3. Bölüm: "Devlet adamının kızı."

17 3 0
                                    

3. Bölüme hoş geldiniz!!

Keyifli okumalar, yorumlarinizi eksik etmeyin.
mutlu ediyor <3

🌟

"Floch."

Karşımdaki erkek, kendini sadece tek bir kelimeyle tanıtmayı tercih etmişti. Sormak istediğim birkaç soru vardı fakat sınırımdaydım. Vücudumu adrenalin yüzünden sorunsuzca kontrol etmiştim ve bu kadardı. Dünya gözümün önünden kayıp giderken yerimde duramadı, kulağımın çınlaması yüzünden beynimin sızladığını hissettim. Bacaklarım beni taşımayarak yere çarptı. Bir elin belimi kavradığını hissettim, yüzüne odaklanmaya çalıştım. En son gördüğüm görüntü, Irene'nin bana doğru yönelmesi ve bana bakan bal köpüğü gözlerdi.

🌟

Uzaktan gelen uğultularla gözlerimi aralamaya çalıştım. Başım birinin kucağındaydı. Hareketsizce birkaç saniye durdum. Aklıma gelen görüntülerle kafamı toplamaya başladım. En son Irene ile yaratıklardan kaçıyorduk, bir kapıya dayanmıştık. Elimi başıma atarak biraz ovuşturdum. Alnımda hissettiğim şişlik ile elimi alnımdan çektim. Sonunda gözlerimi aralayarak etrafa baktım. Beyaz renkte asma tavanın parlak ışığı beni karşıladı. Gözlerim, ani ışığın etkisiyle kısa bir süre kamaştı. Işığa alıştığımda elimi gözümden çektim. Kafeteryadaydık. Son saniyelerimizdeyken bizi kurtarmışlardı.

Kafamı yukarı kaldırarak kimin kucağında olduğuma baktım. Irene bana bakıyordu. Hala başım ağrıyordu fakat katlanabilirdim. "Uyandın mı?" dedi kısık seste. İstemsizce Irene'yi süzdüm. Çok yorgun gözüküyordu, kıyafetleri kirlenmişti. Gözleri kızarmıştı. Ben uyurken hiç dinlenmemişti anlaşılan. "Hiç dinlenmedin mi?" Yavaşça kucağından kalkarken sordum. "Hayır," ben kalkınca kollarını geriye atıp esnedi. "Kapının ne kadar dayanacağı belli değil, uyuyamadım o yüzden." Kaşlarımı kaldırdım, kollarımı göğsümde buluşturdum. "Ne kapısı?"

"Kafeterya kapısı tabii ki, başka ne olabilir ki?" Başımı kafeterya kapısına çevirdim. Şimdi hatırladım, en son kafeteryadaki grupla buluşmuştuk. Ölüme çok yaklaşmıştık hem de hiç istemediğim kadar. "Anladım. Peki grupla tanıştın mı?" Irene, başını hayır anlamında salladı. "Bizden sonra, hastanede yaratıklardan kaçan birkaç insan daha geldi. Biz de herkes dinlendikten sonra tanışmayı uygun gördük."

Tekrar anladım, diyerek etrafa baktım. Son uyananlardan birisi de bendim sanırım. Çoğu kişi ortada toplanmıştı fakat kimse konuşmuyordu. Herkes sessizce oturuyor, birbirine bakıyordu. Tam Irene'ye biz de katılalım, diyecekken Floch ayağa kalktı. Hepimizin kendisini görebileceği bir noktaya geldi ardından boğazını temizleyerek konuşmaya başladı.

"Az çok herkes dinlendi, şimdi biraz konuşma vakti. Çoğu kişinin görmüş olduğu gibi, hastanede yaratıklar ortaya çıkmaya başladı. Doktorlar nerede belli değil, çoğu hasta kendi kaderine bırakılarak ya canavarlara yem oldu ya da şu an aramıza gelmeyi başardılar. Hastanede kalamayacağımızı herkes anlamıştır, yaşamak için çıkmamız gerekiyor." Floch biraz soluklandıktan sonra devam etti, "Hastaneden çıkmayı araştırmak için, bir grup oluşturmayı planlıyorum. Buradaki herkesle beraber dışarı çıksak, ya ölürüz ya da öldürürüz."

Son YaşamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin