21

215 30 12
                                    

Hayatıma çok erkek girmişti çok kişiyle birlikte olmuştum ve ayrılmıştım. Fakat bu ayrılık benim çok canımı acıtıyordu. Kalbim ağrıyordu.

Kulüpten dışarı adım attığıma Mattheo ve Lorenzo'yu gördüm. İkiside beni görünce gülümsedi. Dizlerimin üzerine çöktüğümde Mattheo telaşla yanıma ilerledi. "Jess!"

"Bitti," göz yaşlarım yanaklarımdan süzülürken burnumu çektim ve başımı kaldırıp Mattheo'nun gözlerine baktım. "Ayrıldık! bıraktı beni! hiç sevmedi!" Mattheo beni kollarımdan tutarak ayağa kaldırdığında ona tutundum. Ayakta durabilecek gücü bulamıyordum. Lorenzo bana doğru bir adım attı ve hiç düşünmeden beni kendine çekerek sıkıca sarıldı.

"Yanındayım Jess," kollarımı yavaşca beline doladım. Kafamı iyice göğsüne gömdüğümde saçlarımı okşadı. Göz yaşlarım tişörtünü ıslatırken  titrek nefes aldım. "Teşekkür ederim Lorenzo."

"Bir şeyler içmek ister misin?" Lorenzo'nun sorusu bana cazip gelince kabul ettim ve tekrar içeri geçtik.

-

Tom Marvolo Riddle

Kafamı toparlamak için bir kaç kadeh şarap içtim. Kulüpten çıkmak üzereyken gözlerim masada sızmış kadına takıldı. Yavaşca yanına ilerledim. Jess'e çok benziyordu ama saçları yüzünü kapattığı için göremiyordum. "Jess?"

Jess alkol kullanmıyordu bu yüzden bir kaç adım geriledim ve kapıya ilerledim. Masadaki kadının "Tom," diye mırıldandığını duyunca olduğum yerde durdum. Bu Jess'ti.

Yanına ilerledim ve yüzüne gelen saçlarını parmaklarımla kulağının arkasına sıkıştım. Yarı baygın yarı kendindeydi. "Tek başına napıyosun kızım sen? katil olmamı mı istiyorsun!"
"Hı?" diye mırıldandığında nefesimi verdim. "Kalk!"

"Ya bırak!"

"Sen neden içtin içmezsin ki sen?" başını kaldırdı ve gözlerime baktı. "Ben bir şey içmedim!" kolunu sıkıca kavradım ve ayağa kaldırdım. "Kimsin sen? bırak beni!"

"Jess yürü delirtme beni!" kolunu çekmeye çalışınca belini kavradım ve omzuma atarak ilerlemeye başladım. "İmdat! sapık herif beni kaçırıyor!" ayaklarını bacağıma vuruma başladığında bir küfür savurdum. Arabanın yanına geldiğimizde kucağımdan indirdim fakat ayakta zor duruyordu. "Sen! sen ne yapıyorsun? eğer sevgilim seni görürse," gözleri dolduğunda kaşlarımı çattım. "Benim sevgilim yok ki!"

"Nerde senin sevgilin?" dolu gözlerini kırpıştırdı "beni terk etti," ağlamaya başladığında yutkundum. Ağlamasına dayanamıyordum. "Neden seni terk etti?"

"Beni sevmemiş hiç sevmemiş." Burnunu çekerek elinin tersiyle göz yaşlarını sildi. "Ben gidiyorum." Gitmek için adım attığında sendeledi. Kolunu sıkıca kavradım ve arabanın kapısını açarak "bin," diye emrettim. "Hayır Mattheo'nun yanına gitmem lazım," konuşmasına fırsat vermeden kucağıma aldım ve arabaya bindirdim. Kapıyı kapattığımda cama vurmaya başladı. "Yardım edin!"

"Kızım çeneni kapatsana! eve gidiyoruz."

"Ben eve gitmek istemiyorum beni sahile götür." Sinirle nefesimi verdim "neden sahil?"
"Çünkü seviyorum!"

-

Sahile gelene kadar hiç konuşmamıştı geldiğimizde ise deniz kıyısına oturup denizi izlemeye başlamıştı. Arkasından onu izlerken ağır adımlarla yanına ilerledim geldiğimi fark edince başını kaldırıp gözlerime baktı. "Tom?"

91 DaysHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin