7- Girls

50 3 0
                                    

Uyandığımda hala Yankı'nın arabasındaydım. Gözlerimi elimin tersiyle ovarak iyice ayılmak için yaslandığım yerden doğruldum. Boynum tutulmuştu, elimi boynuma götürüp bir süre masaj yapmaya çalıştım. O anda fark etmiştim ki arabada tektim. Sürücü koltuğu boştu. Arabanın camından etrafa bakındığımda sahilde olduğumuzu anladım. Yavaş hareketlerle kapıyı açıp dışarı çıktım. Kayalıklarda oturan birkaç kişi vardı, biraz daha gerisindeki banklarda ise yaşlı bir çiftten başka oturan yoktu. İlerideki banklara bakmamaya karar vererek kayalıklara çıktım.

Küçük bir kız ve annesi oturmuş pamuk şeker yiyerek denizi izliyorlardı, daha ilerideyse liseli oldukları her hallerinden belli olan bir grup genç bağırarak sohbet ediyorlardı. Biraz daha yürüdükten sonra yatar gibi yere oturmuş sarışını gördüm. Onu bulduğuma gülümseyerek yanına gittim. Beni fark etmemişti, yanına oturduğumda irkilerek bana döndü. Oturanın ben olduğumu görünce çatılı kaslarını normal haline döndürerek gülümsedi.

"Günaydın."

"Çok uyudum mu?" diye sordum. Başını hayır anlamında salladı. Yan tarafındaki telefonuna uzanıp saati kontrol etti.

"Bir saat bile olmamış." dediğinde başımla onu onaylayıp dalgalı denizi izlemeye başladım onun gibi. Şu anda bir eksiklik vardı sanki, elimi ceketimin cebine atıp sigara paketimi çıkardım. Neyse ki içinden yalnızca birkaç tane almıştım da bugünü idare edebilecektim. Paketten bir tane alıp dudaklarımın arasına koydum, Yankı'ya uzattığımda elini sallayarak reddetti beni. Sigaramın ucunu yakıp derin bir nefes çektim içime.

"Normalde de bu kadar çok içiyor musun?" diye sordu Yankı.

"Fazla mı?" diye sordum şaşkınlıkla.

O da benim kadar şaşırmış bir şekilde bana döndü yüzünü. "Evet?" dedi sorar gibi.

"Hep böyle içiyorum yani." dedim umursamaz bir tavırla.

"Gerçekten erken öleceksin."

"Planım o yönde." dedim sigara dumanını üfledikten sonra. Göz devirip "Aptal." diye mırıldandı. Öylece dakikalarca denizi izledik. Ben paketteki sigaraları birer birer tüketirken o ise sesini çıkarmadan denizi dinliyordu. Ya da düşüncelerine dalmıştı veya her ikisi. Neyse. Sessizlik rahatsız edici degildi, garip bir şekilde. Sanki konuşmaya ihtiyaç duymadan sonsuza dek bu şekilde kalabilirmişiz gibi hissettim. Yankı bana dönüp gözlerimin içine baktı, ardından tekrar önüne döndü. Sanki yaptığı bu şey hissettiğim büyülü ana aykırıydı.

"Teşekürler." dedi Yankı birden. Anlam verememiştim. Dönüp ona baktığımda gözlerinin dolmuş olduğunu gördüm.

"Neden?" dedim.

"Kurtardığın için yani o gün."

"Zaten atlamayacaktın. Minnettar hissetme."

Kaşlarını çatarak bana döndü. Gözlerini kırpıştırarak bekledi bir süre. Sanırım gözyaşlarını engellemeye çalışıyordu.

"Nereden bileceksin ki sen?" öfkeli gözüküyordu ancak sesi tezat bir şekilde yumuşak çıkmıştı.

Omuz silkip başka bir sigara daha yaktım. Cevap vermemi bekler gibi baktı yüzüme. Konuşmadım. Dudaklarıma götürdüğüm sigarayı kendi eline alıp içmeye başladı.

"Söyleseydin ya." dedim

"Normalde içmiyorum."

