Hiç şüphesiz bu dünyada en güçlü duygu merhamettir. insan varlığını ve üstünlüğünü duygularının en yücesi olan bu duyguya bağlı olarak yaşar.
seni yıkmayan darbe güçlendirir sözünün en doğru kanıtı olan yüzbaşı agah korkmazdı. onca acıya daha küçük yaşlarında yaşayan adam sadece tek bir dala tutunmak zorunda kalmıştı.
"annem ve babam nasıl bu vatan için uğurlarında kendilerini feda ettilerse ben de onların yolundan gideceğim"
onu takip eden genç oğlana bir bakış atan agah çadıra girdiklerinde tek başınalardı. çadırın ortasında etrafa endişeli bakışlar atan genç oğlanın bu haline üzülen genç adam kesik bir nefes aldı.
agah komutan bir kaç adım atarak genç oğlana yaklaştığında yeşile çalan ela gözlü oğlan ona yaklaşan adama çevirdi.
"adın enisti demi "diyen adam genç oğlanın dilini çözdürmek için bilerek böyle konuşuyordu. başını sallayan genç oğlan karşısındaki adama baktı.
"burada güvendesin korkmana gerek yok "dedi. fakat genç oğlan kendisini asla güvende hissetmiyordu.
genç adam karşısındaki balkan oğlanı baştan aşağı süzerken üstündeki kirli kıyafetlerinin onun rahatsız edeceğini düşündü. bu yüzden valizini açarak içinden bir eşofman takımı ve hiç açmadığı iç çamaşırlarını çıkarttı. bol gelecekti zaten genç oğlanın da zayıf bir vücudu vardı fakat yapacak bir şey yoktu.
"gel bakalım benimle "dedi genç adam. arkasını dönüp çadırdan çıktığında onu takip eden genç oğlan arkasından geliyordu.
dışarda onlara bakan askerlerine bir bakış atan agah komutan "ne bakıyorsunuz lan "diye bağırdı. komutanın bağırması ile her bir asker telaşla bir işin uçundan tutarken dudakları kıvrılan adam arkasından gelen oğlana baktı.
yürüyüşü tıpkı bir ördek yavrusuna benziyordu. bu onun gözüne çok sevimli gelmişti. bir kaç saat önce öğrendiği kadarı ile on dokuz yaşındaydı enis. fakat dış görünüşü tam tersini söylüyordu. daha küçük gösteriyordu agah komutanın gözüne.
askerlerin duş aldıkları kulübenin önüne gelen yüzbaşı önden içeri girdiğinde arkasından genç oğlan girdi.
banyo kapısını açan genç adam içeri kontrol etti önce. kimsenin olmadığını gördüğünde ona bakan genç oğlana baktı.
"önce gidip bir güzel yıkan içerde malzemeler var ben burada bekliyorum seni korkma "diyen agah ona bakan oğlana hafif bir tebessüm etti.
genç oğlan başını eğerek içeri girdiğinde kapıyı kapatmadan önce yüzbaşına baktı.
başını duvara yaslayan genç adam gözlerini tavana çevirerek balkan oğlunun bu hali canını sıkıyordu. güvenli bölgeydi fakat yaşadıkları onun için büyük bir zorluktu. onu anlıyordu.
"kaderi bahtsız oğlan "diye gözlerini kapatıp açan adam kesik bir nefes aldı. onun için üzülüyordu. fakat yapacağı bir şey yoktu.
yarım saat sonra içerden çıkan oğlana baktı genç oğlan. saçları nemli olan yüzü gözü açılmış temiz ve üstünde şapşal gibi duran kıyafetler genç adamı gülümsetti.
"çok yakışmış kıyafetler balkan oğlu "diyen adama şaşkın ördek yavrusu gibi baktı enis. bu hali genç adamın kalbinin yumuşamasına neden oldu. fakat gardını daha fazla indirmedi. yüzünü sabit tutarak "gidelim de karnını doyuralım aç olmalısın" diye birlikte kulüben çıktılar komutan ve balkan oğlu.
************************************************************************************
NASIL BULDUNUZ. KURGUYA YAVAŞ YAVAŞ ISINMAYA BAŞLADIM BAKALIM DİĞER BÖLÜMDE SİZİ NE BEKLİYOR. BOL YORUM YAPMAYI VE BENİ TAKİP ETMEYİ UNUTMAYIN TAKİP ÖNEMLİ ONA GÖRE.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜZBAŞI-BXB
Teen FictionMakedonya'da başlayan bir savaş için yardıma giden Türk asker timi komutanı agah ve savaşta kimsesiz kalan Balkan oğlanı enisin hikayesi. "türküler söylesem o boncuk gözlerin ağlamayı bırakır mı"diye sordu agah komutan. kızıl saçlı oğlanın boncuk do...