Aslında 2 hafta sonra atmak istiyordum ancak çok yazasım geldi ve bende yazdım . Ve daha hikayenin yarısındayım... en az bi bu kdr daha yazmam gerekecek çünkü çok yavaş ilerliyor. Yani biraz daha hızlandıracağım. İyi okumalar bacım♡♡.
"Hmh..". Aether kalkıp esnedi. Sonra Xiao'ya döndü. "Günaydın... Ne oldu?". "Sana son 3 gündür duymuş olabileceğin en iyi haberi vereceğim.". Aether Xiao'nun yüzündeki gülümsemeyi görünce iyi birşey olduğunu anladı. "Öyle mi? Neymiş?". "Tahmin etmek ister misin?". Aether düşünceli bir pozisyon aldı. "Sınavlarla ilgili mi?". "Awq dayanamıcam söylüyorum.". "Söyle.". "Şöyleymiş ki senin teyzen Jean varmış.". " Evet ama annemle büyük bir kavga etmişlerdi. Onun yüzünü 3 yaşından beri görmedim.". "He işte o. Babamla karşılaşmışlar. Babama oturup kahve içmeyi teklif etmiş fln bunlar konuşurken teyzen senin halini sormuş. Babam da olanları anlatmış. O da demiş ki 'Eğer kabul ederse o üçü benim yanımda kalabilirler okul biraz uzak kalır ama tek kalmalarından iyidir.' demiş.". Aether'ın gözleri büyüdü. Biraz da gözleri doldu. Xiao ona sarıldı. "Sorun yok, herşey halloldu. Anneni ve babanı unut bir süre. Çok uzun bir süre.". Aether güldü ve o da ona sarıldı. "Dışarı çıkalım mı?". Xiao hemen bahane üretti. "Bence önce kahvaltı et.". "Aç değili-". "Açsın açsın. Al." . Xiao çantasından hazır sandviç ve meyve suyu çıkardı. Aether'a uzattı. "Lumine'ye de haber vereyim mi?". "Saat kaç?". "15:38". "O daha uyuyordur.". "Aether..". "Mhm?". "Sadece 1 aydır tanışıyoruz ama bana çok yakınsın.. İnsanalara çok çabuk güveniyorsun.". "Seni adamdan saydığımı kim söyledi-". Xiao Aether'ın kafasına geçirdi. "Tamam tamam.. Şey gibi... seni çok önceden beri tanıyormuşum gibi geliyor.". Xiao başını yana eğdi. "Küçüklüğünden birşey hatırlıyor musun? Burdan gitmeden önceyle ilgili.". Aether başını iki yana salladı. "Ya sen?.". "Aslında var. Ben seni hatırlıyorum. Sadece 4 sene 3 ay 21 gün kaldın.". "Bazen beni korkutuyorsun.". "Hu tao ve Lumine yeni tanışmışlardı. Onlar 4 yaşındaydı. Biz de 5. O zaman beraber kumdan kale yapıp top oynardık. Hatta bir kere bize gelmiştin ve uyuya kalmıştık. Bana sarılmıştın. O zamanlar şirindin (şimdi yakışıklı)". Aether ona yumruk atmaya başladı. "Artık değil miyim demek bu?!". Xiao kendini korumaya çalışıyordu. "Öyle birşey demedim!?". Aether bunu duyunca durdu. Ve sarıldı. Xiao kalbi duracak gibi hissetti. Hiç birine bu kadar yakın olmamıştı. Hu Tao bile ona yaklaşınca kaçıyordu. Xiao'nun aklına birşey geldi. "Öbürlerinin haberi var mı? Babandan ve annenden?". Aether başını salladı. "Annem aramadan önce anlatmıştım. Tabi sen lavaboya gitmiştin.". Xiao anladığını belirtti. Aether hala ona sarıldığının farkına varmamıştı. Xiao da birden ona sarıldı. "Wa-ağh! Öldürseydin!". İkiside gülmeye başladı. Bir süre sonra Aether'ın telefonu çaldı. "Alo? Lumine! Yanımdaa. Tamam veriyorum.". Aether telefonu Xiao'ya verdi. "Alo?(Alo sen misin?) Lumine benim. (Teelefon hoparlörde mi) Değil. (Görev nasıl) Başarılı gidiyor(Tamam babam eve gitmiş çıkın çıkacaksanız). Yo biz iyiyiz. (Benimde manitim olsa bende iyi olurdum) KAPAT BENCE." . Xiao bunu deyip telefonu kapadı. "Nolmuş?". "Dışarı çıkalım.". Beraber dışarı çıktılar.
{<Akşam evde>}
Aether anahtarıyla kapıyı açtı. "Abi! İçerdeyiz!". Aether eşyalatına bırakıp salona gitti. Teyzesi Jean ve evlatlık kızı Barbara da vardı. Direk teyzesine sarıldı. "Senin için üzgünüm tatlım..Ama sorun yok ben buradayım. Hazırlan gidicez şimdi.". Aether gözlerinin dolduğunu hissetti ve gidip odasını topladı. Valize konulacak herşeyi aldı. Sonrasında içeri gitti. "Ben hazırım Paimon'un kini de hazırlayayım.". Aether tam gidecekken Paimon bağırdı. "Paimon kendikini hazırladı! O artık büyüdü.". Aether birşey demedi ve beraber aşağı indiler. Jean'in arabasına bindiler ve eve gitmeye başladılar. Lumine Barbara ile arkadaş olmuştu bile. "Aslında geçen hafta taşındık ve şuan bir oda fazlamız var. Sen Lumine ile kalırsın Paimon benle kalır.". Barbara inkar etti. "Kız-erkek kalınmaz Lumine-nee benle kalsın. Oda zaten büyük.". "Eve gidince ayarlarız.". Paimon çoktan uyuya kalmıştı. Aether bu kadar şanslı olmasını neye borçlu olduğunu hep merak edecekti. Jean soru sordu. "Sen 10 Lumine 9. sınıf değil mi?". Aether kafasını salladı. "Barbara da 8. sınıftı. Biraz zorlu bir sene olsa gerek.". Barbara arkadan onaylayan bir ses çıkardı. "Aether-nii sen kaç puan çıkarmıştın??". "457 puan.". "HIEEE? NASIL!". Jean ters bir cevap verdi. "Normal insanlar çalışıyor.". "Alakası bile yok!". İkisi tartışmaya devam etti. Aether sadece dinledi. Birden telefonuna mesaj geldi.
Venti'nin Haremi
Venti: Evet toplanın bakiim
Scara: yaw bi işim varken mesaj atma
Venti: nerden biliim işin olduğunu hem ne işin var ki max yaptığın şey mangalarını düzeltmek
Scara: ... alakası bile yok
Albedo: Ders çalışıyorum mesaj atana koltuk sokarım🥰
Scara: hadi len ordan
Xiao: Bir sıçışın hikayesi
Kazuha: HAYIR DAHA BENLE EVLENMEDİİİ
Albedo: ne- banane aq
Scara: öldür beni evlenmiyim
Xiao: lan bi dur başımıza iş açma
Venti: Lan iki dk kavga etmeyin aq
Xiao: cnm arkım bu grubu kuruş sebebin?
Venti: hiiç öyle sıkıldım dedim bu bok böceklerini rahatsız edeyim
*Xiao gruptan ayrıldı.*
*Venti kişisi Xiao'yu gruba ekledi.*
Xiao: sal beni şerefsiz
Venti: yiooooo
Aether bu mesajları okuyunca yüzünde bir gülümseme oluştu ister istemez.
773 kelime