5~RÜSTEM ABİ!!!

35 12 3
                                    

Tıklım tıklım insan dolu bir kafe ve içinde koşuşturan zavallı, yorgunluktan baygın düşmek üzere olan dört genç... Evet evet, bu olaylar için bence gayet iyi bir başlangıç fakat yorgunluk sanki şuan ki halimizi anlatmak için çok hafif kalıyordu. Ata, Fırat, Betül ve ben... Elimdeki tabakları üçüncü masaya bırakarak arkamı döndüm. Kasaya doğru ilerlerken Betül'ün az kalsın elindeki kahve kupasını yere düşüreceğini görmemle hemen yanına koştum. Servis tepsisine doldurduğu tabaklardan ve bardaklardan bir kaçını alıp kendi tepsime yerleştirdim.

''Bunlar kaçıncı masaya?''

''Beş.'' kafamla onaylayarak yanından uzaklaştım Betül'ün. Beşinci masaya da öncekiler gibi tabakları bıraktıktan sonra afiyet dileyip kasaya doğru adımladım. Bu sırada Fırat müşterilerden birine söylenerek yanıma yaklaşıyordu. Elindeki tepsiyi boş bir alana bıraktı. Evet, yanlış duymadınız elinde tepsi var. Çünkü o ve Ata'da bizlere yardım ediyorlar. 

Aslında kafe gerçekten o kadarda büyük değildi. Dükkanın bir kısmı kitaplık odası, bir kısmı ise atıştırmalıkların satıldığı normal bir kafe için ayrılmıştı. Bugün kitaplık bölümü işlevde değildi. Daha çok gençlerin icap ettiği kafe bölümü açıktı. Normalde bu kadar yoğun olmayan kafede oturacak yer yoktu resmen. Eh, işler böyle olunca Ata ve Fırat'ın içleri rahat etmemiş, bizlere yardım etmişlerdi. 

Kafeye ilk adım attığımızdan bu yana baya zaman geçmişti. Öyle ki saat dörde yaklaşıyordu. Bu da demek oluyor ki dükkanın kapanmasına son bir saat vardı. İçimi bir rahatlık kaplamıştı. Şimdiden evdeki koltuklarda uzanmayı özlemiştim. Bilen bilirdi ayakta o kadar çok durduktan sonra dinlenmenin verdiği keyif ve rahatlığı...

''Ay, sanki ben çok meraklıydım senin çektiğin fotoğrafın arkasında çıkmaya. Neymiş, efendim? Hiç estetik bir kare değilmiş. Çokta şeyimde yani!'' diye söylenen Fırat'a boş bakışlarımdan birini attım yine. Serviste yardım etmeyi istediğinden beri tartıştığı üçüncü müşteriydi bu.

''Müşteri her zaman haklıdır, Fırat. Sen de azıcık alttan alsan olmaz sanki.'' her tartışmada verdiğim nasihati bir kez daha tekrarladım. O ise her seferinde yaptığı gibi gözlerini devirdi. Böyle yaptığında bir tane vurasım geliyordu.

''Ata mı? Ne kadar güzel bir isim. İnanır mısınız, hayatımda tanıştığım ilk Ata sizsiniz.'' kulaklarıma, duyduğum cümlelerden sonra bir de minik kahkahalar ulaştı. Başımı, Fırat ile aynı yöne çevirdiğimde karşılaştığım manzara yüzümü buruşturmama sebep oldu. Ata, masadaki boş tabakları toplarken başına üşüşmüş olan sivrisineklerin vızıltısına sadece gülümsüyordu. Masada oturan kızlar, Ata'ya yürümüyor koşmaya çalışıyordu ancak Ata, onların önüne kocaman duvar koyuyordu. Hiç konuşmadan arkasını dönüp diğer masalara doğru ilerledi. İlerlerken Betül'e kısa süreli bir bakış atmıştı fakat Betül safı bunu fark etmedi. Ama benden kaçar mı? Kaçmaz!

''Daha demin Ata, masadaki kızları es geçerek Betül'e mi baktı?'' demek ki bu olay sadece benim gözümden değil, Fırat'ın da gözünden kaçmamıştı. Ona dönüp kafamı evet anlamında salladım.

''Ne oluyor lan? Bunlar flörtleşiyor mu yoksa?'' diyen Fırat'a şaşkınca baktım. Olabilir miydi böyle bir şey? Yok canım, daha neler!

''Ben, Betül ile tanıştığımdan beri yanında hiç erkek görmedim. Ayrıca Betül çokta bu konulara ilgili değil ki.'' dediğimde Fırat, parmağını buldum dercesine şıklattı. Anlamadığımı belli edercesine kaşlarımı çattım. O ise sanki aklını okuyabiliyormuşum da okumamayı tercih etmişim gibi onu anlamadığım için ofladı. 

''Belki Betül bu konulara ilgili değildir ama Ata öyle değil. Aslında Ata'nın da yanında çok kız görmedim şu zamana dek fakat bence yani belki diyorum...'' halen bir şeyleri anlamamı bekliyordu. En sonunda benden ses çıkmayınca göz devirip lafına devam etti. Yok, ben bu çocuğu döverim! Ne bu samimiyet kardeş? Sürekli göz devirmeler falan! Bak sinir ediyor insanı şu hareket.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 30 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YAN DAİREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin