2.3

20 4 6
                                    

"Görüşmek üzere kendinize dikkat edin" diyen doktora başımı sallayarak yanıt verdim. 2haftadır burdaydım bu gün ise eve dönüyorum. Arkadan Mansûr tekerlekli sandalye mi ittirdi. "Eve gitmeye hazır mısın?" dedi.

Başımı salladım. "Sanki herzamanki evim değilmiş gibi konuşuyorsun! Doğruyu söyle ben yokken taşındınız mı?" dediğimde hafif kahkaha attı. Bu çocuğun her geçen gün sesi kalınlaşıyordu sanki.

Çok kalpler yakcak belli. Ama gelinede acıyorum şimdi bu bilgisayar bağımlısını napcaz bizz! "He abla evi değiştik beyaz saraya göçtük.. Desem yalan olur" tebessüm ettim. "O zaman niye yalan söylüyorsun dingil?"

"E dedim ya desem yalan olur." Asansöre bindiğimizde Mansûr elindeki ayakkabılarımı ayağıma giydirdi. "Ne işime yarayacaksa.." diye mırıldandığımda kapı açıldı. Ammarı gördüğümde şaşırdım desem yalan olur her gün burda olduğu için alışmıştım.

"Ammar abi? Çekil Mevayı çıkarayım" dedi Mansûr Ammar kapıyı eli ile tutup geri çekildi. "Elin arasında kalır dikkatli ol" dediğimde bana baktı göz ucu ile ardından hiçbir tepki vermeksizin başını aşağı eğdi.

Mansûr beni asansörden çıkardığında iterek kapıya doğru götürdü. "Mansur yardım edeyim" dediğinde Ammar öne geçerek Mansur başını salladı. Noluyo? Ammar eğilip tekerlekten tutunca kaşımı çattım. Arkadanda hareketlilik hissetmem ile havaya kalkmam bir oldu. Endişe ile sandalyeden tutundum.

Ammar arkasına bakarak inerken "düşme sakın!" dediğimde sinirle soludu "Meva ben çocuk değilim! Endişenede ihtiyaç duymuyorum" gözlerimi devirip "senin için endişe eden kim! Sen düşersen bende düşerim" dedim kısık sesle.

Ammar derin bi iç çekip başını salladı. Nihayet merdivenlerle olan imtihanım bitince yere bıraktılar beni. "Elhamdulillah" dedim derin bi oh çekerek. Ammar ise belini tutup gerindi. "Hareket diliyle ağır mı diyor bu bana?" dediğimde Ammar omuzlarını salıp bana baktı. "Evet!" dediğinde sandalyemde olan çantamı onun üstüne fırlattım.

Çantayı tutup başını iki yana salladı "ne öyle hindi gibi ikide bi başını sallıyorsun! Çantayı Mansûra verde git!" dediğimde cebinden anahtar çıkardı. İlerde duran arabadan ses gelince gözlerimi kırpıştırdım.

"Bu ne?" dediğimde Mansura bakarak "uçağa benzemiyor gibi" dedi.

"Allah'ım!! İki delinin elinde kaldım iyi mi?" dedim sinirle soluyarak. Arabanın önüne geldiğimizde Mansurun kolundan tuttum. Kalkmak istesemde nafile olmuyor.

"Kucağına alsana" dediğinde Ammar Mansur bana baktı ardından iç çekti "güle güle böbreklerim" deyip beni kaldırıp arka koltuğa oturttu. Mansur tekerlekli sandalyeyi alıp katlayıp bagaja koyarken Ammar kapıdan tutup kapatacağı sırada bana baktı ardından gülümsedi. Kapıyı kapattığında öylece kaldım.

Bu neydi şimdi? Öne geçip oturduğunda "neden güldün sen?" dedim. Çantamı bana verdi susarak. Mansur bagajı kapatıp hastaneye geri girdi. "O niye gitti?" dediğimde halada susuyordu

Ammar arabayı çalıştırıp yerinden kımıldattığında "ya yanıt ver! Neden güldün? Mansûr nereye gitti? Ayrıca neden arabayı çalıştırdın!" iç çekti "gülmemin sebebi aklıma bişi geldi, Mansur para vermeye gitti arabayı ise çıkış için çevirmem gerek" dediğinde arkaya baktım.

"Tamam izin veriyorum" dedim başımı cama yaslayarak. Neden güldüğünü halada anlamadım. "Eyvallah reis" deyip arabayı çevirdi.

Mansûr gelip oturduğunda Ammar gaza hafif basıp arabayı sürdü. Hastaneden çıkıp ana yola girdiğimizde ara sıra Ammara bakıyordum. Şu sıralar nedense çok garip bi soğuk bi nazik anlamıyorum.

Vu böyle yaptığı için elimde olmadan beynimi kendisi ile ilgili sorular ile dolduruyor! Beni bu denli severken neden vaz geçti? Bir dakika! Yoksa Züleyha ile evlendi mi?

