gunwook kapıyı açtığı zaman yujin ile karşılaşmayı beklemiyordu. en son tuvaletteki atışmalarından sonra konuşmamışlardı. her şey üst üstte gelmişti. "oh, yujin?" diye şaşırarak bakıyor.
yujin ona o kadar şirin bakıyor ki, biraz tedirgin hissediyor. "içeri girebilir miyim?" diye kibarca soruyor.
"tabii ki, sormana bile gerek yok dostum." gunwook hızlıca kapıdan çekilip yujin'e yer veriyor. hava kararmaya başlamıştı. gunwook'un teyzeleri çocuklarını gunwook'a emanet edip gitmişlerdi. onlar salonda film izlerken gunwook odasında oturuyordu.
gunwook "çocuklar, biz odamdayız. kapı çalarsa benden başka kimse bakmasın." diyor. televizyonun karşısında üç küçük çocuk vardı, ikisi kız (ikizlerdi) diğeri ise erkekti. onu onaylar şekilde mırıltılar çıkartıyorlar.
gunwook odasının kapısını açtığı zaman yujin söze başlıyor, "şey ben- oha bu ne?" şaşırarak tepki gösteriyor. gunwook kendi odasını laboratuvara çevirmişti. masasındaki kanlı tişört ve yanında adını bilmediği bir sürü deterjan vardı.
"abim görmeden tişörtü yıkamam gerekiyor," diyor gunwook. çok önemli bir işmiş gibi söylüyor. yujin kahkaha atıyor. "gülme! bu ciddi bir konu."
yujin gunwook'un yatağına oturuyor. gülmesi sakinleşiyor. "ben özür dilemek için gelmiştim."
"neden?" gunwook şaşırmış bir şekilde dönüyor.
"dün," diyor yujin, dudaklarını birbirine bastırdı. "dün gereksiz tepki gösterdim. kalbinizi kırdıysam özür dilerim. sadece üzgün ve sinirliydim. size patladım. kalbinizi kırmak istememiştim."
"awh, bizim minik yujin'imiz," gunwook ellerini göğsünde birleştiriyor. hızlıca yujin'e sarılıyor. onu bir bebekmiş gibi boğuyor. "sorun değil, tamam mı? arada böyle şeyler olur. doğrusu bizim yaptığımız da pek hoş değildi. leeseo için üzüldüğünü biliyorduk."
"leeseo mu?" yujin'in kulakları kızarıyor.
"evet. ondan hoşlandığını biliyoruz."
"hoşlanmıyorum!" diye tepki gösteriyor yujin. kızaran yüzü onu açığa çıkartıyor. gunwook daha çok gülüp yujin'i neredeyse boğacak kadar sarılıyor. çocuklardan birisi çığlık atınca ortam bozuluyor. gunwook ve yujin birbirine korkmuş bir şekilde bakıyorlar.
gunwook koşarak odasından çıktı. neredeyse bütün çocuklar ağlıyordu. "ne oldu? hyunsuk, ne oldu? neden ağlıyorsunuz abicim?" diyerek çocuğun suratını avuçluyor.
"hyung birisi odana çıkıyor!" diye bağırıyor yujin. gunwook arkasını dönüyor. siyah pelerinli birisinin odasının çıktığını fark ediyor. koşmaya başlıyor, "yujin, sen çocuklara göz kulak ol!"
"ne? nereye gidiyorsun?" yujin gunwook'un arkasından bağırıyor. odaya gitmemesini söyleyecekti ama arkadaşı çoktan koşmuştu. şimdi ağlayan küçük çocukla beraber kalmıştı.
gunwook kendi odasına çıktığı zaman çığlık kostümlü birisinin tişörtü çaldığını görmüştü. "bırak onu!" gunwook hızlıca tişörtü tutuyor. adam tişörtü daha çok çekiştiriyor. birden tişört yırtılıyor ve adam camdan aşağıya düşüyor.
gunwook çığlık atıyor. elindeki yırtılmış tişörte bakıyor. "abim beni kesinlikle öldürecek!" diye bağırıyor. camdan aşağıya düşen adam hiç umurunda olmadı. "ben ne yapacağım?!" diyerek kendisini yemeye başlıyor.
camın önüne gidiyor. adamdan eser yok. sakince camı kapatıyor. "sanırım annem camı kapalı tutmam konusunda haklıymış," diye mırıldanıyor. aşağıya indiğinde yujin çocukları sakinleştirdiğini fark ediyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
outta sight. shimkongz
Фанфик"ölmek istemiyorum," sözleri çıkıyor sarışının titreyen dudakları arasından. gyuvin'in ona verdiği mavi kıyafetinin yakasında kan izleri var, gözleri gözyaşları ile boğulmuş. "kahretsin, gyuvin. ben ölmek istemiyorum." "ölmeyeceksin." diyor eski erk...