5- Kıskançlık?

2.6K 100 80
                                    

Telefonum kırık, bilgisayarımın da dükkanımızda durması gerekiyor, bu yüzden bölümler bundan sonra geç gelecek ama sizi bölümsüz bırakmamaya çalışacağım söz veriyorum. Bir kaç gün bu şekilde olacak ama siz okuma listenize ve kütüphanenize ekleyin kitabı böylece yeni bölümlerden haberdar olursunuz. Anlayışınız için çok teşekkür ederim :) 

Oylamayı ve yorumlarınızı belirtmeyi unutmayııınnn

Keyifli okumalar!

__________________________________________

''Anne ben çıkıyorum!''

''Allah'a emanet. Haber vermeyi unutma!''

''Tamam. Merak etme.''

Kapıyı kapattım ve at kuyruğu yaptığım saçımı sıkılaştırdım ve ayakkabımı giyip merdivenlerden aşağıya inecekken Ateş'i görmemle gülümsedim. 

''Günaydın komşu kızı. Bu ne güzel bir sürpriz.'' 

Gülümsedim ve onu baştan aşağıya süzdüm. Saçları her zaman ki gibi dağınıktı, üzerinde benim seçtiğim polo yaka tişörtü ile siyah eşofmanı vardı. 

O da beni süzdüğünde tüm tüylerim diken diken olmuştu. 

Benim üzerimde de polo yaka, lacivert bir crop, altımda ise mavi bol paça pantolonum vardı.

Genzini temizlediğinde eliyle merdivenleri gösterdi. ''Nereye gidiyorsanız ben bırakabilirim. Bugün ve de tabii ileride ki her günümüz de sizin şoförünüz olmaktan gurur duyarım efendim.''

Gülümsedim ve önünde hafifçe eğilip elbisemin eteklerinden tutarmış gibi selam verdim. 

''Bende o tüm acı ya da tatlı günlerimizde sizinle birlikte olmaktan gurur duyarım.''

Derin bir nefes verdi ve gülümsedi. ''Umarım hiç de gitmezsin komşu kızı.''

Koluna girdim ve gülümsedim. ''Sana sinirlensem dahi senin yanında olacağıma bile söz veriyorum Ateş Polat.''

''O zaman ben de seni her an sinirlendirip o güzel yanaklarını kızartacağıma ve seni yanımdan bir an bile ayırmayacağıma söz veriyorum Alev Çağlar.'' 

Arabanın önüne geldiğimiz de kapımı açtığında gülümseyerek koltuğa oturdum ve kemeri bağladım. 

O da şoför koltuğuna yerleşti ve kemerini bağlayıp arabayı çalıştırdı.

''Eee nereye gidiyordunuz siz efendim?''

Güldüm. ''İki sokak ileride bir kafe var oraya gidiyorum.''

''Hmm... Sanırım randevunuz var, yani anladığım kadarıyla.''

Kollarımı bağladım ve yüzüne sahte bir kızgınlıkla baktım. ''Bu özel hayata girer ve ağzınız iyi laf yapıyor, yani anladığım kadarıyla.''

''O da ağzımın iyi laf yaptığını söylüyor.'' 

''Hmmm... Kim?''

Sırıttı. ''Bu özel hayata girer, özel hayatımı merak ediyorsunuz sanırım, yani anladığım kadarıyla.''

Yavaşça koluna vurdum. ''Çok kötüsün Ateş!'' 

Güldüğünde kafeye gelmiştik bile. 

''Olur öyle şeyler ya.''

Kafamı iki yana sallayarak güldüm ve kapımı açıp dışarı çıktım. O da yanıma geldiğinde arabayı kilitledi ve kafeye girdik. 

''Bak burası güzel sanki?'' 

Alt KomşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin