Genç oğlan sabahın ilk ışıkları ile bulunduğu kamp çadırından çıktığında kapıda sandalyede oturarak uyuyan askere bir bakış attı. gün daha doğmamıştı sadece tepelerde hafif kızıllıklar vardı.
komutan tarafından göz kulak olması için görevlendirilen askerdi. adı yunustu. genç oğlan tebessüm etti. elindeki gaz lambasını alarak ormana doğru giderken gözlerini lambadan ayırmıyordu.
komutan göreve gitmeden önce balkan oğlunu güvendiği timinden bir kaç tane askere emanet ederek gitmişti.
beş gün önce genç oğlana olan itirafından sonra kaya oturmuş genç oğlanla sohbette dalmıştı. ona olan hislerinden utanmasını veya kaçmasını istemiyordu. genç oğlanda komutana karşı boş değildi. bu açıkçası onu mutlu etmişti. ailesini kaybettikten sonra bir daha mutlu olamayacağını düşüyordu.
ama yine de komutanın göreve gitmesini istemiyordu ve savaş hala devam ediyorken. ormandaki nehirin yanına vardığında ayakkabılarını çıkartarak lambayı sımsıkı tutuyordu. orman hala karanlıktı. güneşin doğmasına hala vardı.
büyük kayanın üzerine geçip oturan oğlan lambayı kucağından indirdi. yanına koydu. ardından cebinden çıkarttığı kibrit ile cam fanusu hafif aralayarak ateşi yaktığında hafif yanan ateşinin için lambayı aydınlattı.
fanusu kapatarak lambayı kucağına aldığında kesik bir nefes alarak suya baktı. gözleri sevdiği adamın yüzüne dalıp gitti.
5 GÜN ÖNCE...
Başını genç adamın göğüsüne yaslayan genç oğlan kendimi huzurlu hissediyordu tıpkı belini kolları ile sarmış olan komutanda.
fakat genç oğlan utanıyordu. çünkü daha önce hiç böyle bir itirafta bulunmamıştı kimse ona karşı. ve bu kişi şayet ondan büyük ve rütbeli birisi ise daha çok utanıyordu.
"bir şey söylemeyecek misin balkan oğlu "dedi agah. genç oğlan yutkunarak başını hafifçe kaldırarak genç adamın yüzüne baktı.
"ben...ne söyleyeceğimi bilmiyorum "dedi sadece. genç adam kesik bir nefes vererek "hislerini öğrenmek istiyorum şayet bu mümkün değ-"genç komutanın sözünü kesen balkan oğlu elini genç adamın yanağına koydu.
"senin yanında iken kendimi güvende hissediyorum. sen yıkılmış olan yuvama bir yuva verdin komutan "dediğinde agah gözlerini genç oğlandan ayırmıyordu.
gözlerini çekinerek yere indiren genç oğlan "sana karşı boş değilim "diye fısıldadığında bu genç komutanı gülümsettirdi. enisin elini yanağından tutarak dudaklarına bastırdığında genç oğlan daha çok utandı fakat içindeki mutluluk buna eş değerdi.
aradan geçen bir kaç dakikanın ardından "göçmen kızı türkünü bilir misin balkan sevdalım "diye konuşan agah komutanın sesi ile bakışlarını genç adamın yüzüne çeviren oğlan başını iki yana salladı. fakat bundan önce ona kullandığı hitap şekli gülümsemesine neden oldu.
"ne zaman sana baksam o mavi boncuk gözlerinde kaybetsem kendimi bu türkü dilime dolanır "dediğinde genç oğlan merakla "söyler misin "dediğinde agah ağır bir şekilde başını sallayarak boğazını temizledi. başını komutanın göğüsüne tekrar yaslayan oğlan bekliyordu.
"Ben bir göçmen kızı gördüm
Tuna boyunda
Elinde bir deste gül var
Hasret koynundaDoğru söyle göçmen kızı
Annen var mıdır
Ne annem var ne babam var
Kalmışım öksüzSen bir öksüz ben bir garip
Alayım seni
Alayım da gurbet elde
Sarayım seni" kesik bir nefes alan genç adam can kulağı ile başını göğüsüne yaslayan balkan sevdalısına bakıyordu."Telgrafın tellerinden haber var mıdır?
Ne haber var ne mektup var
Kalmışım öksüz
Doğru söyle göçmen kızı
Haber yok mudurNe gelen var ne giden var
Kalmışım öksüz
Sen bir öksüz ben bir garip
Alayım seni
Alayım da gurbet eldeSarayım seni
Sen bir öksüz ben bir garip
Alayım seni
Alayım da gurbet elde
Sarayım seni" diyerek türküyü bitirdiğinde başını hafifçe kaldıran genç oğlan gülümseyerek agah komutana baktı."çok güzel söyledin "dedi. genç adam dudaklarını genç oğlanın alnına bastırdı. "senin canına kurban olurum "diyerek genç oğlanı göğüsüne yaslayarak sıkıca sarıldı.
*****************************************************************************************
NASIL BULDUNUZ. KURGUNUN İLERLEMESİNİ NASIL BULDUNUZ. BOL YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN. VE BENİ TAKİP ETMEYİ DE UNUTMAYIN TAKİP ÖNEMLİ.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜZBAŞI-BXB
Novela JuvenilMakedonya'da başlayan bir savaş için yardıma giden Türk asker timi komutanı agah ve savaşta kimsesiz kalan Balkan oğlanı enisin hikayesi. "türküler söylesem o boncuk gözlerin ağlamayı bırakır mı"diye sordu agah komutan. kızıl saçlı oğlanın boncuk do...