4.Bölüm

71 9 11
                                    

Merbaa merbaaa

🕊️🪶


*****

"Ne bileyim ben canım? Hayat ayarlamış her şeyi. Bu akşam Atilla'nın sözü varmış işte."

Kafamda aynı cümle dönerken önümdeki makarnaya çatalımı saplıyor ama makarnayı asla yemiyordum.

Evlenecek miydi?

Kiminle evlenecekti?

Sence de haklı değil mi? Biz terk ettik. Bizi bekleyecek değil.

Bir bakıma da öyle olduğu için sinirleniyordum. Büyük bir duygu karmaşası içerisindeydim. Ne hissetmem gerektiğini de bilmiyordum hiç. Kafam ve duygularım aşure olmuştu.

Ay aşure olsa keşke. Ne güzel yerdik.

Koyun can derdinde, kasap et derdinde.

Ben ne diyorum, sen ne diyosun iç ses?

"Boş ver. Demekki sevmemiş." dedi Aysima.

İnsan sevmediği biri için kurşun yer miydi?

Ciddi bir duygu karmaşası içerisinde hapsolmuştum. Cevap vermedim Aysima'ya. Hatta bence onu duymadım bile. "Üzme kendini. Sende yoluna bakmalısın artık." Belkide haklıydı. Yoluma bakmalıydım. Ama yaşadığım duygu karmaşası için buna uygun değildi.

"Umrumda değil." dediğim içimdekilerin aksine. Aysima sadece gittiğimi falan biliyordu. Olanları tastamam bilmiyordu. "E sen böyle üzüleceksen git bas sözü." dedi anda. Boş bir bakış attım. "Ciddiyim, seviyorsan tut kolundan bu adam benim söz falan yok de." Gülmeye başladım. Ama sinirden. Saçmalıktı.

Tabi ki böyle bir yapmayacaktım. Zaten yeterince dedikodu vardı. Üstüne tuz ekeleyemezdim.

"Saçmalama, yemeğini ye." dedim gülüşüm solarken. Öyle yaptı. Yemeğine odaklandı. Ben yemedim. Canım istemiyordu. Bu duygu karmaşasından çıkmam gerekiyordu. Kurtulmalıydım.

*****

Gergince oturduğu yerde boş bakışlar ile etrafı inceliyordu Atilla. Annesinin yıllardır istediği gerçek oluyordu.

Filiz ile nişanlanıyordu.

İstemiyordu.

Ama Trabzon dedikoduları kesmeliydi. Alaca Kuş destanı susturulmalıydı. Belki de annesinin dediği gibi artık sadece kendi yoluna bakmalıydı.

Hiç bir şey hissetmiyordu. Koca bir boşluk, koca bir kafa yoruculuğu vardı.

Salon kapısından içeri Filiz girdi. Ablası salondakilerin kahvesini verirken Filiz Atilla'nın kahvesini Atilla'nın önünde ki masaya bırakıp, cilveli bir bakış ile yanında ki yerine geçti. Kalabalik değildi salon. Filiz'in anne, babası ve ablası. Atilla, annesi, babası ve kız kardeşi.

Sessizdi salon. Kahveler içilirken, Atilla tek yudum dahi almaya niyetli değildi. Kimseden ses çıkmıyordu. Ama adet gereği babası Mustafa bey söze girdi. "Efendim, sebebi ziyaretimiz belli. Allah'ın emri peygamberin kavli ile kızınız Filiz'i oğlumuz Atilla'ya istiyoruz."

Alaca Kuş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin