7

750 48 12
                                    

Saçlarımı sıkı bir topuz yaparak üzerime kahverengi etek ve beyaz tişört giydim. Bugün David ile buluşacaktım. David okuldan yakın bir arkadaşımdı ve annemi bulmam konusunda bana yardımcı olacaktı. Evden çıkarak buluşacağımız kafeye geldim.

Beni görünce baştan aşağı süzdü. "Her zamanki gibi nefes kesici." Gülümsedim. Nazikçe belime sarıldığında ben de karşılık vererek boynuna sarıldım. "Teşekkür ederim."

"Seni çok özledim Jess," masaya oturduğumuzda benim için meyve suyu söylemişti. "Meyve suyu sevdiğini bildiğim için." Gülümsedim. "Çok tatlısın," yanağımı sıktı ve "sen daha çok," diye mırıldandı.

"David annemi biliyorsun. Onu bulmak için gidebileceğim kimse yoktu." David masanın üzerindeki ellerimi tuttu. "Ben yanındayım."

"Eve geçelim mi orda konuşuruz." Başını salladı. Birlikte eve geçtikten sonra annemin beni tanıştırdığı eşinden bahsettim. Eğer onun hakkında bir bilgi bulursak anneme ulaşmak daha kolay olabilirdi. "Kahve ister misin?"

"Olur güzelim." Ayağa kalktığımda kapı çaldı. "Kim geldi ki," kapıya açtım. "Sürpriz!" Valeria beklemeden bana sarılınca ben de ona sarıldım. "Noluyor?"

"Madem anneni arıyorsun biz de sana yardım ederiz." Gülümsedim. Mattheo göz kırpı ve Tom'u işaret etti. "Kim gelmiş güzelim?" David yanımıza geldiğinde Tom'un tepkisiz bakışları ona döndü. "David!" Valeria ve David çok yakın arkadaşlardı. Valeria David'e sıkıca sarıldığında Mattheo onları ittirerek içeri geçti.  Tom yanımdan geçerken gözlerini gözlerimden ayırmadı. "Güzelim öyle mi?" yutkundum.

Salona geçtiğimizde Mattheo kendini ve Tom'u tanıttı. "David benim çok yakın arkadaşım ayrıca Jess ile,"

"Valeria kahve içer misin?" Tom kaşlarını kaldırdı. "Jess ile?" uzun bir sessizlikten sonra ayağa kalktım. "Benimle de öyle," Tom gözlerime baktı. Bu adam her gözlerime baktığında kalbim çarpıyordu. "Nasıl?"

"Arkadaş, yakın arkadaş." Tom ağır ağır başını salladı. Bakışları David'e döndüğünde sertleşti. Zavallı çocuğu korkutuyordu. "Yemek ister misiniz? yani aç mısınız?"

"Ben çok açtım!" Valeria ayağa kalkarak yanıma ilerledi. "Mattheo ve Tom katil olmadan lütfen David'i gönder."

"Onu kovamam siz gidin."

"Kırılıyorum ama," alt dudağını aşağı sarkıttığında gözlerimi devirdim. "David gel," onu burda tek bırakamazdık bu yüzden birlikte mutfağa geçtik. "Bu adamlar kim?"

"Mattheo benim sevgilim diğeride abisi."

"Abisi neden Jess'e öyle bakıyor?" kaşlarımı çattım. "Nasıl bakıyor?"

"Hayranlıkla," Valeria ile göz göze geldiğimizde yutkundum. Tom'un hayranlıkla bakması imkansızdı. Hem de bana. "Asıl sen biraz daha Jess'e güzelim dersen sana üzülerek bakmak zorunda kalabiliriz."

"Rahatsız olan gider!" Valeria kaşlarını kaldırdı. "Kızım sen daha bir kaç gün önce adama aşkını ilan etmedin mi? ne bu trip?"

"Bana annen senin elini tutmamış ben mi tutucam dedi!" Valeria alt dudağını ısırdı. "Gerçekten bunu sana söyledi mi?" başımı salladım.

Yemek boyunca pek konuşmadık Tom gözlerini bir an olsun yanımdaki David'den ayırmıyordu.   David yüzüme gelen saçımdan rahatsız olduğumu anlamış olacaktı ki saçımı kulağımın arkasına koydu. Tom'un masaya attığı sert yumrukla irkildim. "Aynı okulda mısınız?" dişlerini sıktığı sesinden belli oluyordu. David başını salladı. "Evet," Tom önündeki şarap bardağını sıkıca kavradı ve bir yudum aldı.

91 DaysHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin