Munis Texting

1.9

Elimdeki Kurabiyelere baktım öylece. Yalan söyledim. Sırf utandığım korktuğum için yalan söyledim. Çok kötü biriyim. Daha doğrusu böyle oldum. Oysa eskiden böyle değildim.

Biraz gezdikten sonra eve döndüm. Bizim kapıyı çalmadan önce Ammarların kapısının önüne kurabiyeleri koyup eve gittim. Ayakkabımı çıkardığımda Aden odasından gözlükle çıktı.

Saçını dağınık topuz yapmıştı üzerinde çiçekli şort ve kısa kollu pijama vardı. Duştan çıkmış olmalıydı bedeni parlıyordu. Gözlüğünü düzeltip bana baktı. "Neredeydin?" diye sordu yanıma gelip.

"Hava almaya çıkmıştım" dedim. Elinde kalem ve tableti vardı. "Ne yapıyorsun?" dediğimde yeni tasarımını gösterdi. "Logo tasarımı. Sipariş verdiler nasıl olmuş" hayretle baktım ona. Bir insan nasıl bu kadar yetenekli olabilirdi ki? "Muhteşem. Barak Allahu fiki" dediğimde "va fiki" dedi.

Salona gidip Mansur'un yanına oturdu. Mansur ise bilgisayarda çalışıyordu. Annem mutfakta yemek yapıyordu. Herkesin elinde bir iş vardı... Odama gidip kapıyı kapattım. pencereyi açıp dışarıyı izlerken derin nefes aldım.

Çok yorgunum şu sıralar baya yorgunum kendimi hep eskileri anarken buluyorum. Keşke küçük olsaydım babamın saçımı okşadığı beni kokladığı zamanlarda olsaydım. Yada annem ile geceleri domates salçası yiyerek gülüp eğlendiğimiz zamanlarda. Aden ile bahçede çamura girip çıktığımız zamanlarda.

2020.10.24:

Okul çıkışı her gün o teyzeye gidiyorum. Bu gğnde okuldan çıkıp teyzeye sağlıklı meyve suyu ve annemin yaptığı etli börekten götürüyordum. Hastaneye girip asansöre bindim. 4 kata basıp beklemeye başladım.

4 katta durunca inip teyzenin odasının olduğu yere gittim. Kapıyı tıklattım ses çıkmadı. Kapıyı yine tıklattım ses gelmedi. İçimi endişe kaplarken kapıyı açıp içeri girdim.

Onu secdede görünce içim huzurla doldu. Oturup namazı bitirmesini bekledim. Ben öylece beklerken selam verip çıktı "Estağfurullah Estağfurullah Estağfurullah" deyip üç kez tebessüm ederek bana döndü.

"Selamun aleykum kızım hoşgeldin"

"Hoş buldummm!! Seni çok özlemişim bak sana ne getirdim" dedim. Yanıma gelip yatağa oturdu. Poşeti açıp saklama kabındaki böreği ve şişedeki meyve suyunu çıkardım. "Ayyy canım benim neden zahmet ettin! Saolasın" dedi ve bana sarıldı.

Sehpada duran kutuyu bana uzattı. Şeker kutusuydu renkli şekerler vardı içinde. "Al bakalım buda sanaa! Torunuma aldırttım" şeker kutusunu alıp teşekkür ettim. "Söyle bakalım" dedi.

"Ben uzun zamandır işaret yada mucşze bekliyorum ama hiçbir işaret yok" dedim kederli bir şekilde. Teyze ise başını salladı. "Peki onlar, üzerlerinde yükselip giden göğü nasıl mükemmel bir nizam içinde binâ ettiğimize, onu yıldızlarla nasıl süslediğimize ve onda en küçük bir çatlağın, kusur ve düzensizliğin olmadığına ibretle bakmazlar mı? Yeryüzünü de döşedik, oraya sağlam dağlar yerleştirdik, orada gönüller, gözler açan her türlü bitkiyi çift çift bitirdik. Bütün bunları, Allah'a yönelecek her bir kula, kalp gözünü açıp ilâhî kudretin büyüklüğünü gösterecek bir delil ve ders alınacak bir öğüt olması için yaptık." dedi.