Ertesi günün sabahına Milas'ın yüzümü yalaması yüzünden uyanmıştım. Ne kadar huylandırıcı olsa da güne başlamanın en tatlı yollarından birisiydi. Gözlerimi açıp huysuzca kaşlarımı çatarak etrafa baktıktan sonra koluma sokulan Milas'a çevirdim bakışlarımı.
Gözlerini kapatıp koluma sokulmuş bir şekilde uyuyordu, böyle uyumak en sevdiği şeylerden birisiydi. Usulca ben başını okşarken mırıldandı, ve sonrasında uykuya daldı.
Nazikçe kolumu başının altından çektim, biraz mırlasa da sonrasında beni umursamayarak uykusuna geri döndü.
Yataktan kalktım ve ilk işim onun mama kabını doldurmak ve su kabındaki suyu yenilemek oldu. Sonrasında mutfağa gidip kendime bir tost hazırlamaya başladım. Ben tostu hazırlarken telefonum gelen mesaj ile titredi, Barış'tandı.
Barış ♥: Günaydın, bu akşam seni kaçırmama izin var mı?
Mesajı okuduğumda hafifçe güldüm, tost makinesinin kapağını kapattıktan sonra yazmaya başladım.
Bade'm ♥: Üzgünüm :( Bu kızın çok işi var ve çalışması gerek...
Mesajı attığımda kısa bir süre sonra yanıt geldi.
Barış ♥: Bende üzgünüm :( Çok bir işim yok bu yüzden oturup seni özleyeceğim...
Mesajına gülümsedim, buna bi' yılışık haller gelmişti, hayırlısı bakalım...
~
Kahvaltımı yapıp hızlıca hazırlanıp evden çıktıktan sonra şirkete gelmiştim, yeni bir gün, yeni bir kölelik zamanıydı.
Arabamdan inip binaya giriş yaptım, ve sonrasında asansöre binip yukarıya çıktım. Asansörden indiğim an çapraz tarafta duran masada beni cellatımmış gibi Arda bekliyordu, ben dışarıya bir adım atınca hızla yerinden kalktı.
"Kızım nerdesin sen!" dedi sesi telaş ve heyecan doluydu.
Bileğimdeki saate baktım, "Burdayım işte, her zamanki gibi vaktinde gelmişim..." dedim anlamayan gözlerle ona bakarken.
Arda gözlerini devirdi ve onu ciddiye almadığımı düşündüğü için hafifçe omzuma vurdu, "Onu mu diyoruz kızım! Dün gece nerelerdeydin, magazinde boy boy fotoğrafların var. Ay allahım bu kız beni delirtecek, uyanır uyanmaz telefona bakmıyor musun kızım sen!" diye beni azarlarken anlamayan gözlerle ona baktım.
"Ne saçmalıyorsun Arda sabah sabah Allah aşkına... Ne magazini ya? Ayrıca belli senin o gözlerin niye bozuk, insan uyanır uyanmaz telefona mı bakar?" dedim ama ne saçmalıyordum bilmiyordum, magazin mevzusu aklıma takılmıştı.
Telefonunu eline aldı, ve bir yerlere girdikten sonra telefonu bana çevirdi ve aniden dün akşam Barış ve arkadaşlarıyla yemeğe gittiğimiz yerden gizlice çekilmiş bir fotoğrafımızı gördüm. Bir de bu da yetmezmiş gibi beni çok kısaca öptüğü anın videosuda vardı.
Ağzım şokla açılırken Arda konuşmaya başladı, "Yok ya o herif benim tipim bile değil dediğin herifle dudak dudağa görüntülenmişsin kızım! Ofisi birbirine kattın, Seda Hanım delirdi, "bu kız her çalıştığı kişiyle sevgili mi olacak?" diye etrafta geziyor..." dedi ve iç çekti.
İnanamıyordum, gerçekten yaşananlara inanamıyordum. İşte tam olarak bu yüzden Barışla ilişkimizi bir süre saklamaya çalışıyordum, çünkü herkesin gözünde şu anda kötü adam bendim.
Arda'ya baktım, "Arda, saçmalama Allah aşkına, her şey iş dışında gelişti zaten. Seda Hanım nerde şimdi?" dedim kaşlarımı çatarken.
Bir elini saçlarının arasından geçirip iç çekti, "Ofisinde, zaten seni bekliyordu git bir konuş, sonra da yanıma gel." dedi ve o da kendi masasına ilerkerken bende Seda Hanımın ofisine yürüdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
all because I liked a boy | Barış Alper Yılmaz
Teen FictionBakışlarım odanın içerisine kaydığında Barış'ın dudaklarında ufak bir tebessümle bizi izlediğini gördüm. Uzun bir iş olacaktı...