Yeni bölümde hoş geldiniz. Umarım severek okuyacağınız bir bölüm olur. Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.
Fırsatınız varsa, bu şarkıyı Spotify dan da dinleyin. Huzur bulduğum bir şarkı ve medyaya koyduğum kısmı az bir kısmı. Benim favori versiyonum.
Kahvaltı etmeyi sevmezdim. Bu yüzden kendim yerine, Ayza için kahvaltı hazırlıyordum. Sebepsizce erkenden uyanmıştım, biraz üzgün ve heyecanlı hissediyordum. Arkamı dönüp, çayları koyduğumda kapı pervazında yaslanmış Ayza'yı gördüm. Ne zamandan beri oradaydı ki? "Günaydın." "Günaydın. Ne zamandan beri oradasın?" "5 dakika falan oldu. Böyle bir manzara varken izlememek ayıp olurdu." dediğinde, güldüm ve ocağa gidip yumurtanın altını kapadım.
Belimde hissettiğim kollar ile önce gerilmiş, sonra da kendimi ona yaslayıp ellerini tutmuştum karnımın üzerinden. "Meleğim." diyerek boynumu öptü. Bu hareketiyle ürpermiştim. Gözlerimi kapattım yavaşça ve ona yer açtım biraz. Dudaklarının gerildiğinden sırıttığını anlayabiliyordum. "Kahvaltı yapmayacak mıyız?" "Benim kahvaltım önümde işte." kafasını kaldırdığında çekileceğini düşünmüştüm ama hayır.
O beni şaşırarak, sert ve acıtmadan çenemi tuttu. Beni kendine çevirdiğinde istemsizce dudaklarına bakmıştım. "Ben miyim kahvaltı?" "Tam üstüne bastın tilkim." diyerek dudaklarıma kapandı. Gözlerim kapandığında, kenetlediğimiz ellerimi sıktım. Dudaklarımı hareket ettirerek karşılık verdim öpüşüne. Alt dudağımı hafifçe dişlemiş, açılan ağzıma dilini göndermişti.
Hızlı değildik. Aksine yavaştan alıyorduk. Bir süre sonra soluklanmak için ayrıldık. Ayza ise anlımı öptü. "Benim için bundan daha iyi bir kahvaltı olamaz." kıkırdayarak, kalçamla hafifçe onu ittim ve yumurtayı, hazır olan masaya koydum. "Şimdi gerçek bir kahvaltı yap Ayza." yerine oturmadan önce, benim için sandalyeyi çekti. Minik jestleri bu kadar fazlasıyla önemsemesi tatlıydı."Ben kendime sağ tarafı hazırlamıştım." "Hayır, solumda otur." "Neden?"
Oturduğum zaman, biraz sandalyeyi itti ve kendi yerine yanıma oturdu. "Annemler her zaman solunda olmamı isterlerdi. Kalbimiz solumuzda. Annem de hep, kalbinde taşıdığın solundadır. Onu solunda tutarsan kalbini yanında gibi hissedersin, demişti." bunu beklemediğim için şaşkınlıkla ona baktığımda, göz kırpıp önüne döndü ve diğer tarafta ki tabağı alıp, önüme koydu. "Böyle bir anlam beklemiyordum." gülümsedi ve yanağımdan öptü.
Daha sonra tabağa bir sürü şey doldurmuştu. "Ayza, ben bu kadar şey yiyemem. Kahvaltı yapmayı sevmiyorum." "Benim elimden yemediğindendir. Ayrıca çok zayıfsın güzelim. Sana biraz kilo aldırsak olur." "Böyle çirkin miyim?" elbette öyle düşünmediğini biliyordum. Benden beklenmedik bir şekilde cilve yapmak istemiştim. Bu halime onun da şaşırdığı belliydi. "Estağfurullah yavrum. Çarpılırım öyle bir şey düşünsem." kıkırdadım. "Şaka yapıyorum."
Dudağımın kenarından öptü ve ekmeklerden birini alıp, terayağ ve bal sürdü. Dün öğrendiğim bir diğer şey ise aşırı zengin olduğuydu. Bu belliydi zaten. Ballı ekmeği kendi yiyeceğini düşünürken, bana uzattı. "Gerçekten yemek istemiyorum." "Seni ellerimle beslememe rağmen?" "Tamam ya tamam." diyerek ağzımı araladım hafifçe.
Kahvaltımız biraz kavgalı geçmişti çünkü Ayza bana zorla kahvaltı yaptırmıştı. "İlk defa bu kadar çok yiyorum." dediğimde gülümsedi ve anlımı öptü. "Artık böyle yemeni sağlayacağım." "Beni obez yapacaksın" "Öyle de tatlı olurdun bir kere." balkonda birbirimize sarılarak uzanıyorduk. Sanki artık burası bizim için sembolik olmuş gibiydi. "İçinde ki huzursuzluğu hissedebiliyorum. Bu yarınla mı ilgili?" kafamla onayladım ve boynuna sokuldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öğretmenim / gxg
Ficção AdolescenteSaçımın annemden başka, kimsenin okşamasını istemeyen ve beklemeyen ben, matematik hocama izin vermiştim.