14.Bölüm

5 4 0
                                    

Hastaneye geri döndüğümde teyzemin olduğu odada bir hareketlenme olduğunu fark ettim. Batuhan'la telaş içinde oraya doğru koşmaya başladık.

"Noluyor!? Birşey söyleyin!" dediğimde bir hemşire gelip "kalp spazmı başladı. Lütfen sakin olmaya çalışın" dediğinde sinirle "nasıl sakin olabilirim!"

Batuhan beni kolumdan tutup çektiğinde derin nefesler almaya başladım. Batuhan ellerini omuzlarına yerleştirip beni sarstı ve "sakin olman lazım, eğer böyle-"

"Ne sakinliğinden bahsediyorsun sen! Herşey üst üste gelmeye devam ediyor ve en çok ben yıkılıyorum ama yinede ayaktayım. Neden üzülme veya sinirlenme hakkım yok?! Sakin kalmak istemiyorum artık!"

"Anlıyorum seni, çok iyi anlıyorum ama şuan olmaz. İlla sinir krizi geçirecem diyorsan bunu sonraya sakla. Eğer şimdi sinir krizi geçirirsen hiç birşey düzelmez. Herşey düzeldikten sonra istediğin kadar kriz geçir" dediğinde bunu biraz mantıklı buldum aslında.

Kendimi toparlayıp teyzemin odanın önüne geçtim ve sabırla birinin çıkıp birşey söylemesini bekledim.

Bir süre sonra az önceki hemşire çıkıp "sağlık durumu düzeldi. Artık normal odaya alabiliriz. Tekrar geçmiş olsun"
dedi ve gitti. Sevinçle Batuhan'a döndüm ve "iyi. İyileşti teyzem dimi?"  dediğimde uzun zaman sonra  bu halimi görünce o da gülümsedi "evet, daha da iyi olacak"

O sırada kapı açıldı ve içeriden sedye ile teyzem çıktı. Uyuyordu. Hemen öne atılıp elini tuttum "burdayım teyzecim. Burdayım" 

Teyzemi normal odaya götürürlerken bende çocukların yanına gittim. Ben odaya girdiğimde Elif onlara yemek yediriyordu. Beni gördüklerinde koltuklarından fırlayarak bana doğru koştular.

İkisinede sımsıkı sarıldım ve gülümseyerek "size bir sürprizim var" dediğimde merakla bana baktılar. "Büyük teyze iyileşti!"

Aynı anda "ne!" dediler ve sevinç nidaları kopardılar. Demir yanıma yaklaşıp "görebilir miyiz hala?" dediğinde ikisinin de sırtını sıvazlayıp "tabii ki, hatta artık o oda da kalacağız. Hadi alın çantalarınızı gidelim" dediğimde heyecanla çantalarını aldılar ve biri bir elimi diğeri bir elimi tuttu.

Odaya vardığımızda teyzemi uyanmış bir şekilde görmeyi beklemiyordum. Çocuklar yanlarına koşarken bense gözlerim dolu bir şekilde onlara bakıyordum. Ya bu tablo da bozulursa? Ya onları koruyamazsam? Bana birşey olursa onlara kim bakacak?

Teyzem onlara sarıldıktan sonra bana bakarak kollarını açtı. Dolu dolu gözlerimle gülümseyerek ona sarıldığımda büyük bir özlemle sardı beni. Beni küçüklüğümden beri teyzem beslemişti, büyütmüştü, eğitmişti. Eğer şuanda yaşıyorsam bunu teyzeme borçluydum.

"Yavruumm"diyerek benden ayrıldı ve iyimiyim diye göz analizini yaptı. "Birşeyin yok ya kızım?" dediğinde gülümseyerek "siz iyi olun yeter teyzecim" dedim.

Yengemin durumunu şimdi söylemesem iyi olurdu diye düşünürken teyzem konuyu açtı. "Şengül kızım nasıl?" Çocukların yüzünde ki neşe de kaybolmuştu. Derin bir nefes verip "sakin olacağına söz ver" dedim az önce bana dedikleri gibi. Teyzem anlamış olacak ki gözleri doldu. Anladığı için hiç birimiz birşey demedik. Bir süre sessizlik olduktan sonra Batuhan varlığını belli ederek ortamdaki enerjiyi dağıtmaya çalıştı,yine.

"Hadi bakalım çocuklar! Teyzeyi çok yormayalım. Biliyormusunuz, bu hastanede bir park varmış? Hemde çok güzel bir park, trambolin falan varmış! Sever misiniz?" Çocuklar başlarıya onayladıktan sonra Batuhan "hadi o zaman gelin oynamaya gidelim!" dediğinde çocukların elinden tutup odadan çıktı ve çıkarken de bize göz kırptı.

çift kişilik Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin