Oy ve yorumu atmayı unutmayın!
Doyoung çantasını kontrol etti ve yavaşça aşağıya indi.
Mashiho ve jaenin onu salonda beklediklerini görünce oraya ilerledi.
"Geldim hadi çıkalım"
Mashiho telefonundan kafasını kaldırdı ve sağa sola baktı.
"Junkyu gelmicek mi? "
Doyoung sitemle ofladı ve konuştu.
"Off onu biliyorsunuz gelmez o"
Jae onların konışmasına katılarak doyounga cevap verdi.
"Yinede sor da sen"
Doyoung kafa salladı ve junkyu nun odasına çıkıp kapıyı tıkladı.
"Hyung geliyim mi?? "
Uzun bir sessizlikten sonra nihayet odadan ses geldi.
"Gel Dobby"
Doyoung yavaşça kapı kolunu aşağıya indirdi.
Karşısında yatakta kitap okuyan hyungu vardı.
"Ya hyung bu gün hafta sonu ya bizde diyoruz ki biraz gezelim dolaşalım"
Junkyu kafasını kitaptan kaldırmadan konuştu.
"Eee"
"Sende gel işte ya. Hep ev okul ev okul olmaz böyle. Gel dışarı çıkalım"
Junkyu olumsuz anlamda kafa salladı.
"Hayıır istemiyorumm"
Doyoung göz devirdi.
"Yemin ederim salaksın ya"
Junkyu kardeşinin cümlesi ile kafasını kitaptan kaldırdı.
"Saygısız, neyse tamam çıkalım bari"
Doyoung zafer gülüşü ile kafa salladı ve odadan çıkıp aşağıya indi.
...
Junkyu son olarak camları kapatıp bahçede bekleyen 3lünün yanına gitmek için kapıya yöneldi.
Bahçeye çıktığında üçünün de telefona baktığını gördü ve yine göz devirdi.
"Hadi gidelim"
Dedi ve onlara yaklaştı
Jae gözlerini ona çevirip sitem ile konuştu.
"Ağaç olduk burada be"
Mashiho junkyuya dönüp alaycı bir şekilde
"Kanka keşke biraz daha kalsaydın evde meyve vermeme az kalmıştı da. " dedi.
Junkyu göz devirdi ve ofladı.
"Bu şakaları çok mu düşündün cüce. "
Mashiho junkyu nun bu cümlesi ile durdu ve 3de ona döndü bir anda durduğu için.
"Sensin lan cüce!" diyerekten junkyu nun bir anda boynuna atladı ve saçını yolmaya başladı.
"Offf rezil ediyorsunuz beni junghwana, durun ya! "
Junkyu kardeşinin dediği ile kafasını sağa doğru çevirdi.
Onları izleyen iki çift göz vardı.
Junghwan onlara doğru bakarak kahkaha atarken jihoon ondan farklıydı sakin bir şekilde gözlerini junkyuya dikip hafif sırıtıyordu.
Göz teması kurmaları ile junkyu gözünü çekmedi bu sefer. Uzunca ona baktı.
Jihoon da aynı şekildeydi.
Junghwanın sesi ile ona döndü junkyu.
"Ne bu kafes dövüşü mü??? "
Mashiho göz devirdi ve sesini yükselterek cevap verdi ona.
"He evet hayırdır rahatsız mı oldun?? "
"Kes lan cüce! "
Mashiho bu sefer sinir krizi geçirecekti.
Jaede onun kolunu tutarak yürümeye başladı doyoungta tabiki oflaya oflaya arkalarından ilerledi.
Junkyu junghwana gülümsedi.
"Sen ona bakma hwan onun kişiliği öyle neyse iyi günler. "
Dedi ve onlara yetişti.
Junghwan hwan lafına takılmıştı.
Ve bu oldukça hoşuna gitmişti.
Sırıttı ve kahvesinden yudum alıp konuştu.
"Hwan ha, hoş çocuk ya. "
Jihoon son dediği ile gözlerini ona çevirdi.
"Abin yaşında o senin junghwan. "
Junghwan göz devirdi.
"Kimin umrunda?? "
Jihoon sert bir yüz ifadesi ile
"Benim! " dedi."Ya amk daha düne kadar çocuğu sikine takmıyordun şimdi noldu? "
Jihoon gözlerini kaçırdı hwan dan.
"Bilmiyorum."
"Vallah ben onu bunu bilmem ben göz koydum o çocuğa" dedi ve ayağa kalkıp balkondan çıktı.
Jihoon ise sinirli bir şekilde bağırdı.
"JUNGHWAN! "
Jihoon kudur kanzi
Ağla ağla ağlaaa.
Neyse neyse merak etmeyin kyu ile hwanı yapmam. Neyseee iyi gecoşlarrr.
Bebeklerimm😻💋🫂