştum hatta.

Onu bir ağacın gövdesine yasladım, adını unutturacak kadar büyük bir istekle öptüm dudaklarını.

"Sadece uyuyacağız." dedim nefes nefese.

Şımarıkça gülümsedi istediğini almış gibi, başını salladı.

Ama o gece sadece uyumadık.

Kucağıma çıktı, öpüştük, vücudunun her bir noktasını öptüm hatta, göğüslerini okşadım, boynumdan aşağıma doğru bıraktığı her dil darbesinin keyfini çıkardım.

Sabaha kadar gülüştük, ve sevdik birbirimizi. O sürekli bir şeyler anlattı, ben ona belki de hiç ilgisini çekmeyen bilgiler verdim. En azından artık dava yemeyeceği şekilde birine nasıl hakaret edebileceğini biliyordu.

"Bana aptal hissetmeyeceğim şekilde bir şeyler öğretmen hoşuma gidiyor." demesi aklımdaydı.

O gece, tam da tahmin ettiğim gibi uyumak dışında her şeyi yapmıştık.

• ☆ •

nasil gidiyor sizce?tek kelime de olsa kurgu hakkindaki dusuncelerinizi belirtirseniz cok mutlu olurum🙇🏻‍♀️🤍🤍

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

nasil gidiyor sizce?
tek kelime de olsa kurgu hakkindaki dusuncelerinizi belirtirseniz cok mutlu olurum🙇🏻‍♀️🤍🤍

yarin iki bolum daha atarimm,,
vote vermeyi unutmayin🫶🏻

fishtail | taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin