LGS günü (4 haziran 2023)
Dün geceden beri sadece 4 saat uyumanın uykusuzluğu ile yataktan yavaşça kalktım. Saat 8'e geliyordu. Hemen üzerime dünden hazırladığım mavi tişörtümü ve mavi pantolonumu giydim. Saçlarımı arkadan başladıktan sonra geriye sadece ceketimi alıp çıkmak kalmıştı. Eh, birde kahvaltı yapmak. Kendimi bu sınava hiç hazır hissetmiyorum. Ve kalbim şimdiden çıkacak gibi atmaya başlamıştı. Bir kaç lokma bir şeyler yedikten sonra saat 9'a gelirken evden ayrıldım. Elimde iki tane kurşun kalem, bir tane silgi ve bir de su şişesi vardı. Okula geldikten sonra dışarıda sıra olmuştuk. Daha sonra ise herkes sınıflara dağılmıştı. Sınav başlamadan önce lavaboya gittim ve elimi yüzümü yıkadım. Hiçbir şey yapamayacak olmanın korkusu ile sırama oturdum. Kalbim hala deli gibi atıyordu. Üstelik ellerimde titriyordu. Kafamdaki kötü düşüncelerden kurtulmak istercesine optikleri dağıtan kadına odaklandım. Ne! Bir dakika. Optik mi? Doldurulacak olan yerleri güzelce doldurduktan sonra çok geçmeden sınav kitapçıkları dağıtılmaya başlanmıştı. Bana C kitapçığı gelmişti. Üzerine adımı ve soyadımı yazdıktan sonra başımızda bekleyecek olan öğretmen başlamamızı söyledi. Kalemi elime alıp kitapçığı açtıktan sonra neredeyse öğrendiğim her şeyi unuttuğumu fark ettim. Sözel kısım bitene kadar en iyi yapabildiğim kısmın İngilizce olduğunu bilerek sınıftan çıktım. Okuduğum bir şeyi neredeyse 50 kere okuyarak anlamaya çalıştığım için süre yememişti. Biliyorum şu anda bana çok kızıyorsunuz ama o an ne olduysa hiçbir şey yapamadım. Bahçeye çıktıktan sonra etrafıma bakındım fakat kimseyi göremedim. Annem sözde geleceğini söylemişti fakat gelmemişti. Okulda dağıtılan keklerden bir kaç tane aldım ve kantine meyve suyu almak için indim. Çikolatalı meyve suyu aldıktan sonra bahçenin bankına oturdum ve aldığım şeyleri yemeye başladım. Güzelce yedikten sonra yanıma Fatih hoca gelmişti. Ona çok kötü geçtiğini söyledim. Çünkü yalan söylemekten her zaman nefret ederdim. Biz Fatih hoca ile sohbet ederken sayısal kısmın başlamasına yakın oradan ayrıldım ve sınıfıma doğru yürümeye başladım. Sayısal kısım da aynı kötü geçmişti. LGS bittikten sonra arkadaşlarıma veda ettim ve bahçeye çıktım. Tekrar kimseyi görememenin verdiği hüzün ile okulun karşısındaki markete doğru ilerledim. Bir tane su şişesi ve küçük kardeşime oyuncak araba aldıktan sonra eve doğru yürümeye başladım. Babam işleri yüzünden köye gitmişti. Eve vardığımda nasil geçtiklerini sordular. Kötü geçtiğini onlara söyledikten sonra odama geçtim. Odamda bir pencere yoktu zaten. Bu yüzden her taraf karanlıktı. Kulaklığımı taktım ve saatlerce uyanmamak üzere uykuya daldım.
