Sezin ile Sezgi tuvalete gideceğini söylerken, Atakan ve ben de bahçeye çıkmıştık. Bana gülerek bir şeyler anlatıyor, ben de onun yanaklarını sıkıyordum. Atakan, benim çocukluk arkadaşım, kısacası her şeyimdi. "Balım, dur sıkma yanaklarımı. Sana anlatıyorum." "Ama yanakların çok tatlı. Isırayım mı?" "Manyak karı. Lan, Ayza Hoca değil mi şu?" gösterdiği yere bakarken, sigara içtiğini görmüştüm. O sıra da kafamı çevirmemden faydalanan Atakan, yanağımı ısırmıştı. "Ya salak çocuk, çekilsene." ondan uzaklaşmaya çalışırken gülüyordum. Sonunda geri çekildiğinde yanağımı sildim. "Bir de bana manyak diyor." "Hızlı olacaktın yavru." kafamı tekrar hocaya çevirirken, kafası karışmış gibiydi sanki. Sigarasını söndürüp, içeri geçti. Bizde son derse girecektik. Sezgi ve Sezin'de geldiğinde, Sezgi konuştu. "Son ders işlenmeyecek. Serbestmişiz. Ne yapsak?" "Voleybol mu oynasak?" kafamla onayladım. "Olur valla. İyi gelir." dedim.
Atakan, bizi yürütmek istemediği için hızlıca koşup, topu alıp gelmişti. "İki iki maç mı yapsak birkaç dakika?" dediğimde onaylanmış, Atakan ve Sezin, Sezgi ile ben takım olmuştuk. "Balım, Sezin ve Sezgi beline ceket bağlamış. Sen de bağla." "Sınıfta kaldı. Ya, zaten çok zıplamacağız ki." "Kızım, sorun sen değilsin ki. Gavat erkekler." "Ya eğer açılırsa alıp gelirim, söz." derin bir nefes bıraktı. "Hayır, ceketini alacaksın." "Yoo." Sezin ile Sezgi bizim klasik kavgalarımıza gülerken, Sezin "Başlıyorum." demişti. "Şu top düşsün, birazdan ben çıkıp alacağım." "Saçmalama, ben alırım." "İyi."
Gözlerimi devirirken, Sezgi ile pozisyonlarımızı almıştık. Atakan'ın dedikleri haklıydı, ama şimdi kim çıkıp alacaktı ki? Sezin'in voleybolu iyiydi. Bu yüzden güzel karşılamak gerekliydi servislerini. "Gönder bebiş." dediğim an da, sert bir servis gelmişti. Deli gücü vardı bu kızda. Gelen topu karşılayıp, Sezgi'ye gönderdim. O da topu bana kaldırmış, eteğime dikkat etmeye çalışarak smaçı vurmuştum.
Tabii, Atakan beni bloklamış, arkamda kimse olmadığı için de ilk sayıyı vermiştik. "Sen mi alırsın ben mi?" "Of Atakan, of!" "Oflama abiye." "Sadece iki gün büyüksün." "Sonuçta büyük olan benim. Hadi güzelim giy gel ceketini. Bende diğer güzelliklerimle oynamaya devam edeceğim." gözlerimi devirerek, sınıfa doğru adımlamıştım ki, kuytu bir köşede Ayza Hocayı ve Selim Hocayı belli bir yakınlıkta gördüm. Selim Hoca da haklı şimdi. Böyle bir afet karşısında yapacağım şeylerden biri, böyle yakınlaşmak olurdu. "Ah, Akel. Sorun vardı değil mi? Şimdi müsaitim." diyen Ayza hoca ile olduğum yerde kaldım. Ne? Kahkaha atsam, bozulur muydu?
Sinirli duruyordu ve Selim hoca da biraz sülük biri olduğu için, kurtulmaya çalışıyordu. Okulda olmasak, kesin olarak Selim hocayı döverdi. Bana öyle geliyordu. Yanlarına gidip sahte bir gülücük kondurdum yüzüme. Onlar gerçek sanabilirdi. "Aslında, anladım sorularımı ama bir de siz anlatırsanız fena olmaz." dediğim de, önce kaşları çatılmış, son dediğimle ise düzelmişti.
Hayret, Ayza hoca bana bu gözle bakar mıydı? "Gidelim biz Selim Hocam, iyi günler sizede. Ayrıca, bir daha lütfen böyle konuşmayın." Selim Hoca dumura uğrarken, el salladım bende. Omzuma atılan kolu saymıyordum. "İyi dersler hocam." diyerek arkamızı döndük ve uzaklaştık oradan. "Teşekkürler Akel." "Şimdiden başarılar, Selim Hoca'm peşinizi zor bırakır." "Selim Hocam?" "Hocam sonuçta değil mi? Neyse, izninizle ben gideyim. Sorularım bitti de." "Bu olanları unutursan sevinirim. Ayrıca bu etekle voleybol falan oynama." "Hocam, eteğim sizi hayli bir ilgilendiriyor sanki. Neden?" kaşlarını kaldırarak bana baktı ve eğildi biraz. Hocam, git. "Okuldayız, ufaklık. Okulun kuralları var." "Eteğim ile voleybol oynamam yasak mı yazıyor? Sadece merak ettim, yanlış anlamayın." "Hayır, sana bakan öğrenciler, geleceğin sapıkları gibi geliyor ve dövesim geliyor. Her türlü bakacaklar ama bakacak alanda verme daha fazla. Bakanları ayrı, sapkınları ayrı ayrı dövesim geliyor ki bu gerçekleşecek gibi duruyor. Bu da, başka bir kural."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öğretmenim / gxg
Novela JuvenilSaçımın annemden başka, kimsenin okşamasını istemeyen ve beklemeyen ben, matematik hocama izin vermiştim.