Yüreğe bağlı olanların ruhları nerde olursa olsun asla kopmazmış. bu uğurda savaşlar verilse de, canları ne kadar çok yansa da ruhlar birleşir sevda karasında boyanırmış.
bandırmanın içinde patlayan bomba sesleri kampın çok uzağında yaşansa da sesler balkan bölgesinin diğer tarafında duyuluyordu.
gecenin karanlığında kendi kamp çadırında gözlerini yummaya çalışan genç oğlan demir ranzada ne kadar dönse de uyuyamıyordu.
nasıl uyuyabilirdi ki. sevdiği adam görev için gittiği savaş bölgesinde canı ile savaşırken nasıl olurda başını rahatça yastığa koyabilirdi ki.
kesik bir nefes alarak yataktan kalkan genç oğlan terliklerini giyerek çadırdan çıktığında sessiz olmaya gayret ediyordu.
nöbet tutan askerler dışında herkes kendi çadırında uyuyordu. başını kaldırarak gökyüzüne bakan oğlan ayın hilal şeklinde olduğunu gördü.
bir kaç saniye sonra duyduğu bomba sesler ile irkilen genç oğlan kesik bir nefes verdi.
"O Zot, të lutem mbroje dhe ndihmoje.(Allahım ne olur onu koru,ona yardım et)"diyerek fısıldayan genç oğlan burnunu hafifçe çekti. komutana bir şey olması onun canının yerinden sökülmesine neden olur. ikinci defa ölür. ailesinden sonra sevdiği türk askerini kaybederse hayat onun için bitmiş olur. nefes alan bir ölüye dönüşür.
SAVAŞ BÖLGESİ.
"dikkat edin "diye askerlerini uyaran genç adam bastıkları toprakları keşfe çıkmışlardı. bulundukları bölge tekin bir yer değildi.
düşman askerlerin bölüklerinin burada olduklarından şüpheleniyorlar. iki birlik olarak birbirinden ayrılan tim bölgeyi daha iyi taraya bilmek için kuzey kanadı arnavut askerleri, güney bölgesini ise türk askerleri kontrol ediyordu.
"komutanım burası temiz "diyen askerine baktı. bakışları gecenin zifirindeki ormana çevirdi. karanlık epey çökmüştü. üç saat olmuştu. görünürde kimseyi bulamamışlardı. fakat agah hala bulundukları bölgede bir terslik olduğundan şüpheleniyordu.
"komutanım ne ol-"genç askerin sözünü kesen komutanın elini kaldırması oldu. keskin bakışlarını ilerdeki tepenin oyuklarına diken genç adam "şimdi üçe kadar sayacağım ve hemen kayalara sığınacağız "dedi genç adam.
oyuklardaki hareketliliği gören genç adam "üç "diye bağırdığında tepedeki düşmanların ortaya çıkması ile kendilerini kayalıklara atmaları ile bir oldu.
etrafta patlayan silah sesler ile nefes nefese birbirine bakan askerler komutanlarına bakıyordu.
"komutanım Allah sizden razı olsun nasıl fark ettiniz de o şere-"komutanın bakışları ile susmak zorunda kaldı asker.
"onlara geçit vermiyoruz ateş edin şimdi"diyerek silahını dışarı çıkartan komutan ateş etmeye başladığında askerleri de aynı şekilde ateş ediyordu.
BİR SAAT SONRA.
"komutanım mühimatımız az kaldı "diyen askerine baktı agah. "siktiğimin birliği birazdan geliyor az daha dayanın bu tarafa yaklaşmasına izin verm-"sözünü kesen yan taraftan geçen kurşun olurken kendini geri çeken komutan nefes nefese küfürler ederek ateş ediyordu.
"siktiğimin piçleri "diyerek geri çekildi. belindeki kurşunlara baktı. cephaneleri gerçek anlamda bitmek üzereydi.
"komutanım kurşunumuz bitti "diyen askerlerine kemerindeki kurşunları veren agah "birlik destek buraya yaklaşıyor burada kalırsak bu şerefsizler bizi harcarlar onun için geriye doğru ormana çekiliyoruz kimse arkasına bakmadan devam ediyor anladınız mı"diye bağırdığında başını sallayan birliğine baktı.
"ben şimdi dediğimde koşar adımlarla kendinizi savunarak "dediğinde derin bir nefes alan genç adam birden kayanın üstüne çıkarak "ŞİMDİ"diye bağırdı oyuklardaki düşman askerlerine ateş açarak. timdeki birlik ateş etmeye devam ederek ormana doğru koşarken agah komutan arkalarından hızlı adımlarla geliyor bir yandan da ateş açıyordu.
bir anlığında arkasına bakan komutan askerlerin gözden kaybolduğunu gördüğünde önüne dönmüştü ki diğer taraftan çıkan düşman askerinin kurşunun hedefi oldu.
kanın üniformasını kırmızıya boyanması ile dizlerinin üzerine çöken adam yere yığıldığında yutkunamadı.
acı içinde nefesini verirken sadece tek bir kişinin ismi döküldü dudaklarından.
"balkan oğlu "diye fısıldadı.
KAMP BİRLİĞİ.
genç oğlan şafağın sökülmesi ile ormandan çıkarak kampa geri dönüyordu. gece uyuyamadığı için gölette gitmişti.
orası onun için nefes alma yeri gibi bir şeydi. gizli mabediydi. sevdiği adamın ilk kez onu sevdiğini söylediği yerdi.
kampa doğru yaklaşırken çadırının önünde ona telaşla ve üzüntüyle bakan askerle döndü genç oğlan.
aralarında bölgeye gönderilen ve üstleri başları perişan olan türk askerleri de vardı. tek bir fark vardı o da komutan aralarında yoktu. ve hepsinin yüzünde üzüntü, gözyaşı ve keder vardı.
"ne oluyor burada "bozuk türkçe aksanı ile konuşan genç oğlana bakan türk askerleri endişe verici ve kederli ifadeleri yüzlerinden okunuyordu.
"agah komutanı kaybettik "diye gözlerinden yaşlar akan türk askerine donuk bir ifade ile baktı genç oğlan.
****************************************************************************************
SEZON FİNALİ GİBİ BİR FİNALDI HA. NASIL BULDUNUZ SEZON FİNALİNİ. AGAHIN ÖLMEDİĞİNİ HEPMİZ BİLİYORUZ UMARIM. NEYSE SİZİ İKİNCİ SEZONDA BOMBA BÖLÜMLER BEKLİYOR BOL YORUM YAPMAYI VE BENİ TAKİP ETMEYİ UNUTMAYIN.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜZBAŞI-BXB
Teen FictionMakedonya'da başlayan bir savaş için yardıma giden Türk asker timi komutanı agah ve savaşta kimsesiz kalan Balkan oğlanı enisin hikayesi. "türküler söylesem o boncuk gözlerin ağlamayı bırakır mı"diye sordu agah komutan. kızıl saçlı oğlanın boncuk do...