Mezuniyet günü
Okulun kapanmasına artık çok az kalmıştı .LGS daha açıklanmamıştı fakat sonuçlarım çok kötüydü. Halbuki lGS'den önceki son deneme -okulun yaptığı- şu ana kadar ki en iyi denemem olmuştu. Asla elbise giymek istemiyordum fakat zorla elbise almıştım. Sabah erkenden kalkmak en nefret ettiğim şeylerden biriydi. Bilin bakalım kim sabahın köründe kalkıp kuaföre gidecek. Beren tabiki. Kadın saçımı o kadar kötü yapmıştı ki. Normal saçım bir milyon kat daha iyiydi. Elbiseden zaten nefret ediyordum. Ve burnu açık ayakkabılar. Gömlek pantolon giymek istemiştim fakat annem izin vermemişti. Türkçe Hocası bugün akım yapacağını söylemişti. Gözlüklerinizi takıp tavana bakacakmışız. O gün yanımda yedek olarak götürdüğüm pembe gözlüğümü kaybetmiştim. Üstelik kuaför yüzünden pasta kalmamıştı. Halbuki sırf pasta için bu günü beklemiştim. Şaka şaka:D diğer sınıflar hepsini sömürmüştü. Üstelik bir de bu kadar kötü bir haldeyken kürsüye çıkmıştık. O an gömlek pantolon giymediğim için çok pişman olmuştum. Ama böyle olmasını ben istememiştim. O gün ismi Sıla olan arkadaşımın annesi ile tanışmıştım. Annesi çok tatlı bir kadındı ve tanışır tanışmaz gerçekten çok sevmiştim. Üstelik Sıla'nın bir kız kardeşi olacaktı. Gerçekten kız kardeşe sahip olmak çok güzel bir şey. Benim bir kzi kardeşim yok ama olsun. Güzel bir şey olduğunu hissediyorum. Mezuniyet günü çok güzel geçmişti dostlar fakat kılık kıyafetim hiç hoşuma gitmemişti.
Karne günü
Bugün okulda son günümdü dostlar. Hatta ortaokul hayatımın son günüydü. Keşke ortaokul hayatım çok güzel geçseydi. Her gün acaba "Okul değiştirmeseydim nasıl olurdu?" Diye düşünmeden edemiyordum. Tüm Dünyada gerçekleşen covid-19 yüzünden okul değiştirmiştim. Okul değiştirmeden önce Yunus Emre Ortaokuluna gidiyordum . Oradaki kıvırcık saçlı, orta boylu, hafif kilolu öğretmen yüzünden okul değiştirmiştim. Çünkü maske takmayanların saçlarını çekiyordu. Biz de bu durum ile uğraşmak istemediğimiz için okul değiştirmiştik. Tek neden bu değildi eski okulumuz evimize daha uzaktı ve kışın gidip gelmek çok zor oluyordu. İmam hatip daha yakındı yaklaşık 15 dakikalık yol vardı. Belki daha da azdı. Sabah erkenden okula gitmiştim. Arkadaşlarım ile daha fazla vakit geçirmek için. Dışarıda voleybol oynayan arkadaşlarımın yanına gittim ve beraber voleybol oynadık. Der zili çaldığında biz hariç herkes sınıflarına dağılmıştı. Biz her zaman böyle yapardık. Öğretmen gelene kadar sınıfa girmezdik. Bu yüzden fen bilimleri hocasından kaç tane eksi yediğimizi hatırlamıyorum. Öğretmen gelene kadar dışarıda voleybol oynadık. Öğretmen geldiğinde ise birlikte biraz sohbet ettikten sonra karneler dağıtılmıştı. Karnelerimizi aldıktan sonra son kez İstiklal Marşını okumak için bahçeye indik. İstiklal Marşını bu sefer resmen bağırarak okumuştum çünkü neden olmasın. İstiklal Marşını okuduktan sonra öğretmenlerim ile vedalaştıktan sonra artık tekrar ortaokula gidemeyecek olmanın yarı hüznü yarı mutluluğu ile eve doğru ilerledim.
Dostlar oy verin ve yorum yapın pls😠🫶🏻
(Bu bölüm de kısa oldu sanki:/)
(Yazım yanlışlarını görmezden gelin dostlarım ☹️)