Geçen Züleyha özür dilemek için geldiğinde aralarında bir şey konuşmuşlardı pekte yakın gibiydiler... Başımı iki yana salladım. Kaşlarımı çattım bundan bana ne!

Sinirle Ammara baktığımda aynadan bana baktığını fark edince hemen dışarı baktım. Bu çatık kaşlar kaçamak soğuk bakışlar. Aşık olduğuna emin miyiz? Geçici heves olabilir mi? Belkide beni unutup çoktan başkasını sevmeye başladı. Peki neden bana karşı hala iyi?

Evin önüne geldiğimizde Mansur indi Ammar ise arabayı parke ediyordu. "Yeni mi aldın?" dediğimde başını salladı "hayırlı olsun"

"Âmin" dedi. "Sanki hiç binilmemiş"

"Zaten ilk binen sensin" dedi ardından arabayı durdurdu. "Ona mı güldün?" dediğimde kolunu koltuğun başına yaslayıp tamamen üst tarafını çevirip bana baktı. "Meva... Çok konuşma sabrımı sınıyorsun" dedi ardından arabadan indi. Buda neydi böyle!

Gıcıktı işte kimsede inanmak istemiyor! Herkesin yanında kendini pamuk prens gibi gösterip yalnızken cadıya dönüşüyor! Kapıyı açtığında Mansur beni kaldırıp sandalyeye oturttu. Ammar arabayı kilitlediğinde apartmanın önünde durduk. Mansur apartmanı açtığında Ammar kapıyı tutup tamamen açtı. Mansur ile içeri geçtiğimizde ise kapıyı kapatıp asansörü çağırdı.

Asansör gelibce Mansur ile asansöre girdik. Mansur Ammara boş boş bakarken Ammar başını salladı "hayırdır?" dediğinde Mansur "gelsene içeri" dedi.

"Yok ben Merdivenle kalkayım" dedi ve gitti. "Ne kadar iyi biri dimi abla? Bak bu adamla evlen benden demesi" yanımda duran Mansurun kolunu tutup ısırdım. "Aayh!! Acıttı be! Ne yapıyorsun!" diye bağırdığında oh olsun dedim. Kapı açılınca Ammar yine kapıyı tuttu.

Çıktıktan sonra Ammar Mansur ile selamlaşıp gitti. "Bundan arasanda bulamazsın" dediğinde kolunu cimcikledim. "Kapıyı çal artık!"

Mansûr kapıyı yumruklayınca 4 kez kapı açıldı. "Adeniiim" dedim sevinçle kolumu açıp. "Mevaaa!" bana sarıldığında Mansur "sanada Selamun aleykum abla" deyip içeri girdi. İçerden koşarak annem geldi. Gözleri suluydu bana baktı ardından sarılıp yanaklarımı öptü.

"Hoşgeldin kızım.." Aden arkadan iterek tekerlekli arabayı eve saldı. Etrafa bakındım bi değişiklik yoktu "Mansûr eve gitmeye hazır mısın dediğinde ya göçtük yada evi dekore ettiniz sandım" dedim gülümseyip Adene bakarak. "Haa onu diyorsunn"

Aden beni mutfağa götürdüğünde şaşırdım masada bir sürü sevdiğim yemekler vardı. Ardından odama götürdüğünde daha çok şaşırdım. "Bunlar ne.." dediğimde Aden gülümsedi "hediyeler"

Yatağımdaki poşetin birini açtığımda içinde defter kalem silgi her türlü kırtasiye malzemesi vardı. "Bunlar?" dedim Adene dönüp baktım. "Ammar aldı"

Diğer poşeti alıp baktım içinde 10 tane kitap vardı "peki bunlar?" dedim "onlarıda ben aldım" buket vardı yatağımda iki adet "bu buketler?"

"Söylesem inanmazsın"

"Söyle"

"Birini Züleyha diğerini ise.." dedi ardından sustu dönüp Adene baktım ee dercesine. Aden susuyordu.. Nesi var bunun?

"Hoşgeldiniiz" Annemin sesini duyduğumda "kim geldi ki?" dedim. Ardından salondan kalın ve tanıdık bir ses "hoş bulduk" dedi. Biraz sonra odamın kapısı tıklatıldı. Aden kapıyı açtığında elinde poşet ile gri tişört siyah deri ceket siyah kargo pantalon simsiyah dalgalı saçı olan gri rengi gözlü uzun ve yapılı biri duruyordu.

"Uzun zaman oldu ha Meva.." dedi

"Senin.. Burda ne işin var?" diye sorduğumda gözlerini kısıp 32 diş sırıttı "seni özledim" dediğinde derin bi iç çektim. Ardından karşımda gülümseyen Aybarsa baktım

Munis TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin