Bölüm 17: Pişmanlık

2K 121 85
                                    

Herkese merhaba

Bir yeni bölümle daha sizlerleyimm

Nasılsınız?

Ben çok iyiyim.

Yazım yanlışları olabilirr

Satır aralarına yorum yapmayı unutmayınn

İyi okumalarr

Karnım ağrıyor, sırtımdaki izler yanıyor, vücudum ağrıyordu. O kadar darp edildim ki yerden kafamı kaldıramıyorum. Kafamı kaldırıp Çise'ye bakmak istiyordum, yapamıyordum.

Yüz üstü bir şekilde soğuk zeminden yatıyordum. Saçlarım dağılmıştı. Kafamı zor da olsa sağ tarafa doğru çevirdim. Çise daha gözlerini açamamıştı.

Biliyordum. Onun bu kadar dayanıklı olamayacağını biliyordum.

"Çise.." dedim kurumuş olan boğazımla.

"Uyanır mısın? Korkuyorum." Dedim bir kez daha. Yine gözlerimden yaşlar aktı. Artık gücüm kalmamıştı.

Sabah olmuştu ve Kılıç'lar daha bizi bulamamıştı. Belki de biraz daha oyalasaydım teröristleri, o zaman yetişebilirlerdi.

"Çise.." dedim bir kez daha.

"Hmm." Diye bir mırıltı çıktı ağzından.

"Uyandın mı? Gözlerini açabilirsin, ben buradayım. Neren acıyorsa söyle
bana." Dedim. Elimi kaldırıp omzunu hafifçe okşadım.

"İklil.." dedi. Sırtını duvara yaslamış, dik bir şekilde duruyordu.

"Neren acıyor?"

"Kolum çok ağrıyor, geçmiyor. Ben..ben babamı çok istiyorum." Dedi ve ağlamaya başladı. Sertçe yutkundum.

"Şş tamam, gelecekler. Ağlama, bekle." Dedim ve yerimde doğrulmaya çalıştım. Ellerimi zemine bastırarak oturur pozisyona geldim.

"Neresi acıyor?" Dediğimde eliyle dirseğini gösterdi.

Etrafıma bakındım. Duvarın dibinde ince uzun bir çubuk buldum. Daha doğrusu bir dal parçasıydı. Yavaşça, yerde sürünerek onu aldım. Geri Çise'nin yanına geldim.

Bunu yaparken bile her yerim acımıştı. Karnımın ağrısı geçmiyordu.

Çise'nin yanına geldiğimde beni izledi. Bir daha etrafıma baktım. Sonra ise üstüme. Dal parçasını yere koydum ve iki elimle üstümdeki tişörtü tuttum. Sertçe çektiğimde bir parça koparmış oldum.

"İklil ne yaptın? Neden yırttın onu? Zaten üşüyordun." Dedi Çise. Şuan umrumda değildi. Kolu kırılmış olabilirdi.

Dal parçasını kolunun üstüne yerleştirdim ve yırttığım tişörtün parçasıyla bağladım. Bu şekilde kolu sabit duracaktı.

"Oldu." Dedim ve bende sırtımı duvara yasladım. Yerdeki hırkasını aldı ve ikimizinde üstüne çekti. Başını omzuma koydu ve boynuma doğru yattı.

Bu hareketiyle gülümsedim. Saçlarını okşadım. Ablasıydım sanki.

Kapı kapanma sesi geldi. "Bakıyorum da kalkabilmişsiniz." Dedi ve yanımıza yaklaştı. Ellerini cebine soktu.

"Babamlar seni bulacak." Dedi Çise. Alayla güldü. "O biraz zor. Nerede olduğunuzu bilmiyorsunuz herhalde." Dediğinde anlamıştım.

Çünkü yer altındaydık ve bizi nasıl bulacaklar onu bilmiyordum.

ÇİÇEKTEN TAÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin