Hoşgeldiniz. Sizden yüz buluyorum ve bölüm filan atıp duruyorum asla planıma uymuyorum hiçbir sefer. Ama beni böyle kabul ediyorsunuz(ve seviyorsunuz) diye umuyorum. Herneyse. Şimdi sizi bölüme alalım.
Bu arada şu an milli maçı izliyorum ve birinci dakikadayız gol attık. Adamlarım acımıyorlar ya. Çok heyecanlı o yüzden bir tık gecikecek bölüm.
Öncelikle buradaysanız, yapmanızı rica ettiğim ufak bir şey var, yıldıza basmanız(oy atmanız) ve satırlarımıza yorumlarınızı bırakmanız. Sizi seviorm.
Bölüm 12: Konser(1)
Elimdeki dondurmalarla beklerken kendiminki daha fazla erimesin diye üstündeki kağıdı sıyırdım ve yakındaki bir sahil çöpüne ilerleyip attım. Hazır buraya gelmişken nasıl olsa Talaz da gelir hemen bir daha buraya yürümesin diye düşünerekten onunkinin de yarısını sıyırıp attım. Arkamı döndüğümde biraz ileride hafif dalgalar ayaklarına vururken yerde oturan tanıdık bir bedenle bir an ne yapacağımı şaşıramadım.
Sanırım bu bir işaretti.
Ya da Talaz özellikle yapmıştı.
Elimdeki cornetlere baktım bir kez, sonraysa tekrar geniş sırta ve dalgalı sarı saçlara baktım.
Hayır bu onunla konuşmam için bir işaretti.
Adımlarımı hızla yanına doğru attım.
Ayaklarım tam yanına geldiğinde ancak beni fark etti ve başı spor ayakkabılarıma döndü ve sonraysa yavaşça kafasını kaldırdı.
"Cornetto, sever misin?" Elimdekileri hafifçe kıpırdatarak gösterdiğimde bir anda yüzünde oluşan o değişime şahit oldum.
Ben geldiğimde yere bakan suratı put gibiydi. İfadesiz ve soğuk. Halbuki o sarışındı, sıcak bir sarı tonuydu saçları şu an güneş vururken. Ben saçları onunkiler gibi olanlar hep sımsıcak bakar sanardım, istemeden de olsa öyle bakarlar zannederdim.
Fark etmiştim, öyle değildi.
Ama şu an az önceki o soğuk bakışların esamesi okunuyordu. Gözlerindeki parıltılarla oturduğu yerden tam gözlerime bakıyordu. Ara sıra gözleri iki elimde tuttuğum dondurmalara takılıyor sonra bana doğru tekrar çıkıyordu.
"Sanırım sevmiyorsun. Eriyorlar. Atma-" lafımı bitiremeden nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde bir anda ayağı kalkıp tam önümde dikildikten sonra elini dondurma olan elime uzattı ve tuttu. Dondurmayı ona vermek için elimi açmadığımdan dolayı eli elime sarılmıştı ve görünen o ki o bunun farkında değildi.
Seza Altanay. Nasıl parmak uçlarımız birbirine değerken bile bu kadar hassas hissediyor olabilirim? Sanki tüm tüylerim diken diken oluyor ve ne yapacağımı şaşırıyorum. Sadece ona bakakalıyorum. Yalnızca gözlerine değil, ona,
ona bakakalıyorum.Ellerine, ellerimize. Son zamanlarda hep yan yana gördüğüm ellerimize.
Saçlarına, ne kadar yumuşak olduklarını öğrenmek için ellerimin kaşındığı ve onlara dokunmamaları için zor tuttuğum saçlarına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NE HABER AŞKTAN? (DÜZENLENİYOR)
Novela Juvenilİzgi Akel, okul birincisi, profesyonel atletizm öğrencisi, girdiği her sınavda birinci olan ve katıldığı her koşuyu kazanan o kız. Ama yanında kimse yok, etrafında başarısını alkışlayan tek bir kişi bile yok. Üstelik bu başarıyı gerçekten hiçbir zam...