Jihoon Yavaş yavaş arabadan indi. Oldukça yorgundu.
Yorgun olması için bir neden yoktu bütün gün dedesinin yanında oturuyordu.
Hemen eve girdi ve odasına çıkıp banyoya girdi.
Banyodan çıktığında yatağında uyuyan bir adet junghwan gördü.
Jihoon ona gülüp üstünü giyinmeye başladı.
Junghwanın üstünü örtüp akşam yemeği için ramen yapmak istedi.
Jihoonun eli oldukça lezzetliydi.
Ve bununla hep kendini överdi.
Rameni yaptıktan sonra kendine kahve alıp bahçeye çıktı.
Hava fazlasıyla güzeldi.
Hafif esiyordu ama hiç rahatsız etmiyordu.
Jihoon havanın güzel olmasını fırsat bilip hemen eve girdi ve fotoğraf kamerasını aldı.
Gökyüzünü filan çekmek istedi.
Jihoon fotoğraf çekmeye dalmış iken onu izleyen iki çift gözü görmedi.
Junkyu onu izlemeyi bırakıp tam seslenecek iken jaehyuk onun sırtına atladı.
"Hadi gidelim kyuu"
Junkyu sinirli bir şekilde ona bağırdı.
"EĞER İNERSEN GIDICEZ"
"Hee" diyip indi.
Jihoon junkyu nun bağıran sınırlı sesini duyunca gözünü onlara çevirdi.
Jihoon onların tatlı olduğunu düşünüp güldü.
Junkyu jihoonun güldüğünü görünce hemen üstünü başını düzeltip jihoona el salladı. Jaeninde el sallaması için yalandan öksürüp jaenin dikkatini çekti.
Jaede jihoonu görünce 32 diş sırıtıp el salladı.Jihoon da onların yanına gitme kararı aldı ve yavaşça bahçeden çıktı.
"Selam çocuklar "
Jae hemen karşılık verdi.
"Selam yeni komşumuz"
Junkyu jaenin dediği şeye telaşlanıp bacağına bir tekme attı.
Jae yediği tekme ile yeri boylayınca jihoon gülüşünü tutamayıp kahkaha attı.
Junkyu ise rezil oldukları için utanıcak iken jihoonun tatlı güldüğünü düşünüp oda güldü.
Junkyu jihoona dönüp
"Fotoğraf mı çekiyorsun?? " dedi.
Jihoon kafasını salladı.
"Evet, dedim ya sergim var"
"SERGİN Mİ VAR"
jae yüksek bir ses tonu ile konuştu.
"Hiç öyle birine benzemiyorsun"
Junkyu 2. Kes jaenin bacağına bir tekme attı.
Jae acı ile inlerken junkyu telaşlı bir şekilde konuştu.
"Üzgünüm jihoon, bizim bir yere gitmemiz gerek. Sonra görüşürüz"
Dedikten sonra jaenin kolunu hızlıca tutup arabaya yöneldi.