0.6

43 12 102
                                    

Yıl 2020.10.20:

"Aden koş gel!" Albinanın bağırması ile başımı kaldırdım masadan. Etrafa bakındım bomboş bir gün daha... Gözlerimi devirip dışarıyı seyrettim. Günlük rutinim şuydu uyan yemek ye okula git eve dön ders yap yemek ye uyu.

Ve artık yavaş yavaş bu gidişattan sıkılmaya başladım. İçim daralıyordu artık bu okulda sanki beni bu okuldan çekip çıkarmaya çalışan bi güç vardı. Göremediğim.

Aybars yanıma gelip masamı tıklattı. Oflayıp yüzüne baktım boş bir ifade ile. "Neyin var senin Meva?" dedi. Yüzünden belliydi merak ettiği. Yanıt vermek istemedim nedenini bilmeyerek. Başımı tekrar cama çevirdiğimde "çok garip davranmaya başladın." dedi bu sefer.

Susmayacağını çok iyi biliyoruz. "Rahat bırak beni" dediğimde başını iki yana salladı. "Yok sende bir şey var" dediğinde sinirle yumruğumu masaya vurup ayağa kalktım. "Aybars! Sana beni rahat bırak dedim! Derdin ne senin? İşin gücün yok mu? Gitsene başımdan!" deyip sinirle sınıftan çıktım.

Bağırmam nedeni ile tüm sınıf hatta koridor sesimi duymuştu. Herkes bana bakıp önüne dönüyordu. Derin nefes alıp kızlar tuvaletine gittim. Albina, Aden, Ayana makyaj yapıp sohbet ediyorlardı.

Aden beni görünce yanıma geldi "neyin var?" köşeye kıvrılıp omzumu duvara yasladım. "Sanane" dediğimde elini omzuma koydu. "Bir şeyin var şu sıralar tüm enerjimi sömürüyorsun söyle ne oldu?"

"Bilmiyorum Aden. Bıktım herşey aynı bir döngü içindeyiz anlamsız bir döngü kendimi dışarda biten ottan daha faydasız gibi hissediyorum çok garip bir duygu var içimde bu okula gelmek istemiyorum bir şey kaç çık ordan yoksa daha çok devam edecek bu diyor gibi. Bilmiyorum galiba delirdim belkide boşuna endişe ediyorum yani... Offf" Aden hayretle bana bakıyordu. "Annem gibi konuşmaya başladın."

"Olabilir" dedim gülümseyerek. Aden ile küçüklükten beri dine inanmıyorduk annem ise çok dindar bi kadındı buna rağmen bazen bize kızsada iyi davranıyordu. Doğruyu söyleyeceğim çok sabırlı ben olsam bize dayanamazdım.

"Okulu asalım mı?" kafayı yedi buda iyice! "Aden saçmalama." omuz silkti. "Aman hayatı bir kere yaşıyoruz bi kerecikten bişi olmaz" dedi elimi tuttu ve banyodan çıktık. Yavaşça merdivenleri inip bahçeye çıktık okulun arka kısmına geçtiğimizde Aden eğilip "ben şimdi seni kaldıracağım sen korkuluğa tırman sonra ben çıkarım" deyip ayağımdan tutup kaldırdı. Korkuluktan tutup yıkarı çıktım. Elimi uzattığımda elimi tutup oda tırmandı.

Duvarın öteki kısmına atladığımızda koşarak okuldan uzaklaştık. "Telefonlar?" dediğinde Aden. "Aman boşver" deyip koşmaya devam ettim. Koşarken ara sokaklardan geçip bi yerde durduk. Derin derin nefes alırken başımı kaldırıp baktığımda caminin önünde buldum kendimi.

"Yok artık" dedi Aden. "Biz buraya nasıl geldik" dedi ardından. "Bilmem ki" deyip omuz silktim. "İçeri girelim mi?" Aden işaret parmağı ile beni ve kendisini gösterdi. "Sen ve ben? Camiye? Saçmalama"

"Neden ki? Bi kerecik girip çıkacağız" dediğimde Aden oflayıp "tamam ya" dedi. Camiye girdiğimizde bir tane yaşlı kadın Kur'an okuyordu. Ama Mealini okuyordu galiba.

"Bu dünya hayatı, eğlenceden ve oyundan başka bir şey değildir. Şüphesiz ki ahiret yurdu(na gelince), işte asıl hayat odur" Aden kulağıma fısıldadı "çıkalım burdan içim daraldı"

Munis TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin