7. KRALİYET SOYTARISI

249 23 90
                                    

bölüm şarkıları

Even if  I fall - Clouds 

Along the river - On Piano

Hurts like hell - Fleurie 

lütfen oy vermeyi unutmayın❤️‍🩹

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

lütfen oy vermeyi unutmayın❤️‍🩹

keyifli okumalar🌬️


7. KRALİYET SOYTARISI

Ölüm.

Tek kelimeyle içinde biriken hatıraları tozlu bir sayfanın aralığından sızan bir korku. Ölümden korkmak mı daha kötüydü yoksa ölüm kokmak mı bilmiyordum. Günahlarımızın bir sarmaşık gibi kalbimize yayılarak feth etmesi; fısıltıların zamana gömülerek kuru bir sesle kulağımıza, şeytanın ininden geçerek sayıklamak gibiydi. İblisin günah kokan kolları bizi sardığında bedenimiz tek bir şey hissederdi.

Tepkisizlik.

Tepki veremediğimiz bu durumun zamana gömülmesi ortaya saçılan işlediğimiz günahları kabul etme şekliydi.

Günahlarımız bizim kefenimizdeki kan lekeleri gibiydi.

Zifiri bir okyanusun derinliklerine dalmak misali hayatımıza bir anda giren ruhların tekdüze sesleri bize koparıldığımız hayatlarımızın arkasından fısıldardı. O fısıltılar kuru bir ağaç dalının yaprağındaki kırılma sesi gibiydi. Canlılığını yitirmiş ve üzerindeki ağırlığın birikmiş öfkesini soluyan o yaprak zemini örseleyerek tek tek döküldüğünde şeytan kulağımıza fısıldar. Ölüm ensende kapana kısılı kalmış ve önüne çıkan uzunca yolları zamanın kara gölgesine hapsetmiştir.

Aile mezarlığına gömülen Belin artık hayatta değildi.

O kara toprağın soğukluğu tanıdıktı. Tanıdık kokan mezarlık burnumun ucunu acıyla sızlattığında tek düşünebildiğim kişi de burada yatıyor olmasıydı.

Elmacık kemiklerime düşen karanlık gölgeler kirpiklerimi kırpıştırarak tekrardan iç çekmeme sebep oldu. Bordo renkli ojelerimin altından tırnaklarımı yumruk şekline getirdiğimde yaralarımın üzerine tuz basmıştım aslında. Avucumdaki derin, kocaman büyüklükteki yarıklar artık canımı acıtmıyordu. Canımın yanması için gökyüzünün altında ateşin içinden geçip kül olmam gerekecekti. Yangımın tutsaklığı bedenimde bir emaresini bıraktığı vakit sutyenimin kopçası sırtımı kaşındırıp duruyor, hâlâ alabildiğim titrek nefeslerin ortasına çarpan düşüncelerim kendince harekete geçiyordu.

Yüzümde asılı duran bir maske vardı.

Eğer sıraya dizilen o maskeleri takmasaydım kendim olacağımı iyi biliyordum. Onların yanında kendim değildim ve bunun farkında değillerdi.

YÜREMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin