6- Pamuk Şeker

1.4K 58 23
                                    

Oylamayı ve yorumlarınızı belirtmeyi unutmayııınnnnnn

Keyifli okumalar!

BÖLÜM BAŞTAN AŞAĞIYA DÜZENLENMİŞTİR!!

____________________________________________


Telefonum çaldığında arayana baktım. Bilinmeyen bir numaraydı.

''Bilinmeyen numara.''

''Açsana,'' deyip kahvesinden bir yudum aldı. 

Telefonu açıp kulağıma koydum. ''Alo?'' 

Bir kaç saniye ses gelmedi. 

Ateş noldu der gibi kaş göz yapınca dudak büktüm. ''Ses gelmiyor.''

Kaşları çatıldığında telefona bakıyordu. 

''Kimsiniz?'' 

Arkadan hafif hafif sesler geliyordu. Ancak konuşmuyordu. 

''Cevap veremeyeceksen kapatacağım?''

''Merhaba.''

Şaşkınlıkla Ateş'e döndüm. Kaşları daha da çatıldı. Gözlerim anında dolarken yutkunamadım. 

Yanağımdan dökülen yaşlara baktı. Kaşları düzelmişti ancak elleri yumruk olmuştu. 

''Baba?'' 

Telefondan kahkaha sesi geldiğinde yutkundum ve bu kahkahayı tanıdığım aklıma geldi. Gözlerimi sıkıca kapattım.

''Ah babasının küçük, minnoş kuzusu.''

Sinirle gözlerimi açtım ve içimden defalarca kez kandığım için kendime sövdüm. 

''Ne istiyorsun?''

Kahkahasını zorlukla durdurabildiğinde konuştu. ''Ay çok komikti. Zaten hep de sesimi babana benzetmen ve hep de bana kanman oldukça komik.'' 

Göz devirdim. ''Telefonu yüzüne kapatmama salise kaldı. Söyle neden aradın?'' 

''Alev.'' 

Ateş tanımlayamadığım bir ifadeyle bana bakıyordu. 

''Ne var Kerim?''

Ateş'in kaşları çatıldı ve bir anda telefonu kulağımdan alıp kendi kulağına yasladı. 

Hiç bir tepki vermeden yüzüne baktığımda hızla ayağa kalktı. ''Neredesin lan orospu çocuğu!?'' 

Korkuyla ayağa kalktım ve etrafıma baktım. Kimseyi göremeyince Ateş' e döndüm. O da beni izliyordu. 

Kaşları çatılmış, suratı kızarmış, alnında ki damar belirginleşmişti. Çenesi kasılıyordu. 

''Yalan söylüyorsun.'' 

Kaşlarım havalandığında korkuyla yüzüne baktım. Ellerim titrerken telefonu almaya çalıştım. 

''Ateş telefonumu ver.'' 

Ancak Ateş vermek yerine kolunu daha da yukarı kaldırınca kaşlarım çatıldı. 

''Ateş şu lanet telefonu ya bana verirsin ya da giderim!''

Donakalınca dudaklarımı birbirine bastırdım ve derin bir nefes aldım. Telefonu sakince bana uzattığında aldım ve kulağıma götürdüm ancak kulağıma götürdüğüm an telefon kapanmıştı.

''Lütfen sizi dışarı alabilir miyim?'' Diyen garsona içimden ters ters bakmak gelse de gözlerimi kaldıracak gücümün nereye kaybolduğunu sorgulatıyordum kendime.

Alt KomşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin