"Ne demek engelledi?"
"Engelledi işte Nil. Sana da gece dörtte biri yazsa, hem de bu aşırı saçma bir cümle olsa sen de engellerdin."
Nil bana cevap vermek yerine tek koluna taktığı çantasını sıraya bıraktı ve açıp içini kurcalamaya başladı.
"Sana yeni bir bebek getirdim de bulamıyorum bir türlü, buraya koymuştum."
Bebek lafını duyar duymaz Nil'in kafasını tutup öptüm ve sarıldım.
"Ya sen var ya cansın, can!"
Oyuncak bebekler için önce elbiseler çiziyor, sonra da onları dikiyordum. Boş zamanlarımda sürekli yaptığımı bildiği için Nil bana beş yaşındaki kardeşinin eski bebeklerini getiriyordu. Bazen saçları, bazen kolları eksik oluyordu ama yine de hepsini önce özenle baştan yapmak ve sonra elbiseler dikmek, benim için terapi gibiydi.
"Tamam tamam, çok sırnaşma... Hah! Bak, burada işte."
Ona gülümseyip sonunda bulduğu bebeği aldım. Bu sefer Nil'in kardeşi -Neşe- çok iyi(!) bir iş çıkarmıştı.
Bebeğin neredeyse tüm makyajı silinmiş, bir kolu kırılmış, saçları kesilmiş ve bacak-karın bölgesi boyanmıştı.
Hepsini baştan yapacak ve ortaya bir balerin çıkaracaktım.
"Günaydın çocuklar!"
Edebiyat öğretmenimizin neşeli sesi ile susup dikkatimizi hocaya verdik.
Güneş Hanım çok tatlı ama mesafeli bir öğretmendi. Bize kaba davranmaz ama sürekli olarak bizimle konuşmaya da çalışmazdı. Selam verince alır, halimizi hatrımızı sorar, bir ihtiyaç durumunda elinden geleni yapardı.
"Buyurun gençler oturun."
Hepimiz oturduğumuzda yine ufaktan fısıldaşmalar başlamıştı. Güneş Hoca tahtaya kalkıp 'Mülakat-Röportaj' yazmıştı. Tebeşiri elinden bırakıp bize döndü.
"Evet gençler, yeni konu. 9. üniteye geçiş yapıyoruz. Herkes sayfa iki yüz elliyi açsın."
Fısıldaşmaların yanına sayfa sesleri de eklenince hoca sınıf defterinden yoklama almaya başladı.
***
Sakin bir şekilde dersimizi işledikten sonra zil ile birlikte sınıftan uçarcasına fırladık. Tabiri caizse kurt gibi açtım. Nil ise -benim aksime- her sabah kahvaltısını yaparak gelirdi ve benim iştahla kahvaltı yapmamı izlerken kahvesini içerdi.Kantine girer girmez gözlerim onu aradı. Hayır, Ateş'i değil: çikolatalı açmayı.
En sevdiğim şeylerden biri çikolatalı açmaydı ve ne yazık ki ilk teneffüsten bittiği için hızlı olmam gerekiyordu. Sıra kaynatarak ilerlerken kafamı tosladığım omuz ile yukarı baktım. Hayır kısa değilim, onlar çok uzun.
Bana salak mısın der gibi bakan çocuğu da yok sayarak cüzdanımı çıkarıp kantinin camına yöneldim. Bu sırada elimden çekilen param ile afalladım.
"Hey, ne oluyor be?"
"Sıraya geç."
Haklı olması ile cevap veremediğim için sinirlerim bozuk bir şekilde sıranın en arkasına geçtim. Nil bana gülerken ben sinirle çocuğun elinden kaptığım paramı sıkıyordum. Hayır, sana ne?
Sonunda sıra bana geldiğinde hemen cama eğildim.
"Abi lütfen çikolatalı açma kaldı de."
"Yok abim, sonuncusunu da şu delikanlı aldı az önce."
Gösterdiği çocuğa baktığımda açmayı az önce beni sıranın en arkasına yollayan çocuğa verdiğini gördüm.
Cidden mi?
"Tamam abi, sağol. Kolay gelsin."
"Sağol kardeşim."
Sinirle dönüp oturma alanlarına ilerledim, Nil de bana yetişmeye çalışıyordu.
"Kızım bir dursana!"
"Şerefsiz ya, resmen bilerek yaptı."
"Ya manyak mısın?"
"Ne alaka be!"
"Çocuk nereden bilsin senin çikolatalı açma sevdiğini? Kendine almıştır. Hem neden durduk yere böyle bir şey yapsın?"
"Sırada da benimle uğraştı!"
"Sıra kaynattın Eylül, doğal olarak arkaya gitmeni istedi."
Söyledikleri çok mantıklı gelince dudağımı büzüp oturdum.
"Açım ben."
O da kendini yanıma attı.
"Başka bir şey ye."
"Bana ne, açma istiyorum ben."
Omuz silkerek söylediğim şeye kafasını sağa sola sallayarak cevap verdi ve telefonuna döndü.
Karnımı sonra doldurmaya karar verip ben de telefonuma baktım.
Ateş'in profiline girdim ve iletilmeyeceğini bildiğim halde yazmaya başladım.
Siz:
Evet, yine ben.
✓
Aslında beni sevmen gibi bir beklentim hiç olmamıştı zaten
✓
Ama yine de sadece birkaç cümle kurduktan sonra engellenmek beni biraz üzdü.
✓
Senin bir derdin var Ateş, ben eminim.
✓
Ne olduğunu öğreneceğim ve yarana merhem olacağım.
✓
Çünkü
✓
Seni seviyorum.
✓✓İletildi.
Mesajım, iletildi.
MESAJIM İLETİLDİ!
Tatatataaaammmm
578 kelime, iyi okumalar^^
![](https://img.wattpad.com/cover/366189188-288-k330805.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pembe Converse
Short StorySiz: Gri sokaklarda pembe converse ile koşuyorum, görüyor musun nasıl da çocuğum? Ateş: Gece saat dörtte mi, cidden mi? -texting- Wattpadde bu isimle yayınlanan ilk ve tek kurgudur, tüm hakları şahsıma aittir.