2. Bölüm

3.1K 263 167
                                    

Oy ve yorum yapmayı unutmayın!

Beklediğinizin farkındayım ama içime sinmeyen şeyler olduğu için bölümü atmadım. Şimdi ise içime sinmeyen bazı şeyleri düzelttim.

İyi okumalar.
____________________________

Etrafta göz gezdirdim. İlk defa planlarım suya düşmüştü. Kendimi teselli ettiğim tek bir konu vardı ablamın mezarlığının yerimi öğrenecektim.

"Bundan sonra ne olacak?" Dicle'nin sorusuyla sesli bir şekilde nefesimi verdim.

"Kıyameti koparacağım." Tek seçenek buydu.

Ağalar gitmeye başladığında Agah ağanın yanına gittim.

"Nerde?" Yüzünde keyifli bir sırıtış vardı.

"Düğün olduğu gün öğreneceksin." Gözlerimi devirdim.

"Berdeli kabul ettim. Niye düğünü bekliyorum?" Dicle de yanıma gelmişti.

"Önlem alıyorum." deyip beni dinlemeden oğlunun yanına gitti.

"Bunu yakın bir zamanda öldürmemiz gerekiyor." Dicle başını salladı.

"Bunun için senden elma istemiyorum. Bunu keyif içinde yaparım." Ciddi misin der gibi baktım. Dicle ilk defa ciddiydi elma istememe konusunda. Tam gidecekken önümüze Karamanlar çıktı.

"Dicle." Benim önüme çıkıp silahı indirmemi söyleyen adamdı.

"Ben gideyim mi?" Dicle'nin kulağına fısıldamıştım.

"Hayır." Dicle sadece ailesine bakıyordu.

"Niye sakladın?" Annesi büyük bir özlemle sormuştu. Benim annemse beni gram umursamamıştı. Bu hale sinir bozukluğuyla güldüm. Bana baktıklarında sustum ama deli gibi kahkaha atmak istiyordum.

"Öyle gerekti." dedi Dicle sadece.

"Öldü bilmemiz mi gerekiyordu?!" Silahı indirmemi söyleyen adamdı.

"Ancak öyle bırakacaktınız peşimi." Dicle'nin de onları özlediğini görebiliyordum.

"Kaç kere mezarlığının başında Allah'a yalvardım haberin var mı?" dedi bana silahı indirmemi söyleyen adam. Dicle sustu çünkü haklıydı.

Annesi ağlayarak Dicle'ye sarıldığında ben sadece onlara baktım. Benim annem bana hiç öylesine sıkı, öylesine özlem dolu sarılmamıştı... Ben sevilmeyi hak etmemiş miydim? Sevgi hak edilen birşey miydi ki? İnsan kızını sevmez miydi?

Sevgiyi bilmeyenler çocuk yapmamalıydı. Bu doğan çocuğa haksızlıktı. Sevgiyi hak edilecek bir şey gibi öğrenmesini sağlamak haksızlıktı. Hemde dünyadaki en büyük haksızlıklardandı.

Benim ne suçum vardı, ben size ne yaptım, beni niye sevmediniz diye haykırmak istedim ama yapabildiğim tek şey sessizce sevgi ve özlem dolu anne-kızı, aileyi izlemek oldu.

Benim bakışlarımı silahı indirmemi söyleyen adam fark edince bakışlarımı onlardan çekip adama çevirdim.

"Evleneceğim adam sensin." Bana bakıp konuştu.

"Abini öldürmelerini söyleyen manyakta sensin." Omuz silktim rahatlıkla. Bana yaptıklarını öğrenseydi benim manyak olduğumu düşünür müydü işte orası bilinmezdi.

"Demir." Gözlerine baktım.

"Alaca." dedim sadece. Evleneceğim adamın adını yeni öğreniyordum.

"Numaranı verirsen iletişimiz daha rahat olur." Telefonunu bana uzatmıştı.

Telefonunu elinden aldım ve numaramı girdim. İsim kısmına gelince Alaca yazıp bıraktım. Ortam o kadar gergin ve tuhaftı ki ancak cenazede böyle bir ortam olurdu.

ALACAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin