Ekranda baktığım haber neredeyse bana beynime saplanmış bir kurşun etkisi bırakmıştı, beynimden bu kurşunu çıkaran barış oldu. Kapımı açması ile ona baktım "sevdin yerini galiba" gözlerim bir ona bir habere bakıyordu "aynen" gülümsedi "burada sabahlayamayız ama hadi sen üzerini değiştir bana gel takılırız" ona baktım "olur" Uzattığı Elini tutup kalktım.
Beynimde tek dolaşan cümle şuydu, Keremin dediği sözler "Ben sadece Galatasaray'a değil Yuvama döndüm ve bana ait olan her şeyle kavuşmanın mutluluğu içindeyim, kavuşmadıklarımlada kavuşacağım" evet aynen böyle demişti ve benim beynimde dolaşıyordu tek bir fark okuduğum satırlarda onun sesi vardı. Unuttuğum sesi, unuttuğum kokusu vardı onda unutmadığım tek bir şey vardı, gözleri onun gözlerini unutmak benim için mümkün değildi 8,5 yıl hasret kaldığım bir şeyi nasıl unutabilirim? Unutmak mümkün mü?
Sanırım benim için bunun cevabı hayırdı ancak şu an barışın eli elimde merdivenleri çıkıyorduk "ben seni kucağımamı alsam?" Dedi "saçmalama barış!" Dedim o ise bana bakıyordu "ya düşersen" şu an gebersem bile beynimde keremin sesi dolaşacaktı, denesemiydim acaba? Ama benimle beraber barışta hakkı rahmetine kavuşurdu, onu riske atamazdım.
Evime geldikten sonra barış yan, daireye kendi evine geçmişti. Yüzümdeki makyajı çıkarıp kendimi banyoya bırakmıştım, ılık su ile vücudumu rahatlatmaya çalışsamda aklım bir türlü rahatlamıyordu, çamaşır suyu ile yıkasam rahatlarmıydı acaba? Bence rahatlardı ama saçlarıma kıyamazdım kıyamadığın saçlarını kerem gitti diye hayatındaki en kısa şekilde kesen kimdi Eylülcüm kapa çeneni iç ses.
Eşofmanlarımı giydikten sonra anahtarımı alıp mutfağa ilerledim, kaba biraz kek koyduktan sonra kapıya doğru ilerledim, kilitledikten sonra Yan daireye doğru ilerledim ve kapıyı çaldım. Barış kapıyı açar açmaz dışarıya fırlayan Pablo etrafımda dönüyordu "Pablo?" Dedim "lan ben sana içerde dur demedim mi?" Dedi barış yerdeki sevimli pabloya o ise "hav! Hav!" Diye yanıt verdi "tut bakayım şunları"
anahtarımı ve kek kabını barışa kitledikten yerdeki pabloyu aldım ve biraz yüzümü yaladığında güldüm. Burnunun üzerine ufak bir öpücük kondurarak içeriye girdim, salona pabloyla ilerlerken barış tahminen çay koyuyordu "fifada Var mısın vsye?" Dedi bana gülerek "Biliyormusun hiç havamda değilim" dedim "tamam zorlamayacağım o zaman filim aç izleyelim." Elimle tamam işareti yaptıktan sonra filimlere bakmaya başladım, konusunu beğendiğim bir filmi seçip barışı beklemeye başladım.
Elindeki tepsiyle salona geldikten sonra yanımda ona yer açtım "yarın imza atmaya gelebilir misin? Erden hoca hemen alalım imzayı dedi" ağzıma attığım kekle konuştum "olar" güldü "ağzında birşey varken konuşma" çayımdan bir yudum aldım, Keremle içtiğimiz çay gibiydi çayı bile bir adama baģlamayazsın kerem benim için bir adam değildi, bana aşkı öğreten adamdı ve onu kalbimden silmem mümkün değildi.
Bizi terk etti dedi iç sesim onu affetmeyeceğiz değil mi? İnan bilmiyorum iç ses, bunu bize zaman gösterecekti. Ancak yunusu affetsem bile içimde bir kırgınlık kalacaktı, bana neden sırtını döndüğünü bilmiyorum ama ilk fırsatta soracaktım, bunu aklımın bir köşesine yazmıştım. Aklımdakileri bir kenara bırakıp filmi izlemeye başladım.
♡
Evet üzerimde siyah düz bir pantolon ve beyaz gömlek vardı. Yanımda cübbem vardı, niye aldığımı bilmiyorum ama beni çok havalı yapıyordu. Israrlarla Barışın arabasını almıştım, cool bir giriş yapmam gerekiyordu. Arabayı park ettikten sonra çantamı alarak cool bir iniş yaptım, acaba bu cooluğum ne kadar sürecekti.
İçeri girdikten sonra basının karşısına geçmiştim, yanımda erden hoca vardı ve ilerideki camdan aşağı baktığımda Barış antrenman yapıyordu ancak gözüme ilişen tek şey o olmamıştı, Kerem vardı kalbimin ortasına giren ağrı ile önüme dönmüştüm "Evet, Eylül yeni avukatımız. Eylülcüm söylemek istediklerin vardır elbet, buyur" dedi erden hoca ben ise gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Opia Potter | Aktürkoğlu
Novela Juvenil📌Bu hikaye bir hayalden ibarettir gerçeklikle alakası yoktur! opia tanıdık veya tanımadık insanlarla göz göze gelindiğinde, kendini savunmasız ve kırılgan hissettiren duygu çeşidiydi ve ben ona baktığımda o duyguyu hissediyordum o benim opiamdı ve...