☆Yazar☆
Aether gözlerini tekrar açtı o gün. Brmbeyaz bir odadaydı. Çok sessizdi etraf. Başını biraz doğrulttu. Elinde bir serum, vücudunun heryerinde sargılar vardı. Başı acayip derecede ağrıyordu. Anladığı kadarıyla bir hastane odasındaydı. Küçük kare bir odaydı. Bir yatak, bir koltuk ve birde üzerinde vazo olan bir masa vardı. Vazoda ise adını bilmediği çiçekler vardı.
Yatağının yanındaki koltukta iki tane telefon vardı. Onlara uzanmaya çalıştı. Tam o sırada içeri adını bilmediği biri girdi. Doktor hemen Aether'a yardım etti. "Lütfen kıpırdamamaya çalışın Aether. ". Aether ona baktı. Onu daha önce görmüştü. Açık pembe saçlar, uçları bebek mavi... Onu tanıyor ama adını anımsayamıyordu. "Adınız... adınız ne?". Doktor ona dönüp gülümsedi. "Şaka yapacak durumdaysan iyisin." dedi. Aether gözlerini kırpıştırdı. "Ne şakası?". Doktor birden şaşa kaldı. "Aether veni hatırlamıyor musun? Kokomi. Sagonomiya Kokomi.". Aether başını eğdi. "Yüzün çok tanıdık... ama adını anımsayamadım...". Kokomi üzgün görünmemeye çalıştı. Bu Aether'ın moralini bozabilirdi. "Zaten bayadır görüşememiştik. Hatırlamaman gayet normal. Bu arada, Aç değil misin?". Aether başını evet anlamında salladı. Kokomi hızla aşağı indi. 10 dakika geçmeden geri geldi. "Kokomi-san, benimle oturamaz mısınız? Canım çok sıkılıyor.". Kokomi biraz düşündü. "Şu an işim yok. Otururum.". Kokomi beyaz koltuğa oturdu. Aether sandivicinden bir ısırık aldı. "Neden burdayım?". Kokomi biraz duraksadı. "Çok uzun bir olay... Cidden uzun.". "Kısa kes.". Kokomi iç çekti. "Herşey okulunun tatil olduğu gün başladı. Sen ve teyzenler kahvaltı ederken henüz kimliği tespit edilmemiş bir adam içeri daldı. Elinde ruhsatsız bir silah vardı. Sanırsam senin içim gelmişti. Teyzen Jean seni vermeyince adam seni omuzundan ve bacağından yaraladı. Sonrasında teyzen onu onu ikna edip silahı bırakmasını sağladı. Daha sonrasındaysa ikisi de dışarı çıktı. Yanınızdaki küçük kız ise hemen ambulans çağırdı. 1 haftadır uyuyorsun.". Aether o adamın kim olduğunu hatırlıyordu. Herşeyi unururdu ama bunu unutmazdı. Aether bir an yine duraksadı. "Bunları nereden öğrendin Kokomi?". "Teyzen anlattı. Detaylardan bahsedemedi. İşi vardı.". Aether birden dirilir gibi oldu. "Telefonumu uzatır mısın?". Kokomi yanındaki telefonu uzattı. "Sorun ne?"
Aether hemen rehbere girdi. Sucrose'u aradı. "Sucrose! Biliyorum saat erken ama acil. "
.
.
."Tamamdır teşekkürler.". Aether telefonu kapattı. Kokomi merakla bekliyordu. "Kokomi-san. Bu davayı kazanacağız.". Kokomi şaşırdı. "Ne demek istiyorsun? Sadece teyzen şahit çıkarsa kabul olmaz.". Aether ona videonun kapağını gösterdi. "Kameralar olsa bile mi?".
Saat öğlen iki civarıydı. Aether çok sıkılmıştı. Keşke onunla sohbet edecek birileri olsaydı. Kokomi'nin acil bir hastası olduğundan gitmek zorundaydı. Birden telefonun çalmasıyla Aether heyecanlandı. Arayan kişi Xiao'ydu. Hemen açtı.
"Xiao?"
"Aether! Hangi odadasın? Tamam Kokomi yazdı. Hemen geliyoruz. Görüşürüz."Aether ne olduğunu anlamadan telefon kapandı. Ve beş dakika içerisisnde kapı çaldı. İçeri 6 kişi girdi. Ama Aether sadece bir tanesine odaklanmıştı. Sarı gözlü oğlana. Herkesin içinden bir tek onu görüyordu. Oğlan ona yaklaştı. Yanında dikildi. Yanındaki koltuğa uzanacakken Aether ona sarılmak için elkerini kaldırdı. Bunu fark edince ona sıkıca sarıldı. Sanki bir daha onu göremeyecekmiş gibi...
Belki de göremeyecekti. Aether'ın gözünden birkaç damla yaş süzüldü. "Korkuyorum..." diye fısıldadı. Oğlan öbürünün sırtını sıvazladı. "Korkmana gerek yok. Ben burdayım. Beni istediğinde de olacağım.". Aether kafasını iyice Xiao'nun omuzuna gömdü. Herşeyden sonra bu bir travmaydı sonuçta. Önce kardeşlerini kaybetmek... sonrasında silahla vurulmak. Bunu yaşayan herhangi bir insan çoktan intihar etmişti. Ama Aether güçlüydü. Ve hepte öyle kalmalıydı.
Uzun bir süre hastanede kaldılar. Xiao koltukta uyuya kalmıştı hatta. Ziyaret saati bitince mecbur gittiler. Tam hastane kapısından çıkarken Scaramouche durdu. "Lan Xiao'yu unuttuk!". Kazuha Scara'nın elini tuttu. "İkisini yalnız bırakmalıyız.". Scara eline bakıp kafa salladı. Biraz da kızardı.
Saat gece 5 civarlarıydı. Aether ve Xiao hâlâ konuşuyordu. En sonunda Xiao onu uyumaya ikna etti. Aether yatınca Xiao doktorun yanına gitti. Doktor Kokomi olduğundan rahatça konulabilirdi. "Kokomi. Aether ne zaman taburcu olucak?". Kokomi elindeki dosyaya baktı. "En az 1 ay daha. Tamamen iyileşmesi için.". Xiao bu duruma üzüldü. Onunla dışarı çıkmak istiyordu. Parklarda gezmek, alışverişe gitmek veya basit bir yürüyüşe çıkmak gibi. Ama durumu el vermiyordu.
Xiao hergün okuldan çıkıp Aether'ın yanına gitti. Ona türlü türlü hediyeler aldı. Onun gülümsemesini görmek güzeldi. Ancak 2 hafta sonrasında...
Hoppp burda bitti bu bölüm yallah sonraki bölümeee