5. bölüm

2.3K 124 12
                                    

Ertesi  gün:

Sabah uyandığımda fazlasıyla heyecanlıydım. Barış ile evi için alışverişe gidecektik. Bu gayet normaldi, işimi yapacaktım ama bu yine de beni biraz geriyor ve heyecanlandırıyordu.

Saat 09.30 olduğunda Fırat Bey ile Barışın evine gelmiştik bile, ve ustalar bıraktıkları işlerine devam ediyorlardı.

Mutfağa gittim ve yemek masasının sandalyelerinden birini çekip oturdum. Masaya tabletimi koydum ve arkadaki inşaat sesleri kulaklarımı huzurla (!) doldururken, Pablo için yapacağımız yeri planlamaya başladım.

Bahçenin ölçülerini zaten almıştık oraya uygun bir köpek kulübesi yerleştirdim önümdeki ekrana. Zaten önemli olan tek şey kulübenin kaça kaçlık olacağıydı.

Ben önümdeki tablet ekranına bakmaya devam ederken yanındaki sandalyenin çekilmesiyle korkuyla sıçradım, Fırat Bey oturmuştu.

"Ee Bade, nasıl gidiyor?" diye sorduğunda gülümseyerek, ben de gülümsedim. Bu adam hiç somurtuyor muydu acaba?

"İyi gidiyor Fırat Bey, alışıyorum işte zamanla." dedim hafifçe omuz silkerek.

Gülümsedi, "Güzel, ben şimdiden çalışma stilini sevdim. Belki ileride de çalışmaya devam ederiz." dedi göz kırparak ve hafifçe gülerek yerinden kalktı. "Ben şimdi şirkete dönüyorum biraz işim var. Sen burayı halledersin diye düşünüyorum, bir sorun çıkarsa ararsın beni." dediğinde başımı salladım.

"Siz merak etmeyin Fırat Bey, burası emin ellerde." dedim şakacı bir tonla ve ikimiz de hafifçe güldükten sonra eşyalarını alıp gitti.

💌

Fırat Bey gideli aradan birkaç saat geçmişti. Ustalar mutfaktaki tezgahı yenilemiş, boruları kontrol etmiş ve yeni lavaboyu yerleştirmişti.

Salondaki bazı duvarların yıkımı bitmiş ve alan biraz daha genişleyip, bahçeye çıkış için taktığımız boydan boya camlarla biraz daha ferah ve yeşillikte bütün bir ortam haline gelmişti.

Bir duvarı kestane rengine boyarken geri kalan salonun duvarlarını daha güzel bir bej rengine boyamıştık. Kestane rengine boyadığımız duvarın ortasına odun rengi bir televizyon ünitesi koymuştuk ve üzerine de kullanmaya devam etmek istediğini söylediği televizyonunu koymuştuk.

Duvarın sağ tarafına Pablo'nun, Barış'ın, Pablo ve Barış'ın ve birkaç manzaranın resmini çerçeveletip asmıştık. Çerçevelerin hepsi küçük küçüktü ve karmaşık durması beklenirken aslında hepsi bir uyum içindeydi ve çok güzel gözüküyordu.

Fırat Bey nasıl yaptı bilmiyorum ama Barış'ın ailesi ile olan bir sürü küçüklük fotoğrafı vardı. Fotoğrafları incelemeye başladım.

Bir tanesinde annesinin kucağındaydı, altında sadece bezi vardı, annesinin kucağında elinde biberonuyla uzanırken birbirlerine bakıp gülümsüyorlardı. Çok şirin bir fotoğraftı. Bir diğer fotoğrafta sadece o vardı bir kanepenin üzerinde oturuyor ve tombul ayaklarını tutup gülüyordu, yine altında sadece bezi vardı.

Çok komik durduğu için hafifçe güldüm çok tombul ve tatlı duruyordu.

"Hoşuna gitti bakıyorum da?' diyen bir ses arkamdan yaklaştığında korkuyla hafifçe yerimde sıçradım ve arkamı döndüm. Barış gülümseyerek yanıma geliyordu. Üzerimdeki şaşkınlığı attıktan sonra hafifçe güldüm.

"Çocukken tatlıymışsın." dedim hafifçe omuz silkerek. Tek kaşı havalandı,
"Şimdi değilim yani?" diye sorduğunda ciddi sesiyle, duraksadım.

all because I liked a boy | Barış Alper Yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin