17

404 42 24
                                    

Mattheo Riddle

1 Ay Sonra

Jess ameliyattan çıkmıştı ve New York'tan dönmüştü. Fakat pek iyi olduğu söylenemezdi. Delirmiş gibi davranıyordu, odasından çıkmıyordu onu zorla çıkardığımız zaman ise Tom'u gördüğünü söylüyor ve her yerde onu arıyordu. İyileşmek umrunda değildi. Onun yanına her gittiğimde Tom'u soruyordu.

Abimin nerde olduğunu ben de bilmiyordum. Jess ile arasında ne geçmişti ve neden onu terk etmişti bilmiyordum ve sormaya korkuyordum. Zaten Jess iyi değildi bir de bunu sorarsam ona ağır gelebilirdi.

Lorenzo ile Hogwarts'tan kaçmaya karar verdiğimizde saat gecenin üçüydü. Sadece bir günlüğüne ortadan kaybolucaktık bence sorun olmazdı. "Jess'in yanına gidelim mi?"

"Jess kim? Muggle bir arkadaşın mı var?" başımı salladım. Lorenzo kaşlarını çattığında dirseğimle omzuna vurdum. "Sana bahsetmiştim içtiğin zaman hafıza kaybı mı yaşıyorsun?"

"Pekala gidelim bakalım şu arkadaşına," arkadaş kısmında özellikle vurgu yapınca gözlerimi devirdim. "Jess benim kardeşim aslında onunla çok yakışırsınız."

"Hadi ama benim şu an böyle şeylerle uğraşmadığımı biliyorsun,"

"Olabilir Jess şu an çok dağılmış durumda emin ol onu senin gibi biri toparlayabilir." Sonuçta abim onu terk ederek ve ortadan kaybolarak kaybetmişti. Başını iki yana salladı "yapamam,"

"Jess'i görünce fikrin değişecek," kaşlarını kaldırdı "güzel kızlar umrunda değil."

"Emin ol Jess sadece güzel değil ayrıca mükemmel bir kalbi var. Her ne kadar değiştirilsede," Lorenzo sorgulayıcı gözlerle bana bakınca gülümsedim "geldik,"

"Kız bu saatte uyuyor olabilir." Pencereye tırmanmaya başladığımda Lorenzo bacağımı yakaladı "Napıyorsun Mattheo!"

"Ailesi beni pek sevmiyor," abim yüzünden Jess'in psikolojisi bozulunca onunla görüşmemiz yasaklamışlardı.

Pencereden içeri girdiğimde Jess yatakta kitap okuyordu. "Jess!" uykulu gözleri beni gördüğünde kocaman açıldı. "Mattheo!" yataktan kalkarak yanıma ilerledi ve boynuma sarıldı. "Nasılsın? bir kaç gündür gelemiyordum ben de fırsat bulmuşken gelmek istedim." Bende ona sarıldığımda bir süre sessiz kaldı.

"Yardım eder misiniz?" Lorenzo'nun sesiyle Jess irkilerek benden uzaklaştı. "Sakin ol. Benim arkadaşım," Jess başını salladı ve Lorenzo'ya elini uzatarak çıkmasına yardımcı oldu. "Kendimi genç bir kızın odasına izinsiz giren sapık gibi hissediyorum!"

"Hadi ama Enzo çok eğlenceli değil mi?" Jess'e göz kırptığımda kıkırdadı. "Bu arada ben Lorenzo, Lorenzo Berkshire." Jess Lorenzo'nun uzattığı elini tuttu.

"Soyadı havalı olduğu için böyle davranıyor," Lorenzo gözlerini devirdi ve Jess'e döndü "sadece kendimi tanıtıyorum."

"Ben de Jess," Lorenzo ve Jess'in ellerine baktığımda ne kadar uzun süredir el ele tutuştuklarının farkına varıp ikiside elini çekti. "El sıkmanız bittiyse oturalım mı?"

"Mattheo kapa çeneni! Üzgünüm senin yanına böyle konuşmak istemezdim fakat,"

"Yapma şunu Enzo neden bu kadar kibar olduğunu anlamıyorum!" Jess oturmamızı işaret ettiğinde itiraz etmeden oturduk. Her zamanki gibi sessizce bizi dinliyordu, sohbete katılmıyor sadece gülümsüyordu. Her şeye rağmen gülümsemesi gerçekten çok güçlü bir kadın olduğunu gösteriyordu. Jess çok güçlüydü.

Lorenzo ve Jess'in bir ilişkisi olsa kesinlikle bir birlerini tamamlar ve mükemmel bir çift olurlardı. "Sen neden hiç konuşmuyorsun?" Lorenzo'nun sorusuyla Jess'e döndüm "ben konuşmak yerine dinlemeyi tercih ediyorum."

"Anlıyorum ama, bence konuşmalısın," dedi Lorenzo "çok hoş bir sesin var." Jess gülüşünü büyüttüğünde Lorenzo'ya göz kırptım. "Vay canına boynundaki madalyon ne kadar güzel," Jess yutkundu ve madalyonu tişörtünü içine sakladı. "Teşekkür ederim." Gözleri gözlerimle buluştuğunda zorlukla tebessüm ettim. Canı çok acıyordu ve her ne kadar acısada Tom'un hediyesine ihanet etmemek için o madalyonu hiç çıkarmamıştı.

Aptal abim Jess gibi bir kadını kaybetmişti.

Lorenzo ile göz göze geldiğimizde uyarıcı bakışlarımı fark etti ve sessizce arkasına yaslandı. "Uykusuz görünüyorsun yine uyumadın mı Jess?" başını kaldırdı. Gülüşü yavaş yavaş silindiğinde "uyumaya çalışıyorum," diye mırıldandı. Son zamanlarda hiç uyumuyordu ve bunun farkındaydım. Ameliyattan ilk çıktığında ilaçlar yüzden uyuyordu fakat son zamanlarda ilaçları kullanmayı bırakmıştı ve artık nerdeyse hiç uyumuyordu.

"Jess yarın bir yerlere gidelim mi? Lorenzo'da bizimle gelir." Gözleri Lorenzo ve benim üzerimde dolaştı "Biliyorsun Mattheo dışarı çıkmak bana pek iyi gelmiyor." Ayağa kalktım ve Jess'in yanına ilerledim. Yanına oturduğumda gözleri gözlerimle buluştu "senin için abimi her yerde arıyorum Jess normalde sana yaptıkları yüzünden ondan nefret ediyorum fakat sen istediğin için onu arıyorum." Derin nefes aldım "Bir ay oldu ve bir aydır bir şeye ulaşamadım eğer abim öldüy,"

"Hayır, öyle söyleme Tom yaşıyor onu çok kez gördüm fakat benden kaçıyor." Dışarı çıktığı zaman gördüğü halüsinasyonlardan bahsediyordu. "Jess yapma onların bir hayal,"

"Gerçekti sana yemin ederim gerçekti," Jess'i kendime çekip sıkıca sarıldığımda ağlamaya başladı. Lorenzo ile göz göze geldiğimizde yutkundu. "Tom'dan nefret ediyorum."

"Nefret etme kardeşin o senin." Jess'in saçlarına öpücük kondurdum ve yüzünü avcumun içine alarak başını kaldırdım. "Bu kadar iyi olmandan nefret ediyorum."

"Keşke o okulda olsaydım belki her şey daha farklı olurdu. Belki Tom beni terk etmezdi,"

"Yapma şunu kendini suçlamayı kes! ben bugün burda kalıyorum yarında birlikte dışarı çıkıyoruz." Jess göz yaşlarını sildi. "Burda kalabilirsiniz ama ben dışarı çıkmak,"

"Yavaş yavaş toparlanacaksın. Abimi bulduğumuz zaman hesap sormak için toparlanmak zorundasın."

"Ondan hesap sormam ki sadece sarılmak istiyorum. İmkansız dimi? Tom beni hiç sevmiycek bana bir Muggle bir Riddle olamaz demişti burdan anlamalıydım," başını göğsüme bastırdım. "Sen hayatımda gördüğüm en güzel şeysin. Mükemmel bir kalbin var Jess." Geri çekildi ve göz yaşlarını silerek Enzo'ya döndü. "Üzgünüm."

"Sorun değil." Lorenzo ve Jess'in bir birine aşık olmasını sağlamak şu andan itibaren kesinlikle benim görevimdi. Jess'i en iyi Enzo tamamlayabilirdi. "İsterseniz biriniz yatakta yatabilir,"

"Sen yatakta yat biz koltuğu tercih ederiz."

"Ben zaten çok uyumuyorum," cebimde uyku ilacı çıkararak Jess'e uzattım. "Bunu kullan." Kaşlarını çattı "sende neden uyku ilacı var?"

"Benim değil Lorenzo'nun o da pek uyuyamıyor." Jess Lorenzo'ya döndüğünde Enzo gülümsedi. "Kullanabilirsin,"

"Teşekkür ederim." Jess ilaçtan bir tane içerek yatağa ilerledi. "İyi geceler. Korkmayın annem odaya giremez kapıyı kilitledim." Başımı salladım "iyi geceler,"

"İyi geceler Jess." Jess yatağa yattığında Enzo'ya döndüm. "Umarım Dumbledore bizi görmediği zaman sorun çıkarmaz."

"Bu sefer ailemle kesin kavga ederim."

"Neyseki benim öyle bir derdim yok," Lorenzo gözlerini devirdi "öyle söylemek istemedim."

"Şaka yapıyorum Enzo! Jess tahmini ne zaman uyur?"

"Birazdan uykuya dalar. Etkili bir ilaç," derin nefes aldı "ona ne oldu? yani abinle aradında,"

"Jess kalp hastasıydı bir ay önce kalp nakli oldu kalp nakli olmadan önce abimle sevgiliydi onu hala seviyor fakat abime ulaşamıyoruz. Nerde olduğunu kimse bilmiyor ölmüş bile olabilir." Lorenzo dikkatle beni dinlerken devam ettim "abim bana demişti ki Jess'e uyumlu tek bir kalp var eğer Jess kalp nakli olursa bizim bir daha bir arada olma ihtimalimiz yok. Bunu bana Jess ameliyat olmadan bir hafta önce söylemişti. Ne demek istediğini hala anlamıyorum."

"Demek istediği birimiz yaşarsa diğerimiz ölmek zorunda," kaşlarını kaldırdı "olabilir mi?" gözlerimi kıstım. "Ne olabilir mi?"

"Tom Jess'e kalbini vermiş olabilir mi?"

91 DaysHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin