ÇİĞ KÖFTE VE SARMA NASIL YAPILIR?
Okuldan gelir gelmez çantamı fırlattım. Marketten aldığım malzemeleri mutfak masanın üzerine koydum. Koşar adımlarla lavaboya gittim. Ellerimi güzelce yıkadıktan salonda duran havluyla ellerimi kuruladım. Odama geçip üzerime daha rahat bir şeyler giydikten sonra saçlarımı en tepeden bağladım ve çiğ köfte yapmak için mutfağa geçtim.
Nasıl yapılacağı konusunda hiçbir fikrim yoktu. Zaten mutfakla hiçbir alakam olmadığını biliyorsunuz dostlar. Fakat Şevval ve Rumeysa çiğ köfte sevdiği için yapacaktım. Öğleden beri jarzı dolmakta olan telefonumu tezgahın üzerine nasıl çiğ köfte yapılacağını bulup koydum. Vaktimin büyük çoğunluğunu çiğ köfte harcı yapmakla harcamışım. İllaki bir şeyleri eksik veya fazla yapmak beni her ne kadar mutfakta sinir krizine girmeme neden olsada bu durumu düzeltmeye çalışıyordum. Çiğ köfte harcını yaptıktan sonra lavabonun altındaki dolaptan pembe geniş kabı aldım ve çiğ köfte harcını içine boşalttım. Daha sonra çekmeceden aldığım cezvenin içine 3 su bardağı su koydum ve bu suyu ocağın üzerinde ısıtmaya başladım. Bir yandan müzik dinlemek çok güzel bir şeydi. Keşke her zaman hiçbir şey düşünmeden yaşanabilseydi. Hayatta sadece uyumayı ve müzik dinlemeyi çok isterdim. Kim istemez ki?
Cezvenin içindeki kaynayan sıcak suyu kabın içerisindeki çiğ köfte harcının üzerinde gezdirdim ve 15 dakika beklemesi için içinde çiğ köfte olan kabı tezgahın üzerine koydum.
Bu 15 dakika çiğ köfte harcını bekleme süresinde neler yapılır sizce? Okuyun anlayacaksınız:)
Dolaptan çıkardığım limonları ve çiğ köfte için olan salçayı mutfak masasının üzerine koydum. Çekmeceden limon sıkmak için gerekli olan şeyi (adını bilmiyorum:D)onu da mutfak masanın üzerine koydum. Limanları meyve bıçağı ile ikiye bölerken yanlışlıkla elimi kestim. İşaret parmağımın kanamasını durdurmak için tezgahın üzerindeki peçeteden yararlandım. Yerde bulduğum otlardan değil dostlar:)
Hala kanamakta olan parmağıma aldırış etmeden çamaşır makinesinin üstündeki dolaptan örümcek adamlı yara bandımı aldım ve İşaret parmağımda hiç boş yer kalmayacak şekilde sardım. Tekrar limonları kesmeye başladım. Limonlari güzelce kestikten sonra onları ayrı bir tabağa koydum. Salçayı da zaten 15 dakika sonra ekliyecektim. Daha 10 dakikamın olduğunu görünce hemen odama gittim ve kapının arkasında asılı olan ceketimi aldım. Apartmana çıkıp ayakkabılarımı giydikten sonra koşar adımlarla marketin yolunu tuttum. Market zaten evimize yakındı ve koşunca hemen varmıştım. Kapıyı iterek marketin içine girdim ve kapının girişinde duran sepetlerden bir tane aldım. Öncelikle baharatların olduğu yere gittim ve çiğ köftenin içine koymak için birtakım baharatlar aldım. Daha sonrada en sevdiğim yer olan dondurma kısmına gittim ve çikolatalı dondurmalardan bir tane aldım. Neyi unuttum diye düşünürken ekmek almayı unuttuğumu fark ettim ve kasadan geri dönmek zorunda kaldım. Sol üst tarafta duran poşetlerden bir tane aldım ve içine iki tane ekmek koyup tekrar kasanın yolunu tuttum. Ekmek poşetleri bana her ne kadar hemen yırtılacak gibi gelsede yırtılmaması için içimden dua ederek yürümeye devam ettim. Kasaya varıp aldığım malzemelerin fiyatlarını ödedikten sonra çok az bir vaktimin kaldığını görünce eve doğru koşmaya başladım. Çevremdeki insanlar kesinlikle bana deli teşhisi koymuştu bile fakat çiğ köftelerim bundan daha önemliydi. Eve varınca hızla ayakkabılarımı ve ceketimi çıkarttım. Ardından da dondurmayı buzdolabına attım. Bir dakikanın kaldığını görmek beni çok sevindirmişti. 