Anladım anlamında başımı salladım. İçine derin bir nefes çekip öksürerek sigarayı bana uzattı. Onun elinden alıp kendi dudaklarıma götürdüm. Bir süredir çiseleyen yağmur artık daha iri yağıyordu. Başımı bulutlu gökyüzüne kaldırdım, toprakla buluşmak için yeryüzüne inen damlaların yüzümü ıslatmasına izin verdim. Yağmur şiddetini artırırken Yankı birden ayağa kalktı ve benim de kalkmam için elini uzattı. Elini tutarak ayağa kalktım. Benden birazcık daha önde yürüyordu ve hala ellerimiz bir aradaydı. Bilerek mi tutmaya devam ediyordu yoksa farkında olmadan mı yapıyordu bilmiyorum ama bu durumdaki şikayetçi değildim.

Birkaç dakikalık yürüyüşümüzün ardından yeniden arabanın içerisindeydik. İkimiz de felaket şekilde ıslanmıştık, hasta olmasak iyiydi. Yankı arabayı çalıştırıp evimin yolu boyunca sürmeye başladı. Ezbere bildiğim eski sokakları geçtik hızla, en sonunda bulunduğum apartmanın önüne gelince park etme gereği bile duymadan yolun ortasında durdu. Kapıyı açıp ineceğim sırada onun hala arabada oturmakta olduğunu fark ettim.

"Gelmiyor musun?" diye sordum.

"Hayır, eve gitmem gerekiyor." dedi.

"Gelseydin."

"Zaten çok kaldım. Sana da yük oldum." dediğinde şaşırdım. Ne oluyor, bu bir veda konuşması falan mı?

"Daha sonra gelirsin ama değil mi?" dedim düşüncemi teğit etmek adına.

"Hıhm." diye mırıldandı. "Gir artık çok ıslandın." dedi ardından. Arabanın dışında kapı açık bir şekilde onunla konuşuyordum. Haklıydı sırılsıklam olmuştum. "Tamam." diyerek cebimden çıkardığım anahtarla apartman kapısını açtım. Kapıyı kapatmadan son kez Yankı'ya baktığımda onun gidiyor olduğunu gördüm. Kapıyı kapatıp üçüncü kattaki evime çıktım ağır ağır.

Kapıyı açar açmaz beni bekleyen Ay'ı gördüm. Gülümseyerek kucağıma aldım kedimi. Başını okşadıgımda bundan memnun olmuş bir şekilde mırıldandı. "Aç mısın?" diye sorduğumda miyavlayarak yanıtladı.

"Ben de soruyorum tabiki açısındır."

Mutfağa ilerleyip yemek tabaklarından birine kedi mamasını doldurdum. Kedi için alışveriş yapsam iyi olacaktı sanırım. Doldurduğum mamayı yere koyduğumda koşarak tabağa geldi ve büyük bir iştahla karnını doyurmaya başladı. Onu mutfakta bırakıp üzerimi değiştirmek için odama gittim. Rahat bir şeyler almak için açtığım dolapta gözüme Yankı'yla tanıştığımız gün üzerinde olan sweatshirt çarptı. Sahi şimdiye kadar benden birçok kez kıyafet almıştı, onunkiler de burada kalmıştı. Sweatshirtü alıp üzerime geçirdim. Bence artık eşyaları benimdi.

Üzerimi değiştirip Ay'ın yanına mutfağa girdim. Hala karnını doyurmakla meşguldü. Dolabı açıp içecek bir şeyler baktım. Bir süre kapak açık bir şekilde dolabın içerisini izledim. Karnım çok tok olduğundan hiçbir şey içesim yoktu. Dolabı geri kapatıp oturma odasına ilerledim. Kendimi bozuk televizyonumun karşısındaki koltuğa atıp dün gece Yankı'nın üzerini örtmesi için verdiğim battaniyeyi üzerime örttüm. Yağmur sesleri cama vururken sokak lambasının eve yansıyan loş ışığında gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başlıyordu.

---

Işığı yansıyor olsa da dolunayın
Aydınlatamaz asla o kızıl yolların
Orada beni değil ruhumu arayın
Artık benim değil yanmalı senin canın

girls - girl in red

The Eclipse -gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin