Koçun verdiği kesin emir üzerine yavaş yavaş karanlığa gömülmeye başlayan sonbahar havasının yollarında yürümeye başladılar.
Aoto'nun bu teklifi kabul etmesinin tek bir sebebi vandı: Tagi'nin durumu. Bu hasta hali içini acıtıyordu. Üstelik hepsi kendi suçuydu. Düşüncelerinin altında eziliyordu.
Ouzou, Tagi'nin yürümesine yardım etmek için kolunu omzuna atmıştı. Tagi halsiz görünüyor, yürümekte güçlük çekiyordu. Furuyaların gösterişli evine varıp içeri girene kadar konuşmadılar. Oturma odasına geçtiler.
"Sadece tek misafir odamız var..." Ryuuji, düşünür bir sesle söyledi.
"Tagi orada kalsın!" Aoto, onun rahat etmesini istiyordu.
"Ben..." etrafına bakarak bir süre düşündükten sonra L şeklinde yerleştirilmiş koltuklardan birini işaret etti. "Ben koltukta yatarım."
Tagi'yi odasını yerleştirdikten sonra Aoto'ya yatağını kurması için yastık ve yorgan verdiler. Aoto'nun alklı Tagi'deydi.
"Birazcık dinlensin kendine gelir." Ryuuji, teselli eder şekilde söyledi. "Olmazsa yarın doktor çağırırız."
"Sabaha bir şeyciği kalmaz." Ouzou, gülümsedi. "Kusura bakma seni rahat ettiremiyoruz ama."
"Yeterince iyi, teşekkür ederiz." Rahat etmekten mi bahsediyordu? Ah, geldikleri yer hakkında en ufak bir fikirleri bile yoktu.
Herkes kendi odalarına çekilip uyumaya hazırlanır halde yorganlarının altında yatarken o gün olanları düşünüyorlardı..
Gece yarısı ve sabaha karşı sessiz saatler arasında Aoto, duyduğu ayak sesleriyle hafif olan uykusundan uyandı. Endişeyle koltukta doğruldu.
Yetimhanede geçirdiği hayat boyunca öğrendiği şeylerden önemli biri de her zaman tetikte olmaktı. Özellikle de savunmasız olacağı düşünüldüğü anlarda gelecek herhangi bir tehdite karşı hazırlıklı olmalıydı.
Bir anlığına nerede olduğunu unuttu ve yetimhanedeti o küçük ve savunmasız çocuk olmaya geri döndü, Dizlerini karnına çekerek korku içerisinde oturuyordu.
Etrafına bakıp Furuyalar'in evinde olduğunu hatırladığında az da olsa sakinleşti. Sesin belki de Tagi'den geliyor olabileceğini düşündü. Uykusundan uyanmış ve Aoto'yu bulmak istemiş olmalıydı. Sesler mutfaktan geliyordu ve mutfak, oturma odasına çok yakındı. Evet, bu Tagi olmalıydı.
Aoto kalktı, ve mutfağa yöneldi. Attığı adımler bir tilkininkiler kadar sessizdi. Yavaşça ulaştığı mutfak kapısından kafasını uzattı ve içerideki silüetin kim olduğunu anlamaya çalıştı.
Düşündüğünün aksine mutfaktaki kişi Kota'ydı. Tam geldiği gibi fark edilmeden salona geri dönmek üzereydi ki Kota yüzünü hızla ona doğru çevirdi. Karanlıkta bir anda Aotoyu görmek onu korkutmuştu. Ancak diğerlerini uyandırmamak için sesini bastırmayı başardı. Aynı hızla masadaki küçük lambanın loş ışığının altında tuttuğu kağıt parçasını cebine attı.
"Ses mi çıkardım?"
"Biraz fazla duyarlıyım."
Kota, Aoto'nun seslere karşı bu kadar duyarlı olmasının altında yattığın nedeni düşününce kötü hissetti.
"Su içmeye kalktım."
"Bir şey okuyordun.." Aoto, keskin gözlerinden kaçmadığını belli etti. Belki de bunu söylemese daha iyi olacaktı çünkü Kota'nın sinirleri birden gerildi.
"Kendi evimde hesap verecek değilim!"
Aoto, ona sinirli gözlerinin altında yatan kırılgınlık dolu bir bakış attı. İçinde bulunduğu durum yüzünden onuru kırıldı. Bu evden bir an önce gitmek istiyordu. Tek kelime daha etmeden oturma odasına döndü.
Kota, yaptığı bu sert çıkış yüzünden kötü hissediyor, dillendirdiği keskin kelimelerin Aoto'nun kalbini kırdığını biliyordu. Elini sinirle cebine attı. Hepsi o lanet kağıt parçasının suçuydu.
Mutfaktan çıkıp kendi odasına geri dönmek üzereydi ki yönünü değiştirip Oturma odasının kapısında dikildi. Aoto, arkası dönük şekilde yatıyordu. Fark edilmediğini umarak bir süre onu İzledi. Başından neler geçtiğini bilmese de çok zor olduğunu anlayabiliyordu. İçi, ona karşı derin bir empati doluydu. Adımlarını geriye attı ve odasına yöneldi. Ancak Aoto, üzerine dikilmiş bu bir çift yakut gözü fark etmişti.
Kapıyı ardından sıkıca kapardığından emin olan Kota, perdeyi açtı ve hafiften aydınlanmaya başlayan göğün ışığında, aceleyle tıkıştırdığı için buruşmuş olan kağıt parçasını cebinden çıkardı. Bu bir nottu...
Tam da onun bulabileceği dikkatle seçilmiş bir yere bırakılmış bu notu, kardeşlerine göstermeden almıştı ve okumak için etrafın sakin olduğu saatleri beklemişti. Çünkü içerisinde yazanın hayra alamet bir mesaj olmadığını biliyordu.
"Sandığından daha yakınız."
Ağzından sinirli bir homurdanma kaçtı. Lanet olası notu yırtmak için güçlü bir dürtü duydu ama sonra kanıt olarak kullanılabileceğini düşünüp kendine engel oldu.
Aldığı ilk tehdit mesajı değildi bu. Birkaç haftadır olur olmadık yerlerde kendisini bekleyen notlarla karşılaşıyordu. Kimseye söylemedi. Muhtemelen biri onunla kafa buluyordu.
Notlar, bir yandan onu tedirgin etse bile içine düştüğü tehlikenin büyüklüğünden tamamen habersizdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑮𝒓𝒂𝒏 𝑬𝒔𝒄𝒂𝒑𝒆 | Aokota | Ginga E Kickoff!! ヅ (Victory Kickoff!!)
FanfictionTekinsiz bir yetimhanede zorluklarla dolu bir hayat süren Aoto ve can dostu Tagi, gizli bir örgütün yapmakta olduğu hain planları öğrendiklerinde kaçmaktan başka çareleri kalmaz. Bu büyük kaçış, kendileri de dahil birçok kişinin hayatını derinden et...