15 dakikada girdiğim bunca aksiyonun üstüne bir bardak su içtim ve çiğ koftelerime şekil vermek üzere kollarımı sıvadım. Okuduğunuz gibi dostlar. Fazla aksiyona giremedim sanırım:( Fakat koşmak bile çok eğlenceliydi:')
Öncelikle dostkar çiğ köfte bulunan kabı mutfak masanın üzerine koydum. Daha sonra marketten aldığım baharatları çiğ köftenin içine döktüm. Karıştırmaya başlayınca çiğ köftenin daha sıcak olduğunu fark etmiştim. Karıştırma işim bitince fırının içinde bulunan geniş cam tabaklardan bir tane aldım ve onuda mutfak masanın üzerine koydum. Daha sonra ise ellerimle şekil vermeye başladım. Bu arada şekil vermeye başlamadan önce geniş tabağın üzerine marul yerleştirmeyi unutmamıştım. Kesinlikle en zor ama en eğlenceli kısımsekil verme kısmıydı. Şekil verme işlemim bitince artık bende bitmiştim dostlar. Son olarak geniş tabağın yan taraflarına kestiğim limonları yerleştirdim. Ve harika çiğ köftelerimiz hazır:D
6 saat sonra,gece
Salonda oturmuş televizyon izlerken canımın sarma çekmesi ile farkında olmadan birden ayağa kalktım. Tüm ev halkının bakışları bana doğru döndüğünde ise onlara tebessüm ettim ve mutfağa doğru koşmaya başladım. Canım çok fena sarma çekmişti. Ayrıca İrme'de sarmaya bayılıyordu ve onun için böyle zorlu bir göreve hazırdım. Annemin kavanozun içine koyduğu yaprakları tezgahın üzerine koydum. Daha sonra dolaptan çıkardığım büyük tencerenin yarısına kadar su doldurdum ve kaynaması için ocağı yakıp üzerine koydum. Kavanozun içindeki yaprakları tencerenin içine boşalttım ve kaynanamalarını beklemeye başladım. Boş boş beklememek için sarmanın harcını hazırlamıştım. Yapraklar kaynadıktan sonra onları ayrı bir kabın içine koydum ve bana lazım olan tüm şeyleri mutfak masasının üzerine yerleştirdim. Daha sonra kollarımı sıvadım sarma sarmak üzere siyah sandalyelerden birine oturdum. Bir yandan sarma sarıyor bir yandan da şarkı dinliyordum.
Şu sıralar en çok dinlediğim şarkı Güncel Gürsel Artıktay-ölmezdim. Kesinlikle dinleyin dostlar çok güzel bir şarkı. Şu anda bile başa sarıp sarıp dinliyorum dostlarım.
Saatler süren emeğinin karşılığında bir tencere sarma sarmayı başarmıştım. Güneşin doğmakta olduğunu görünce çok şaşırdım. Sanırım biraz yavaş sarma sarmıştım. Sardığım bir tencere dolusu sarmayı tezgahın üzerine koydum ve not kağıdına anneme uyanınca pişirmesi için bir kaç cümle yazdım. Daha sonra ise zar zor açık duran gözlerimi kapatarak derin bir uykuya daldım.
Dostlar bu bölümü tamamen aklımdan uydurarak yazdım. Zaten asla mutfak işlerinde iyi değilimdir. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın dostlar♡
(Yazım yanlışlarım varsa görmezden gelin dostlarım:'))
