3.Bölüm

69 8 25
                                    

🕊️🪶

Geldim yine

*****

"Kimsin sen Aden?"

Terörist demişti. Ben ise vatanı için canımı verebilecek bir askerdim.

"Asıl sen bu hâle nasıl geldin?" diye ikinci sorusunu yöneltti.

"Sus ve bekle Ali. Zamanı geldiğinde anlatacağım ama şu an olmaz." dedim ve odadan çıktım. Kapıyı kapattım.

Ne iş yaptığını bilmiyordum. Ona görevde olduğumu söyleyemezdim.

Aşağı inecekken silah sesleri geldi. Hızla silahımı kavradım. Kulaklığıma Atilla'nın sesi doldu. "Biz geldik Aden. Bombanın olduğu odaya geç." Dediğini yaptım. Bombanın olduğu odaya geçtim. Kapıyı kapattım. Bu bomba patlamayacaktı.

Çatışma sürerken, pencereye geçtim. Bende ateş etmeye başladım. İçlerinden biri olunca öldürmek daha kolaydı. Çatışma sürerken odaya biri daldı. Kafamı kaldırdığım da Rozerin'i gördüm. "Türk askerleri geldi!" dedi. "Farkındayım." dedim sadece. "Ateş et. Bombayı korumalıyız!"

Ya galiba haklı. Ama bombayı kim kimden koruyor acaba?

Odaya biri daha daldı. Bu sefer ki Topal'dı. Elinde silahı ile o'da geldi. "Lanet olsun, Türkler burada!" dedi. Cam kenarında beni gördü. "Rozerin, yardım et Rojda'ya. Ateş edin!"

Teröristlere sıkmaya devam ettim. Kısa sürenin ardından odanın kapısı kırılarak açıldı. Kapı öne doğru devrilirken, kapının arkasın da ki kişi Atilla'ydı. O Topal'ı alırken, ben Rozerin'in elinde ki silahı aldım hızla. Arkasını döndürdüm. "Seni hain!" diye bağırdı. Umursamadım. "Aden?" Kafamı Atilla'ya çevirdim. Kelepçe fırlattı. Havada yakaladım. "Eyvallah. Esirler bodrum katta ki üçüncü odada!" dedim.

Başını salladı ve ilerledi. Rozerin denen kadının ellerini kelepçeledim. O sıra da Fatih geldi. Rozerin'i Fatih'e teslim ettim. Silah sesleri susmuştu. Odadan çıktığım da; "Aden!" diyen sesle arkamı döndüm. Ali, silahını bana doğru kaldırmıştı. "Kimsin demiştim en son?" dedi soru sorar gibi.

"Ali?" dedi Atilla. Şaşırdığı belliydi. O'da Ali'yi beklemiyor olmalıydı.

"Ali?" Bu ses ise Ayaz'a aitti. Muhtemelen o'da Ali'yi beklemiyordu.

Kimseden ses çıkmadı. Kimse hiç bir şey demedi.

"Atilla, sen bize Aden'in öldüğünü söyledin. Alaca Kuş uçtu dedin. Neler oluyor?" dedi Ali. Silahını indirmişti. Gözleri duygusuz bakıyordu. Ama bilirdim; Ali üzüldüğü zaman sinirlenirlenirdi.

"Ölmemiş. Çıktı geldi. Sen kendini anlat oğlum, bu ne hâl?" dedi Atilla. "Görev." dedi Ali sadece. Başını salladi Atilla. Albayın adamımız diye bahsettiği adam, Ali olmalıydı.

Merdivenlere yönelip aşağı indim. Araçlar duruyordu. Karakola gidecektik. Sonra karargah'a dönecektik. En önde ki araca bindim. Asya buradaydı. Telefonu ile ilgileniyordu. "Çekiyor mu?" diye sordum. Gözleri telefonda bir noktaya takıldı. Sonrasında ise; "Hayır." dedi. Başımı salladım. Sırt çantamı ayaklarımın yanına bıraktım.

Alaca Kuş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin