❝Günahsa bu hisler, Tanrı bizi terk etmiş demektir.❞
Zihin; bir odanın içindeki beyaz duvarlar kadar amansız hastalığa sahip düşünceler gibidir. Mermiyi anımsatan bu düşünceler seni karşı konulamaz gerçeklerle yanıltır
Ve o var olur.
Şeytanın kızı.
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
size bu bölümden spoi🫠
uzun ve aksiyonlu bir bölümle karşınızdayım
keyifli okumalar🩶
4. KIZIL DENGE
Kan banyosunda çırpınan; yüreğinin yasıdır acıdan.
Çocukken uyumadan önce sıraya dizilen ninnilerin fısıltısı zihnimle birer köprü oluşturuyordu. O köprüden geçerken arkamda bıraktığım geçmişimin lekesi önümde bir ceset gibi belirdiğinde dönüp bakamıyordum. Biliyordum, eğer bakacak olursam gömdüğüm onca anının katili olacaktım.
Boşuna gömülmemişti o hatıralar oraya.
Neredeyse saat, gece 03.23'ü gösterdiğinde küvetin içinde çırılçıplak, soğuk suyun tenime çarpan küçük dalgalarını izliyordum. Islak saçlarımdan boynuma dökülen küçük damlalar kendi yolunu bulurken buz gibi soğuğa alışmıştım. Soğuktu. Önemli değildi çünkü o da buz tutmuş toprağın altında çaresizce uzanıyordu. Kıpırdamadan, sessizce. O bunu hissediyorsa, onun hissettiği şeye ortak olmak benim için sorun olmazdı. Aksine aynı şeyleri aynı gece hissetmemiz yangınımın alevini biraz da olsa dindirirdi.
Uyuşan ayaklarımı hareket ettirdiğimde oluşan köpük dalgası göğüslerimin hemen üstüne kadar çıkıp, onları gölgeleyerek örttü. Banyonun loş ışığı ortamdaki havayı süslerken, sırtımı dayadığım mermerin soğukluğunun bile bir an sıcak geldiğini düşünmüştüm.
Karşı duvarın kaplı olduğu seramik fayansı izlerken bir yandan da küvetin içine biraz uçucu yağı karıştırıyor, burnuma ilişen güzel kokuyla derinliğin içine iyice gömülüyordum. Boğazıma kadar uzanan su ile başımı tavana dikip saçlarıma ulaşan köpüğün tuhaf sesini dinlerken sessizliğe mezar olmuş evin banyosunda kendimle baş başaydım. Yanlış. Kendim ve zihnimin içindekilerle baş başaydım. Onlar asla yalnız bırakmazlardı beni, ben kaybolmalarını istesem bile bu asla olmazdı.
Kısık nefesimi nemli dudaklarımdan verdiğimde saçlarımın ucundan küvetin içine doğru çekildiğimi hissettim bir an.
Hayal etmiş olabilirdim belki de, bilmiyorum.
Başımın sendeleyip alçaldığını hatırlıyorum ama sadece bir anlık olmuştu bu. Kendimi toparlayıp tekrar aynı pozisyonu aldığımda derin bir nefes alıp sıkıca dudaklarımdan kaçmasın diye tuttum soluğumu. Tam o sırada ise, bu sefer büyük bir güçle suyun altına gömüldüm. Refleksle avuç içlerimi küvetin kenarlarından tutup ayağa kalkmaya çalıştım ama bu mümkün olmadı.