Bölüm 3

49 7 15
                                    

Hayatımda sadece mutlu olmayı diledim. Eskiden mutluluk benim için imkansızdı. Çünkü artık hayatımda hiç kimsem kalmamıştı.

Teyzemi hayatımdaki biri olarak göremiyordum çünkü bana hep kötü davranırdı.

Bir teyze, yeğeni yanlışlıkla bardağı kırdığı için döver miydi? Bir teyze, yeğenini annesinin mezarına gittiği için döver miydi? Evet yapardı.

Teyzem, benim yaşıma bile bakmadan, yaptığım küçücük bir hatadan dolayı beni günlerce aç susuz bırakır, bir odaya kilitlerdi. Kendi çocuklarına hep iyi bakar, onların yaptığı yanlışları görmezden gelirdi. Hatta lise zamanlarımda Doruk, Yazgı ve Kumsalla konuşmama izin vermezdi.

Bir gün Yazgı ve Kumsal'ın annesi teyzemle konuşmuştu. Ama teyzem onları dinlememişti bile. Bana onlarla görüşmemi ne kadar yasaklasada bizim bağımız hiç kopmamıştı. İşte ben o zaman anlamıştım mutluluğun benim içinde var olduğunu.

Bizim dostluğumuz çok farklıydı. Biz kardeş gibiydik ve hâlâ da öyleyiz. Beni mutlu eden sadece onlardı. Benim onlardan başka kimsem yoktu ki.

"Asena hadi gel atıştırmalık bir şeyler hazırladık. Hadi" Yazgı bana aşağıdan seslendi ama ben hâlâ notla bakışıyordum. Evet, ilk önce çok umursamadım ama sonra o not aklımdan çıkmayınca yeniden notu aldım ve yarım saattir notu defalarca okuyup duruyordum

Birden kapım açılınca ne yapacağımı bilemedim, notu hemen çekmeceye koydum. " Asenam hadi gelsene. Aşağıdan bağırıyorum yarım saattir gelmiyorsun. Üstünü yarım saatte mi değiştirebiliyorsun? İstersen yardımcı olabilirim" Yazgıya gözlerimi devirerek "Yok istemez. Sağol" dedim.

Yazgıyla beraber salona indiğimizde atıştırmalık bir şeyler yedik. Dorukla birlikte, Yazgıyla Kumsal'ın hocasının soğuk esprilerine gülüyorduk.

"Diyorum ki adım Kumsal Soylu, hoca da soylu bir aileden mi geldin diyo. Bu hocanın esprileri hiç güzel değil"
"E sende 'evet hocam ben soylu bir aileden geliyorum ama siz soysuz bir aileden geliyorsunuz sanırım' deseydin" Doruk'un dediğine kahkaha attım. Ardından Yazgı "Bende adım Yazgı Akar diyorum o da bana 'Gerçekten akıyor musun? Sen sıvı mısın kızım?'Diyor" deyince daha büyük bir kahkaha attım. "Sizin hocanızın hiç espri anlayışı yok kızlar. Siz bence hemen o okuldan ayrılın" "Biz niye ayrılalım Asenam o hoca gitsin" Yazgı' ya bakıp "Siz bilirsiniz. O zaman bir yıl boyunca hocanın mükemmel espirilerini dinleyin" dedim gülerek.

Bir kaç saat daha sohbet ettik ve saat çok geç olduğu için yattık. Bir kaç günümüz böyle geçti.

3 gün sonra...

Bugün akşam balo vardı. O gizemli kişi de o baloda olacaktı yani notunda öyle yazıyordu.

Akşam baloya gittiğimizde o gizemli kişiye, benim evime izinsiz girmenin hesabını tabikide soracaktım. Peki o gizemli kişiyi ben nasıl tanıyacaktım?

"Hadi çabuk hazırlanalım" " Tamam Kumsalcım da sen neden böyle acelecisin?" Diye sordum Kumsal'a. "Ya hemen hazırlanıp çıkalım diye dedim" Kumsal'a sorgulayan bir ifadeyle bakıp "Yok yok sende bir şeyler var" dedim. "Ay tamam pes ediyorum. Evet bir şeyler var ama burada anlatamam odana çıkalım" deyip Doruk'u gösterdi. " Tamam anladım" 

"Siz orada fısıldayarak ne konuşuyorsunuz?" Doruk'a baktım ve "Yok bir şey" deyip Kumsalla birlikte odama çıktık.

"Eee hadi anlat" dedim. " Tamam anlatıyorum. Şimdi Asena, biz okuldayken bir çocuk 'baloda benimle dans eder misin?'diye sordu, bende kabul ettim" "İyi olmuş da Doruk'a yakalanma biliyorsun bizi korumaya çalışıyor fakat biraz abartıyor" "Evet biliyorum."

Ay IşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin