0.4

53 15 105
                                    

Medya-Aden

"Tam olarak öyle oldu işte" dediğimde Aden gülmekten yataktan düştü. Vera ise gülmemek için kendini sıkıyordu. "Çok mu komik?" dedim sinirle.

Yaklaşık bi kaç saat önce:

Apartmana girdiğimizde asansörün önünde Vera ile Süleyman abiyi gördük. İkiside şaşkın şaşkın bize bakıyordu. "Selamun aleykum Sülümanım" diyerek yanımdaki çocuk elindeki poşetler ile Süleyman abiye sarıldı.

Gözüm atarken bu ne ayak diye bakıyordum. Süleyman abi bundan büyük değil mi be? "Poşet" dediğimde dönüp bana anlamayan bakışlar ile baktı "poşetlerimi verir misiniz?"

"Haa al" deyip poşetleri önüme koydu ardından Süleyman abinin omzuna kolunu koyup merdivenleri çıkmaya başladı.

Cidden sinir bozucu bu çocuk!

Şimdi:

Adenin çenesine tekme atıp yataktan kalktım. "Sinir bozucusunuz" dediğimde Aden bu sefer gülmüyor ağlıyordu. "Çeneem!"

"Neden zavallı kızın çenesini kırıyorsun Meva?" Veranın sözleribe gözlerimi devirip banane diye mırıldandım.

Cama doğru gittim ve camı açıp derin nefes aldım. "Gülmek için sanki başka bişi yok da işsiz işsiz buna gülüyor" tam o anda bi erkek sesi daha duydum. "Yok abi yani komik olan şey ne Allah aşkına rezil oldum resmen!.. Bırak lan kolumu!" başımı kaldırıp yukarı baktığımda Ammarı görmüştüm.

"Sakin ol şampiyon! Ayrıca gayette komik bir an kabullen sende" yanına Yasir gelmişti. Bi bağırış sesi ise odamdaki tüm kızların ilgisini çekmişti "Ya uslu dursana kızım!"

Aboo Baran abi bunu etmeyeydin iyiydi! Nursima abla hop diye yerinden zıplayıp camın önüne geldi. Yukarı baktı "napıyor bunlar?" diye fısıldadı. "Bilmem?"

"Dur ben şu Baranı arayayım" deyip telefonu alıp camın önünden çekildi. Tam o anda Ammar gövdesini aşağı eğip mahalleye bakacakken göz göze geldik. "Selamun...... Aleyküm" galiba geç yükleniyor program. "Aleyküm selam" dediğimde pat diye camı kapadı.

"Gıcığa bak ya!" deyip bende sinirle Camı daha sert kapattım. Ses yüzünden irkilen Aden çenesini kurcalamayı bırakıp şaşkın şaşkın bana baktı.

"Napıyosun deli kız?"

"Boşver" deyip odadan çıktım. Tüm enerjimi sömürüyordu bu adam! Odasında Kur'an okuyan anneme rahatsızlık vermeden. İftar sonrası kızlar ile odamıza çekilmiştik annem ise kendi odasına geçip bol bol dua ediyordu.

Abdest almaya giderken gözüme babamın fotoğrafı takıldı. Kalbim küt küt atarken dayanamayıp banyoya girip kapıyı kilitledim.

Ağlamaya başlarken haberim dahi olmadan, göz yaşlarımı silip tebessüm etmeye çalıştım. Tebessüm ettiğim için daha çok ağlamaya başladım. Sesim dışarı çıkmasın diye elim ile ağzımı bağladım.

Özlüyorum baba... Yerle göğün sahibi, Rabbim şahit seni çok özlüyorum. Özür dilerim son isteğini sana verdiğim sözü tutamadım. Kim tuta bilirki? Kim babasının ölümü yüzünden ağlamaz ki?

Gözümden boncuk boncuk dökülen yaşlar ile derin nefes aldım. Sakinleşmem gerekiyordu aksi takdirde kızaran burnum gözüm ve yanağım ağladığımı belli edecekti.

Yüzümü buz gibi su ile yıkayıp abdest aldım ardından kızarıklık kalan kısımları kapatmak için krem aradım. Ama Allah'tan dolapta kapatıcı vardı... Onu alıp yüzümdeki kızarmış kısımlara sürdüm.

Ardından gözümün kızarlıklığının geçmesini bekleyerek öyle çıktım banyodan. Abdest almak iyi gelmişti. Belki biraz Kur'an okursam daha iyi olurdum?

Ammar:

Gülmekten yerde kurtcuk gibi sürünen Yasire ters ters bakmayı kesemedim. Yasir kalın sesi ile eşek gibi anırırken, diğer yandan ağlayan Merve ile beynim aşure çorbasına dönmüştü.

"Mervee abisinin kuzusu gel bakim yanıma" deyip 2yaşına basmak üzere olan Merveyi kucağıma aldım. Hıçkırık hıçkırığa sesini yavaşça kısıp başını omzuma gömdü. Baş parmağınıda ağzına sokup gözlerini kapadı.

"Şaka?"

"Şaka yapıyor dimi?" dedi Baran abi hayretle. Ben ise Merveyi pışpışlayarak bi otarafa bi bu tarafa geziyordum.

"Ammar evlenmezsen bi kaç sene bekle Merve ile evlenirsiniz" dedi Yasir ardından yine yere düşüp gülmeye başladı. Bu şakasını bi ben bide Baran abi komik bulmamıştık.

Süleyman ile Yasir ise gülmekten yerlerde sürünüyordular. İkisinede gözlerimi devirip odadan çıktım. Babam ile Süleymanın babası sohbet ediyorlardı. "Öyle işte"

Saate bi göz attığımda yakında yatsının vakti olduğunu gördüm. Koşarak odaya geri dönüp kapıyı ayağım ile açtım. "Yasir!"

"Buyrun komutanım!"

"Mallaşma! Yatsıya az kalmış hazırlaşın Camiye yetişmemiz gerek" dediğimde Baran hoca ile Yasir aniden yerlerinden sıçrayıp koşarak telefon ve ceketlerini kaptılar. Süleyman ise şaşkın şaşkın yanıma geldi. "Hergününüz böyle mi geçiyor sizin?"

"Yes" dediğimde ilginç dercesine başını salladı. Yasir ikindi ve Yatsının Ezanını okuyordu ben ise Sabah Öğlen ve Akşamın.

Bu yüzden rahattım. Mervenin ceketini ve patiğini alıp giydirdim ve usul usul kapıya gittim. "Baba çıkalım mı artık?"

"Olur" dediler. Büyüklerde kalkınca Yasir ve Baran abi önde olmak üzere herkes evden çıkmıştı. Süleyman ise Vera bacıya arayıp gitmek zamanı olduğunu bildirmişti. Biz dışarı çıktığımızda Merve benim kucağımda uyuyor hatta ceketimi tükürük bile yapmıştı.

"Ver bakayım yeğenimi bana Ammarcım"

Süleyman ile ben en arkada yürüyorduk. Merveyi Süleymana verip omzumu ovuşturdum. "Düşünsene yine karşı- oha bakın dedim ben" duyduğum kız sesi ile aniden arkama döndüm. Kızları görünce biraz şaşırsamda bozguna uğratmadım.

Vera bacı başını eğip selam verip Süleymanın yanına gitti. Nursima abla ise Baran abiye yetişti. Aden ve Meva arkada kalmıştı.

Kendimi tutamayıp dönüp "kardeşiniz neden gelm... Edi..." dediğimde Meva anlam veremeyen bakışlar ile bana baktı. Duraksayıp, gözlerinden gözümü indirdim ve önüme döndüm.

Ağlamıştı.

Munis TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin