5

145 15 13
                                    

Cuma okul çıkışı Aether kapıda kardeşini gördü. Koşarak yanına gitti. Yanına gidince kapının arkasında da Xiao ve Hu tao'yu gördü. "Servisi mi kaçırdınız?". Lumime kafasını iki yana salladı. "Artık bizde seninle yürüyeceğiz.". Aether'ın gözleri ister istemez açılmıştı. "Ama yol çok uzun, o kadar yürüyemezsiniz.". "Yürürüz.". Xiao zorla getirilmiş olmasına rağmen onunla gitmek istiyordu. Aether derin nefes alıp verdi. "Bari çantanı ver ben taşıyayım yorulursun-". "Hayatta vermem!".Lumine ve Tao önden yürümeye başladı. Aether ve Xiao da arkalarından yürüdüler. Lumine birden bir peluşçu gördü. Tao da görünce içeri girdiler. Aether ve Xiao da mecburen girdi. "Yaaa bu çok şirin-Abiciğim bana bunu alır mısın????". Aether cüzdanını açıp baktı. 150 tl'si olduğunu görünce başını salladı ve peluşla kasaya gitti. "70 tl tutuyor beyefendi.". "Buyrun. İyi günler.". Tao da kendine bir peluş almıştı. Lumine yol boyunca peluşu kolunda taşıdı. Aether ona bakıp gülümsedi. "Her sabah ve her çıkışta bu kadar yürüyünce yorulmuyor musun?". Xiao konuşacak konu olmadığından bunu sordu. "Hayır, en başta yoruluyordum ancak 2 haftadır böyle olduğundan alıştım. Hem yürüyüş yapmayı severim.". Xiao bundan etkilenmişti çünkü Aether'ın bir günlük yürüyüşü onun haftalık  yürüyüşünden fazlaydı. "Geziye gitmek için heyecanlı mısın?". Hu tao gezi kelimesini duyunca durdu. "SİZİ DE Mİ GÖTÜRÜYORLA-". Xiao kafasına bi tane geçirdi. "Bqğırmasana gerizekalı. Evet bizide götürüyorlar. Kuzeyin hepsini gezdierecekler.". "Bizi de kuzeye götürüyorlar. Oralara hiç gitmedim. Ama abim gitmiş olsa gerek zaten oralardan geliyor.". Xiao burayı tamamıyla unutmuştu. Aether'ın babası ordaydı. Son 30 saniyede yaptığı plana göre;

Adım 1: Çivili bir beyzbol sopası al
Adım 2: Aether'ın babasının evini bul
Adım 3: Sinek öldürür gibi döv
Adım 4: Suçundan kimseye bahsetme
Adım 5: Aether ağlarsa onu teselli et, sevinirse onunla beraber sevin.

Tam olarak gelecek planıydı bu. Ama kanları silmek için bez almalıydı. Hem sinir bozucu hem de masraflı bir adammış  diye düşündü. Birden Aether'ın telefonu çaldı. Aether telefonu cebinden çıkarıp kulağına koydu. "Alo? Evet evet Lumine benimle. Evet onlarda benimle yürüyorlar. Artık böyle geleceklermiş. Tamam. Tamam selam söyle. Baybay". Aether telefonu kapadı. "Ne oldu?". "Annemler Lumine gelmeyince merak etmiş. Hanfendinin telefonu sessizde olduğundan arayınca da duymadı.". Lumine telefonunu çıkarıp baktı. "169 cevapsız arama...". Aether devam etti. "Bende sizin benimle olduğunuzu ve artık böyle gelmek istediğinizi söyledim. ". Hu tao birden döndü. "Her gün bunun iki katı yürüyecek miyiz?!". Aether başını salladı. Bunlar yaşanırken eve vardılar ve vedalaşıp ayrıldılar.

381 kelime

Aç değil misin?//Xiaother//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin