Gece saat dört

162 40 54
                                    

Yaklaşık iki saattir ekrandaki numara ile bakışıyordum, uzun zamandır her gece yaptığım gibi.

Ateş'in, hoşlandığım çocuğun, numarasını tesadüf eseri bulmuş ve yazmak için hemen kaydetmiştim. Ama gelin görün ki bende o cesaret yoktu.

1 Yeni Mesaj*
Nil:Yazdın mı?

Sohbete girip cevapladım.

Siz:
Hayır, daha değil.

Nil:
Ne zaman, o evlenip dokuz çocuk yaptıktan sonra mı?

Haklıydı. Beklemem saçmaydı ama olur da beni tanırsa, kendimi açık edecek bir şey yaparsam ve sonrasında benden nefret etmeye başlarsa benim için hiç iyi olmazdı.

Ona aşık değildim, sadece bir hoşlantıydı ama yine de... Bilmiyorum işte, korkuyordum. İçimde kötü bir his vardı.

Nil:
Yaz o çocuğa Eylül  
Ne kaybedersin ki?
Arkadaş bile değilsiniz, sadece aynı ortamda bulunan iki kişi. 
En azından bir ihtimal oluşur.

Siz:
Bende zaten o ihtimal boşa çıkar da üzülürüm diye korkuyorum.

Nil:
Korkuyorsun?
Saçmalama Eylül
Yaz o çocuğa.

Mesajı cevaplamadan tekrar Ateş'in profiline girdim. Fotoğraf yoktu çünkü numaram onda kayıtlı değildi, açıkçası adımı bildiğini bile zannetmiyordum.

Sonunda yazmaya karar verip parmaklarımı ekranın üstünde hareket ettirdim. Fazladan bir dakika daha düşünmeden -bunu yaparsam vazgeçerdim- mesajı yolladım.

Siz:
Gri sokaklarda pembe converse ile koşuyorum, görüyor musun nasıl da çocuğum?

Yazdığım mesajı bilmem kaç yüz kez tekrar tekrar okuduktan sonra ne kadar aptal olduğumu kendime hatırlattım. Neden mesajıma dönsündü ki, hemde bu saatte?

Kendime olan öfkem ve pişmanlığım sinirlerimi alt üst ederken az önce kapattığım ekranımın aydınlanması, ruhumu da aydınlattı.

1 Yeni Mesaj*
Nil:Yazdın mı?

Nil'in adını görmem üzerine tümden kaybettiğim umudumu da kendimle beraber yorganın içine gömdüm.

Resmen saçmalamıştım.

En iyisi mesajı silmek ve sonrasında onu engellemekti.

Aptallığın kaçıncı seviyesinde olduğumu sorgulayarak ekran kilidini açtım ve hala tek tik olan mesaja tıkladım. Tam silecektim ki iletilmesi ile kitlenip kaldım.

Ateş yazıyor...

Nefesimi tutmuş şekilde ekrana bakıyordum.

Ateş:

Gece saat dörtte mi, cidden mi?

Ben küfür edip engellemesini beklerken yazdığı mesaj ile içim rahatladı.

Siz:
Evet, gece saat dörtte.
Neden uyanıksın?

Ateş:
Kimsin?

Siz:
Burada soruları ben sorarım ahbap.
Şimdi sökül bakalım, neden uyanıksın?

Ateş:
Sana ne?

Siz:
Askim oyle dmesene uzulyorm

Ateş:
Türkçe katili.

Siz:
Bence sen gerçekten katilsin

Ateş:
Ne alaka?

Siz:
Herkese 'Topunuzdan nefret ediyorum orospu çocukları.' bakışları atıyorsun Ateş.

Ateş:
Ha tanıdıksın yani?

Siz:
Benoylebisidemedimiftiraatma

Ateş:
Düzgün yaz, okuyasım gelmiyor.

Siz:
Tamam, dalga modunu kapatıyorum.
Açıkçası küfür edip engelleyeceğini düşünmüştüm, şaşırdım.

Ateş:
Kim olduğunu merak ettim sadece.
Engelleyeceğim birazdan.

Siz:
Niye ya daha karpuz kesecektik?

Ateş:
Sana afiyet olsun kardeşim
Yat uyu kafanı böyle şeylere yorma
Allah'a emanet.

Siz:
Hey hey hey

Saçmalama

Hassiktir

Bensiz geçirdiğin her geceye lanet edeceksin.

İyi geceler^^















Kısa ama ilk bölüm için yeterli.

Kafamı dağıtmak için öylesine yazıyorum, biraz klişe ilerleyeceğiz.

İyi okumalar.

Pembe Converse Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin