"Ay bana bir şeyler oluyor..."
Fenalık geçirir gibi hareketlerime gülen Nil ve mal olduğuma kanaat getiren çocuğa baktım.
Harbi adı neydi bu veletin?
"Adın ne senin?"
Çocuk gülmesini zar zor tutarak bana döndü.
"Caner."
"Ne gülüyorsun ya?"
"Adımı bilmemene."
"Niye sen ünlü müsün?"
"Beni cidden tanımıyor musun?"
"Hiç tanımamış olmayı dilerdim."
Durdu, ciddileşti ve elini uzattı.
"Ben basketbol takımının kaptanı, Melih Caner Yaprak."
Resmi bir tanışma yapar gibi uzattığı elini parmak uçlarım ile tutup salladım.
"Eylül."
"Memnun oldum, demek isterdim ama pek de olamadım çilek kız."
"Hislerimiz karşılıklı, limon adam."
Kaşlarını havaya kaldırarak attığı ufak ama alay dolu kahkahayı görmezden gelerek tablete döndüm. Hala e-posta adresini nasıl bulacağımı bilmiyordum. Kim bana yardım edebilirdi ki?
"Cidden, ne yapıyorsun?"
"Sana ne Caner? Rahat bırak kızı."
Nil de limon adama kızdığında çocuk gibi sızlandı.
"Bırakın da yardımcı olayım."
Nil'e baktığımda, ona -Melih'e- güvenip güvenemeyeceğimi düşünüyordum. Nil 'Beni bağlamaz' der gibi ellerini iki yanına kaldırıp omuz silkti ve yürüyerek uzaklaşmaya başladı.
Sıkıntı ile Melih'e döndüğümde bana hevesle baktığını gördüm. Suratında kocaman bir gülümseme vardı ve gamzeleri görünüyordu.
Tatlı çocuk.
Tövbe bismillah.Kendi düşüncelerime kızarak silkelendim ve tekrar ona döndüm.
"Şimdi beni iyi dinle limon adam..."
Selammm
Normal tempoya dönüş, haftada 2-3 bölüm atacağım. Bir süredir yazmıyordum çooook özür dilerim ama bundan sonra hemen bir bölüm daha atarak kendimi affettireceğim söz sözzz
İyiiiii okumalarrr!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pembe Converse
Short StorySiz: Gri sokaklarda pembe converse ile koşuyorum, görüyor musun nasıl da çocuğum? Ateş: Gece saat dörtte mi, cidden mi? -texting- Wattpadde bu isimle yayınlanan ilk ve tek kurgudur, tüm hakları şahsıma aittir.