5. ZEHRİN ÖLÜMCÜL TADI

321 26 114
                                    

bölüm şarkıları

As the darkness falls - Maxence Cyrin 

The devil within - Digital Daggers

The devil within - Digital Daggers

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bu bölümden küçük bir spoi size🫦

keyifle okuyun🩶


5. ZEHRİN ÖLÜMCÜL TADI

Derine batırarak kanımızı akıtan kader bizden yaşamamızı isterdi.

Saf ölümün bizi ele geçireceğini unutarak kan kaybederdik yaşadıklarımıza. İşkencemiz daha ana rahminde başlar; oradan kopartılıp, ilk nefesimizi aldığımız anda da savaşırdık kaderin yalanlarıyla. Ruhumuzdan akan kan ardından bir nehre dönüştüğünde bunu göremezdik ama ölümünü hissederdik. Kimsesizler mezarlığına gömülen acılarımızın tutsaklığını yaşatırdık o etten bedenlerde.

Sonunda ise ölen beden; yaşayan ise ruhun o kesik sancılarıydı.

Alev saçan bedenimle girdiğim mücadelede büyük bir savaş vermekten yorulmuştu kalbim. Ceketimin buram buram kokan o iştahlı ve güzel kokusuyla mıhlanmıştım yerime ama ateşimin çıkmasıyla yerimde kıpırdanıp durmaktan başka bir şey yapamıyordum. Ön cama çarpan kar tanelerin soğukluğunu sanki bedenimde hissederken titrek bir nefes verdim kuruyan dudaklarımdan. 

Alastor'la beraber onun arabasındaydık.

Bana dövme hakkında bir şeyler anlatmıştı ama onu tam olarak anladığımdan şüpheliydim. Telefonumla Lina'ya bir mesaj gönderdiğimde eve gelmeyeceğimi ona bildirmiştim. Anahtarım da ondaydı ve eve gittiğinden bile pek emin değildim.

Bir saati belki de devirmiştik, tam hatırlayamıyordum çünkü zihnim alev alev tıpkı bedenim gibi yanıp tutuşuyordu resmen. Uykumun tam da bu sırada gelmesi ise büzülen dudaklarımla dalga geçercesine beni zor durumda bırakıyordu. Göz kapaklarıma yüklenen ağırlığın üstesinden gelmeye çalışırken başımı koltuğun arkasına doğru yatırdım. Küçücük bir koltuğun üstünde saatlerce durmak belki de uykumu getirmişti. Parmaklarımın ucunda oynadığım maskeyle oturduğum yere serilmişti bedenim.

Gözlerim yoldan ayrılmıyorken şoför koltuğunda oturan Alastor'un bakışlarının bir anlık yüzüme değdiğini hissettim. Bilmiyorum belki de öyle sanmıştım. Ateşim yüksekti hiç olmadığı kadar ve kendimi kontrol edemiyormuşum gibi hissediyordum.

Dakikaların ardından kum taneleri gibi etrafa savrulan zamanın içinde kaybolmuştum. Gözlerime çöken ağırlığın altında kalmış, uykuya kendimi tam da teslim etmek üzereyken bana çok uzaktan gelen ama hemen yanımdaki, onun o melodili sesini duymuştum. Birkaç kez tekrarın ardından direksiyonun sertçe kırılması ve arabanın savrulup bir kenara park edilmesiyle motorun duruşu bir oldu.

YÜREMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin